Bir süreden bu yana Girne Limanı’ndaki ticari faaliyetlerin Mağusa Limanı’na kaydırılmasını ve adrese teslim tüm liman işlerinin Mısırlı bir şirkete devri gündemdeki yerini koruyor. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın gizli gizli yürüttüğü sürecin ipuçları ortaya çıkmaya başladı. Önce Liman İşçileri Şirketi’ni kapatan ardından da şirketin tüm yetkilerini kendi özel kalem müdürü Hande Güzoğlu’na devreden Erhan Arıklı’nın adımlarına önce UBP içerisinden şimdi de iş dünyasından tepkiler yükselmeye başladı. Arıklı’nın adrese teslim ihale çabaları Başbakan Ünal Üstel’i de rahatsız etti. Üstel’in dün yapmış olduğu “halkı değil kendini düşünen milletvekillerine müsamaha göstermeyeceğiz” açıklamasında kastettiği ismin Arıklı olduğu ortaya çıktı. Şaibeli bakanlar kurulu kararı devrede Liman İşçileri Şirketi’ni ortadan kaldıran bakanlar kurulu kararının ardından, önceki gün ortadan kaldırılan tüm yetkiler Erhan Arıklı’nın özel kalem müdürü Hande Güzoğlu’na devredildi. UBP genel merkezinde rahatsızlık yaratan Bakanlar Kurulu kararına göre, şirketin tüm yetkileri Özel Kalem Müdürü Hande Güzoğlu’na devredildi. Yıllardır liman işlerini yürüten şirket devre dışı bırakılırken, yetkilerin sadece bir şahsa bırakılması kararına UBP’li Başbakan be bakanların seyirci kalması UBP genel merkezinde rahatsızlık yarattı. Toplantı çağrısı dikkat çekti Girne Limanı’nı ekonomik faaliyetlere kapatacak, yükü Mağusa Limanı’na aktaracak kritik karar için tüm kesimler toplantıya çağrıldı. YDP eski genel sekreteri, eski bakan, yeni müsteşar Enver Öztürk imzası ile yapılan toplantı çağrısı ciddi soru işaretleri içeriyor. Adrese teslim Mağusa liman İşçileri devretme çabası, iş çevrelerinde büyük öfke ve şaibe söylentilerine yol açtı. “Sistem kökten yanlış” Haber Kıbrıs’a ulaşan Girne Liman İşçileri Şirketi direktörleri yaşadıkları rahatsızlıkları anlattı. 2022’de Kıbrıs Türk Liman İşçileri Şirketi’nin tasfiye edildiğini, bunun yerine yapılan ihalenin de iptal edildiğini ifade eden yetkililer, yıllardır uygulanan sistemin yanlış ve anayasaya aykırı olduğunu ifade etti. 25 Kasım 1980’de Oktay Feridun’un konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu ve mahkemenin “anayasaya aykırıdır” kararı verdiğini ifade eden şirket direktörleri, bu uygulamanın yıllardır düzelmediğini söyledi. Yıllardır liman işlerinin hep tekelde olduğunu ifade eden şirket direktörleri, bu durumun anayasaya aykırı olmasına rağmen devlet tarafından hep birilerine verildiğini ve sadece o şirketin kar ettiğini söyledi. Direktörler, serbest piyasa ekonomisi tarzında bir sistemin liman hizmetlerine de gelmesi gerektiğini ifade ederek, rekabetin önemli olduğunu söyledi. “İdarecilerimiz büyük bir imtiyaz tanıdı” Girne Liman İşçileri Şirketi direktörleri, bunca yıldır devlet yöneticilerinin bu kuruma ciddi bir imtiyaz tanıdıklarını ifade ederek 25 Kasım 1980 Anayasa Mahkemesi’nin 15/79 sayılı kararının yıllardır olduğu gibi şimdilerde de görmezden gelindiğini söyledi. Direktörler, “İdarecilerimiz büyük bir imtiyaz tanıdı. Bir ihaleye çıkıldı Haziran ayında. Bu ihale daha sonra iptal edildi. Bundan sonra akıbetinin ne olacağını kimse bilmiyor. Bu konunun coğrafik bölgelere ayrılması lazımdı. Bakanlar Kurulu’ndan bir uzatması olmayan Liman İşçileri Şirketi’nin bu sürede yaptığı işler yasal değil. Bizim istediğimiz yeniden ihaleye çıkılması değil. İhaleye çıkılırsa yine tekelci zihniyetle olur. İlk çıkılan ihalede de tekelcilik yapıldı. Tek bir kişiye verilmemesi gerekir. Bu işlerin tek kişiye verilmesi hem anaysa mahkemesinin kararına aykırı hem de sektörde tekelci zihniyete hizmet veriyor. Limanlar coğrafik bölgelere ayrılsın, rekabet ortamı yaratılsın” ifadelerini kullandı. K:HK