Fiyatlardaki yükseliş sürerken, maaşlara yansıyan artış da yüz güldürmedi, yurttaş ‘denetim yapılması’ gerektiğini belirtti. Özellikle temel tüketim maddelerindeki fiyat artışlarını eleştiren vatandaş, asgari ücrete yapılacak olan zammın da işi yaramayacağını ifade etti.

Alım gücünün yükseltilmesi gerektiğine vurgu yapan vatandaş, piyasadaki pahalılığın önüne ‘denetim’ ile geçilebileceği görüşünü belirtti.

Kamu maaşlarına yapılan yüzde 50’e yakın artışı işaret eden bazı vatandaşlar ise özel sektördeki küçük ve orta ölçekli işletmelere çalışanlar için maaş desteği yapılması gerektiğine vurgu yaptı.

Asgari ücret yükseldiği zaman market ürünleri başta olmak üzere hayatın her alnına yeniden pahalılık olacağı öngörüsünde bulunan bazı vatandaşlar, “En az 13 bin TL maaş alan bir kamu çalışanı da asgari ücret ödenen ben de ekmeği, sütü, tüp gazı, akaryakıtı aynı paraya alıyoruz” dedi. 

Özel sektörün alım gücünün yukarıya çekilmesi için temel tüketim maddelerinde fiyat denetiminin şart olduğunu savunan vatandaşlar, devletin daha sıkı denetim yapması gerektiğini dile getirdi.

Bazı vatandaşlar ise eşinden ayrılan bir kişinin yalnız başına çocuklarının bakımını üstelenerek yaşamını idame ettirmeyeceğini anlattı.

“10 TL’lik kıyma için çocuğunu gönderiyor, 10 TL’lik kıyma yoktur diyemiyoruz”

Vatandaşın ‘alamıyoruz’ dediği, esnafın ise artık eskisi gibi satamıyoruz dediği kırmızı et tüketimi de artık bazı aileler için imkansız…

Yerli vatandaşın sofrasından ‘et çeşitliliğinin’ kalktığını anlatan Ali Çoban ve Oğulları Kasap İşletmecilerinden Gülşah Çoban, rutin haftalık et tüketen müşterilerinin ise artık neredeyse aylık et tükettiğini anlattı.

Her kesimin alım gücünün olumsuz etkilendiğini anlatan Çoban, “10 TL’lik kıyma için çocuğunu gönderiyor, 10 TL’lik kıyma yoktur diyemiyoruz” dedi.


Mehmet Koç:  “Fiyatlar düşürülmeli, Döviz iki katına çıksa da ürün fiyatları 3 katını aştı, 5 katına çıktı”

Geçim derdiyle bayramda dahi çalıştığını anlatan inşaat işçisi Mehmet Koç, iki çocuğu ve hamile eşi için yaşam mücadelesi verdiğini ifade ederek, temel tüketim maddelerinde indirim yapılmadan, asgari ücretin yükseltilmesinin çözüm olmayacağını savundu.

Koç, “İstediğimizi alamıyoruz, her şey pahalı, mazot parası yüzünden evden çıkmaya korkar olduk”  dedi.

‘Daha ucuzdur’ düşüncesiyle ikamet ettiği yerin dışında farklı bir markete alışverişe gittiğini anlatan Koç, “Fiyatların düşürülmesi gerekiyor. Döviz iki katına çıksa da ürün fiyatları 3 katını aştı, 5 katına çıktı.” dedi. Kendi çalıştığı inşaat sektöründen örnek veren Koç, “Bir alçının torbası eskiden 15 TL idi, şimdi 105 TL” şeklinde konuştu.

Koç, özellikle temel tüketim maddelerinin fiyatlarının orantısız yükseltildiğini ifade ederek bu durumu eleştirdi.

Hilale Keskin:  “Denetim olmadığı sürece hiçbir şey değişmeyecek”

Asgari ücret yükseldiği zaman market ürünleri başta olmak üzere birçok alanda pahalılık yaşanacağını savunan Hilale Keskin, “Denetim şart, her şey şirketlerin kafasına göre yükseltiliyor. Etiket fiyatlarını değişmeye yetişemiyoruz” dedi.

Keskin, “Devletin verdiği maaş artışı hiçbir şeyi değiştirmeyecek, şu anda sadece karnımız doyuyor, asgari ücret yükselince bunu da yapamayacağız” görüşünü paylaştı.

Kamu maaşlarına yapılan yüzde 50’lik artışı işaret eden Keskin, özel sektördeki küçük ve orta ölçekli işletmelere çalışanlar için maaş desteği yapılması gerektiğine vurgu yaptı.

Keskin, “En az 13 bin TL maaş alan bir kamu çalışanı da asgari ücret ödenen ben de ekmeği, sütü, tüp gazı, akaryakıtı aynı paraya alıyoruz. Denetim olmadığı sürece hiçbir şey değişmeyecek” şeklinde konuştu.

Abdullah Tuğbay: “Temel tüketim maddelerinin satışı denetlenmeli”

‘Asgari ücreti yükseltmek çözüm olmasa bile zorda olan asgari ücret emekçilerini ferahlatır’ düşüncesini savunan Abdullah Tuğbay, marketlerdeki fiyat denetiminin önemine dikkat çekti.

“Küresel bir kriz olsa bile marketler, temel tüketim maddelerinin satışı denetlenmeli” diyen Tuğbay, birkaç ay önce satın aldığı ürünleri şimdi çok daha yüksek fiyata alır olduğuna değindi. Tuğbay, “fiyatlar, iki, üç katı arttı” dedi.

Emine Yenen: “Fiyatlar felaket, bircik bircik hesap ederek alışveriş yapıyoruz”

Markette en çok da aldığı hellim fiyatlarına şaşıran Emine Yenen, “her şeyin en ucuzuna gidiyoruz, fiyatlar felaket” diyor.

Geçim derdinin çok zor olduğunu anlatan Yenen, çok karamsar olduğunu anlattı, ülkenin birçok noktasında pahalılık olduğunu ifade etti.

Asgari ücret artışıyla piyasanın daha da kötüye gideceğini anlatan Yenen, “Bircik bircik hesap ederek alışveriş yapıyoruz” diyor…

Eski geleneklerin de ortadan kalkacağını dile getiren Yenen, “Artık o kalabalık sofra kurmalar, yemeli içmeli muhabbetler çok zor” şeklinde konuştu.

Hatice Turhan: “Geçim derdi çok zor, tek başıma çocuğuma bakamam”

Bir çocuğuyla birlikte ailesinin yanında hayat mücadelesi vermeye çalışan Hatice Turhan, aldığı nafaka ücreti ve çocuğun özel gereksinimleri için devletten aldığı ödeme ile ayakta kalmaya çalıştığını belirtti.

Hayat pahalılığından dert yanan Turhan, geçim derdinin çok zor olduğunu, eline geçen para ile tek başına yaşayamayacağını belirtti.

Marketteki fiyatlara her seferinde şaşırdığını dile getiren Turhan, diğer vatandaşlar gibi devletten denetim beklediğini anlattı.

Ertuğrul Gardiyanoğlu ve eşi Hülya Gardiyanoğlu: “Özel sektörün daha iyi günler görmesi için maaş artışı şart ama ürün fiyatları denetlenmeli”

Özel sektördeki küçük ve orta ölçekli işletmelere çalışanlar için maaş desteği yapılması gerektiğini savunan Ertuğrul Gardiyanoğlu ve eşi Hülya Gardiyanoğlu, marketlerdeki denetimin önemine değindi. Gardiyanoğlu çifti, “Özel sektörün daha iyi günler görmesi için maaş artışı şart ama ürün fiyatları denetlenmeli” yorumunda bulundu.

Bayramların da tadının kaçtığını anlatan çift, “Artık yemek için dışarıya çıkmaya korkar olduk” dedi.

Asgari ücretin yükselmesini olumlu karşılayan çift, bunun yine de piyasaya pahalılık veya işsizlik olarak yansıyabileceği görüşünü dile getirdi.

“Serbest piyasa koşullarına rağmen denetimler şart, fiyatlar felaket, önüne geçilmeli”

Ali Çoban ve Oğulları Kasap İşletmecilerinden Gülşah Çoban:

“10 TL’lik kıyma için çocuğunu gönderiyor, 10 TL’lik kıyma yoktur diyemiyoruz”

Yerli vatandaşın sofrasından ‘et çeşitliliğinin’ kalktığını anlatan Ali Çoban ve Oğulları Kasap İşletmecilerinden Gülşah Çoban, alım gücü daha da düşük olan kişilerin ise artık 10 TL’lik et talep ettiğini dile getirdi. 

Çoban, “Kasaba gelmeye çekinen bazı aileler, 10 TL’lik kıyma için çocuğunu gönderiyor, 10 TL’lik kıyma makineden çıkmıyor bile, 10 TL’lik kıyma yoktur diyemiyoruz, 30 TL’lik kıyma veriyor, üzerine de harçlıkla gönderdiğimiz çocuk oluyor” dedi.

Alım gücünün her kesimi etkilediğine değinen Çoban, fiyatları ‘sürümden kazanma’ amacıyla dengede tutmaya çalıştıklarını ifade etti, yüksek kar amacı gütmediklerini belirtti.

Rutin haftalık et tüketen müşterilerinin artık neredeyse aylık et tükettiğini anlatan Çoban, kurban bayramındaki satışların da çok düştüğünü belirtti.

Geçtiğimiz kurban bayramını da değerlendiren Çoban, “Geçmiş bayramlarda 15, 20 hayvanlık kesim yapıyorsak, bu bayram 3, 4 kesim yapabildik, kurbanlıklar da çok düştü” dedi.

Kaynak: Yeni Düzen