Yeşil Barış Hareketi’nin “03 Ekim Dünya Habitat Günü" vesilesi ile ilgili yaptığı basın açıklamasında bulıundu:

"HABİTAT YIKIMI YAŞIYORUZ!...

  • Sağlıklı evler hayat inşa eder, insanları doğru şekillendirir ve geleceği güçlendirir.
  • İnsanlar, gelecek nesillerin ve doğadaki diğer canlıların yaşam alanlarından da sorumludur.
  • Habitat tahribatı artan insan nüfusundan kaynaklanmaktadır.
  • Habitat kaybı ne yazık, ağırlıklı olarak insan kaynaklıdır.
  • Kirlettiğimiz, yok ettiğimiz alanları, kıyıları nasıl geri kazanabileceğimizi, buraları “nasıl yaşanabilir yapacağımızı” kara kara düşünmeye başladık.
  • Canlılar hayatta kalmak için yavaş yavaş habitatlarına uyum sağlar.
  • Kötü bir ortama kapatılan insanlar toplumun yapısına da olumsuz karakterler olarak yansır.
  • Dünyadaki yaşam bütünlüğünü bozmadan, “dünyayı” geleceğin vatandaşları için daha iyi bir yer haline getirmeliyiz.

Dünya Habitat Günü, her yıl ekim ayının ilk pazartesi günü, kentlerin ve kasabaların durumunu, diğer canlıların yaşam alanlarını gözden geçirmek için, 1985 yılında Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği tarafından ilan edilmiştir. Bu yılın teması “Boşluğa Dikkat – Kimse Geride Kalmasın” tüm dünyada hem insanlar arasında, hem de insanlarla diğer canlılar arasındaki yaşam koşullarında artan eşitsizliklere dikkat çekiyor. Bu kapsamda, iklim kaosu ve çatışmalardan COVID-19’a kadar bir dizi zorluk en çok en savunmasız nüfusları ve canlı gruplarını vuruyor.

Sağlıklı evler hayat inşa eder, insanları doğru şekillendirir ve geleceği güçlendirir. Her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi günü belirlenen bu gün, temel barınma hakkı bilincini yaymayı ve insanlara gelecek nesillerin ve doğadaki diğer canlıların yaşam alanlarından da sorumlu olduklarını hatırlatmayı amaçlıyor.

“Habitat” herhangi bir canlı organizmanın evini yaptığı yer, yaşam alanıdır. Bu habitatın aynı zamanda hayatta kalmak için gereken; barınma, su, yiyecek ve alan gibi tüm çevresel koşulları yeterli miktarda içermesi gerektiği anlamına gelir. Bir hayvan için bu, yiyecek bulmak ve toplamak, bir eş seçmek ve başarılı bir şekilde üremek için ihtiyaç duyduğu her şey anlamına gelir. Bir bitki için iyi bir habitat, doğru ışık, hava, su ve toprak kombinasyonunu sağlamalıdır.

Habitatlar, açık bir coğrafi alan veya belirli bir site; örneğin, çürük bir kütük, içi boş bir ağaç veya bir ağaç kabuğunun içi olabilir. Karasal veya sucul olabilirler. Karasal habitat örnekleri orman, otlak, bozkır ve çöldür. Su habitatları tatlı su, deniz suyu ve acı su alanlarını içerir.

Başta insanlar, hayvanlar, kuşlar ve bitkiler de dahil olmak üzere bir tür veya bir organizma grubu, yaşamları için hava, yiyecek, su, barınak ve diğer tüm temel gereksinimleri için habitatlarına bağlı olmaları hayati önem taşır. Bu nedenle, canlılar hayatta kalmak için yavaş yavaş habitatlarına uyum sağlar.

İnsanlar, kendi şekillendirdikleri yaşam alanları ile kendi nesillerinin geleceğini biçimlendirirken, başka canlıların yaşam alanlarını ve düzenlerini de bozarlar, habitatlarını tahrip etmiş olurlar.

Habitat tahribatı çevre kirliliği, küresel iklim değişikliği, kaynakların aşırı sömürülmesi, istilacı yabancı türler, hastalıkların yayılması ve artan insan nüfusundan kaynaklanmaktadır. Habitat tahribi, dünya genelinde bitki ve hayvan türlerinin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biridir. Hayvanların ve bitkilerin hayatta kalması için gerekli koşulların ortadan kaldırılması veya değiştirilmesi olarak tanımlanan habitat tahribi, yalnızca bireysel türleri değil, küresel ekosistemin sağlığını da etkiler. Habitat kaybı ne yazık, ağırlıklı olarak insan kaynaklıdır. 1950 yılına kadar dünya nüfusunun üçte biri kentlerde yaşarken, şu anda insanların üçte ikisi kentlerde yaşamaya başlamıştır. Bu yaşam biçiminin getirdiği değişimlerin olumsuzlukları bir yana, sorunların boyutlarını hem insan için, hem de dünyayı paylaştığımız diğer canlılar için çözümlenemez noktalara taşımaktadır. Ülkemizde biz habitat yıkımı yaşıyoruz. Örneklerini her gün artarak gördüğümüz plansız gelişmelerin sorunlarını daha şimdiden tartışmaya, kirlettiğimiz, yok ettiğimiz alanları, kıyıları nasıl geri kazanabileceğimizi, buraları “nasıl yaşanabilir yapacağımızı” kara kara düşünmeye başladık.

Barınma hakkı temel bir ihtiyaçtır. Bu gün, “dünyadaki her insanın iyi bir evde yaşamayı hak ettiği” çok önemli mesajı iletmektedir. Evler inşa etmek hayatlar inşa eder; Yaşanacak iyi bir yer, bir aile için uzun süredir var olmayan başarının önündeki engelleri ve fırsatları ortadan kaldırabilir. Kötü bir ortama kapatılan insanlar toplumun yapısına da olumsuz karakterler olarak yansır. Sürdürülebilir yaşam da bir odak noktasıdır. Dünya sadece barınak inşa etmeye odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda mevcut kentleşmenin gelecekteki konutlar üzerindeki çevresel etkisini ve bu konutların insan üzerindeki etkisini de araştırıyor. Her girişimle, dünyadaki yaşam bütünlüğünü bozmadan, “dünyayı” geleceğin vatandaşları için daha iyi bir yer haline getirmeye çalışmak zorundayız.

Saygılarımızla,

Yeşil Barış Hareketi"