Rusya Devlet Başkanı Putin'in Ukrayna'yı "Amerika'nın kuklası" olmakla suçladığı konuşması tazeliğini koruyor. Putin, içinde tarihi göndermelerin de bulunduğu, dağılan Sovyetler Birliği'nin intikamını da almak istediğini gösterir konuşmasının ardından Ukrayna'ya saldırı emrini verdi. Bu emir sonrası işlir hesaplandığı gibi gitmiyor görünüyor.

BİRLİKLERİN YAKITI MI BİTİYOR?

CNN'de yer alan yorumda yer alan şu ifadeler dikkat çekti:

"Rusya şimdiye kadar başkent Kiev de dahil olmak üzere Ukrayna'daki kilit şehirleri ele geçirmeyi başaramadı. Pazar günü, Ukrayna kuvvetleri, neredeyse sürekli saldırı altında olan Ukrayna'nın en büyük ikinci şehri olan Harkov yakınlarındaki stratejik bir havaalanındaki Rus ilerlemesini başarıyla püskürttü .Ukraynalı güçler ve sivillerden gelen şiddetli bir mücadeleye ek olarak, Rus işgali, ön cephedeki askerlerin yakıt, mühimmat ve yiyecek sıkıntısı çekmesiyle lojistik zorluklar yaşadı .Bir NATO yetkilisi, Rus kuvvetleri hakkında ittifakın en son istihbaratına işaret ederek , "Sorunları var" dedi. "Dizelden yoksunlar, çok yavaş ilerliyorlar ve tabii ki moral bir sorun."

GÜCÜNÜN AZINI KULLANDI

Yorumda, bu olumsuz tabloya rağmen, Rus ordusunun hala önemli bir gücü elinde tuttuğu da şöyle hatırlatıldı: 

"Ancak üst düzey bir ABD savunma yetkilisi Pazar günü gazetecilere verdiği demeçte, Rusya'nın misyona uygulanan toplam savaş gücünün yalnızca üçte ikisini kullandığını ve taarruza geçmek için önemli miktarda güç bıraktığını söyledi."

CNN'deki yorum şöyle devam ediyor:

"Görünüşe göre Putin, Ukrayna'nın kendini savunma kabiliyetini yanlış değerlendirmekle kalmadı, aynı zamanda bir işgal durumunda uluslararası toplumun Rusya'ya karşı ne kadar sert bir çizgi izleyeceğini de yanlış değerlendirdi. Yıllardır Rusya Devlet Başkanı, Kırım'ı yasadışı olarak ilhak etmesi, Suriye rejimine acımasız desteği ve diğer ülkelerdeki saldırganlık eylemleri nedeniyle Batı'dan çok az tepki gördü. Putin ve rejimine yönelik tüm güçlü kınama sözlerine rağmen, Batılı ülkeler hala Rusya'dan gaz satın alıyor, Rus oligarklarına güvenli bir sığınak sunuyor ve Moskova ile nispeten normal diplomatik ilişkilerini koruyordu. Ancak bu sefer, Batılı ulusları Rusya'ya yeterince sert vurmamakla suçlayan bazı yorumlara rağmen, Putin alışılmadık şekilde birleşik bir Batı ittifakıyla karşı karşıya kaldı.

İNGİLTERE DIŞİŞLERİ BAKANI: PUTİN İÇİN SONUN BAŞLANGICI

Öte yandan, İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasının Vladimir Putin için "sonun başlangıcını" işaret edebileceğini öne sürdü. Truss, iki ülke arasındaki çatışmaların "birkaç yıl" sürebileceği konusunda uyardı.

Kremlin'in askeri saldırısı beşinci gününe girerken, Truss, Moskova'nın Ukrayna halkı ve Zelenski tarafından gösterilen direnişi beklemediğini vurguladı.

OLİGARKLAR İÇİN AĞIR YAPTIRIM LİSTESİ

İngiliz muhalefet partilerinin daha güçlü yaptırımlar talep etmesiyle birlikte Truss, İngliz  hükümetinin mülkleri ve özel jetleri hedef alınacak bir "oligarklar yaptırım listesi" hazırladığını söyledi.

Ayrıca, Truss Rusya'nın "daha da kötü silahlar" kullanma olasılığından bahsederken, "Korkarım Putin, bu savaşta en nahoş araçları kullanmaya hazır" dedi.

2013 yılında başlayan Rusya-Ukrayna arasındaki gerilim geçen hafta savaşa dönüştü. 

SAVAŞ MI EKONOMİ Mİ? 

Ekonomik acı, zaman geçtikçe daha da kötüleşecek. Ruble Pazartesi öğleden sonra dolar karşısında yüzde 20'den fazla değer kaybetti ve Rusya Merkez Bankası faiz oranlarını yüzde 9,5'ten yüzde 20'ye yükseltti, bu Rus vatandaşlarını ceplerinde vuracak bir hamle. Aynı vatandaşlar yakında Putin'in neden olması gerekmeyen bir savaş için bu kadar çok risk aldığını merak edebilir. Tabii ki, zeminde işler çok akışkan ve çok hızlı değişebilir.