İnsan Hakları Platformu yayınladığı bildiride, sadece ekonomik olarak gücü elinde bulunduranların sesini duyurabilmesinin hem ifade özgürlüğü hem de demokrasi için geriletici bir adım olduğunun altını çizdi.


İnsan Hakları Platformu, televizyon yayıncılığının yıllar içinde getirildiği noktayı tehlikeli olarak değerlendirdi. Bunun toplumun farklı bakış açılarına ve kaynaklara erişimi konusundaki çeşitliliğe zarar vereceğini öngörüyordüğünü vurgulayarak , demokrasiye de zarar vereceğinin altını çizdi.

EKONOMİK GÜCÜ OLMAYAN KANALLAR KENDİLERİNİ ÇOK ZOR BİR DURUMDA BULDU

Karasal yayınların 4G ve 5 G için GSM operatörlerine devredilmesinin ardından, geçiş süreci için yerel televizyonların Türksat uydusudan hizmet alması ve bu hizmet bedelinin devlet tarafından desteklenmesi uygulamasının uzun sürdüğü belirtilirken, gerekli adımlar atılmadığı ve gelinen noktada devlet desteğini Bakanlar Kurulu kararı ile azaldığı vurgulandı: “Bu durumda yapısal olarak ekonomik gücü olmayan kanallar kendilerini çok zor bir durumda bulmuştur.”

YABANCI SERMAYE ORANI YÜZDE 20’DEN YÜZDE 49’A ÇIKARILDI 

İfade özgürlüğü ve özellikle medya çeşitliliği açısından diğer gelişmeler ile değerlendirildiğinde, bu konu daha da endişe yaratmaktadır. Geçtiğimiz Eylül 2022’de gündeme gelen Kamu ve Özel Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları yasasında yapılan değişiklikle yabancı sermaye oranı yüzde 20’den yüzde 49’a çıkarılmıştır. Her ne kadar yasanın içeriği belli alanlarda iyileştirilmiş olsa ve yasa değişikliği sırasında ilgili paydaşların dahiliyeti sağlanmış olsa da o dönemde rekabeti ve dolayısıyla yayıncılık kalitesini arttıracağı öne sürülerek bu adım atılmıştır. Ancak ülkedeki özel televizyonların, ülkenin ekonomik ve özel şartlarından dolayı ekonomik kapasitesinin düşük olması bu savı başka bir boyuta taşımaktadır. 

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ GERİLETİCİ TÜM ADIMLARIN KARŞISINDA OLACAĞIZ

Bir taraftan Fasıl 154 Ceza Yasası, Müfsidine Yayınlar Yasası ve Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasalarında yapılmak istenen değişiklikler rafa kaldırılmış olmakla birlikte hala masadan tam olarak kalkmış değildir. Diğer yandan dava okunan gazeteciler, sosyal medya paylaşımlarından dolayı dava açılan bireylerin sayısı artarken özel televizyonların bugün düştüğü durum ifade özgürlüğünü engelleyici tutumu gözler önüne sermektedir. İnsan Hakları Platformu olarak  ifade özgürlüğünü geriletici tüm adımların karşısında olacağız