Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter basın açıklaması yaptı. GAZİMAĞUSA ESNAFI İÇİN NE YAPILABİLİR? Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter yaptığı açıklamada, “2020 yılı Mart ayından beri ülkemizde pandemi süreciyle ülkemizde büyük sıkıntılar yarattı. Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararlar İlçe Emniyet Kurulu’nun denetlemeleriyle yürütülen bir süreç yaşıyoruz. Tamamen kapalı olmak başka sıkıntıları ortaya çıkardı bunlar, iş yerlerinin tamamen kapalı olduğu dönemde ekonominin sarsıldığını, bankalardaki ödemelerin, çeklerin bozulması yatırılması gibi ekonomik zincirinde kopmasıyla orada büyük sıkıntılar ortaya çıktı. Normalleşelim derken sağlığı koruyalım derken ekonomide sıkıntılar oldu. Ekonomiyi rahatlatalım derken sağlıkta sorunlar ortaya çıktı. Dün Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü’nün almış olduğu bir karar var bu da üzerinde durulması gereken bir konudur. Doğu Akdeniz Üniversitesi uzaktan eğitimi öngörmüş güz dönemi için Mağusa esnafı bundan nasıl etkilenir. Burada belediyemize düşen görevler nelerdir. Bunları enine boyuna yarın akşam yapılacak olan belediye meclisi toplantısında görüşeceğiz. GAZİMAĞUSA’NIN DENİZ SU ARITMA TESİSİNDEN ALMIŞ OLDUĞU SUYUN DÖVİZ KURUNA ENDEKSLİ OLMASINDAN DOLAYI ORTAYA ÇIKAN FİYAT SORUNU. Şu anda ülkemizde ve belediyemizde var olan sorunlardan biri de Türkiye’den gelen suyun şu anda aktif bir şekilde gelmemesi ve halkımızın susuzluk problemi. Günlük olarak Gazimağusa’nın ihtiyacı olan 12000 bin ton su iken şu anda 6000 ton ile idare etmek durumundayız. Bu suyu da biz dönüşümlü olarak vatandaşımıza dağıtıyoruz. 3,4 gün içinde bu sorunun tamamen çözülmesini umuyoruz. Gazimağusa’nın su ihtiyacını gidermek amacı ile kurulan şirket ile 15 yıllık satın alma garantili su temin sözleşmesi yapılmıştır ve bu sözleşme bakanlar kurulu kararı ile bizim dönemimizden önce kalmıştır. Sözleşme günde 4000 ton su alma garantisini içermektedir. 2016 yılında Türkiye’den gelen suyu almaya başladığımızda mevcut döviz kurları ile Türkiye’den gelen suyun ton fiyat farkı kabul edilebilir düzeydeydi. 2018 yılının sonunda yaşanan döviz krizi sonrasında arıtma tesininden alınan suyun ton fiyatı (ortalama 5.50tl) bir anda Türkiye’den gelen suyun yaklaşık 2 katı fiyatına yükselmesi sonucunda bu sözleşme kabul edilebilirlik ve uygulanabilirlik kosunda belediyeye sorunlar yaratmaya başladı. Tabi ilgili firmayla konuştuk. Bu dolar üzerinden nasıl bir düzenleme yapabiliriz. Birde ödemelerimiz birkaç ay geriden gidiyordu. Hep öyle gelmişti zaten. Onu da birazcık firma bize esneklik gösterdiği için 3-4 aya da çıkabildik. Tam bunu düzenlerken ikinci bir döviz krizi daha oldu. Dolayısıyla şimdi dolar fiyatına baktığınızda 7.6 Türk Lirası gibi bir karşılığı vardır Doların. Dolayısıyla şimdi denizden arıttığımız suyun bize maliyeti yaklaşık 7,5 TL tonu oluyor. Şu anki fiyatlarımızda bizim 4,5 ve 6,5 TL arası gibi yine satış fiyatı altında kaldı. Bunun yolları üzerinde nasıl çözülür diye çalışıyoruz. İlgili firmayla bunu konuşuyoruz. Bu rakam aşağıya çekilebilir mi? bir şey daha aradaki bu fiyat farkını zamanında mademki bakanlar kurulu onaylayarak bu sözleşmeyi 2023 yılına kadar onaylamıştır. Devletin buna katkısı bir sübvanse etme hali var mı ve bunu sübvanse edebilirse orada da bir rahatlık gelebilir. Ya da buradan aldığımız suyun miktarını azaltmamız lazım. Başka yolu yoktur bunun. Bir şey daha var sattığımız suyun fiyatını artıracağız bunu da yapmak istemediğimize göre; suyumuz netice itibarıyla ay sonu geliyor. Bunda bir sıkıntı yok. Tekrar bir arıza çıkmazsa. Ancak denizden arıtılan suyun 7.5 TL’ye belediyemize satışı ve bunu 6.5 TL’ye satmamız sürdürülebilir ekonomik yapı değil. Bu vesileyle bunları söylüyorum. Neden çünkü sosyal medya üzerinden bu seçim arifesinde bazı siyasi partiler, “Mağusa susuz kaldı”, “Şu kadar borcu vardır” gibi, belediyenin firmaya borcu var bu yüzden su üretimi durdu gibi söylemleri hep görüyoruz. Ama işin gerçeği bu. Bir karar alınacaksa tabii ki belediye meclisimizde bunu yarın görüşüp karar almamız lazım. (MHA)