Faiz Sucuoğlu ve ekip arkadaşlarının bir kısmının bu entrikanın içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu, hem polisin ortaya koyduğu emaraler, hem de önce Faiz Sucuoğlu’nun söz konusu kurgulanmış videodaki kadın için önce, “haberim yoktur, tanımıyorum, hiç görmedim”, demesi ardından ise, “e işte bir yemek yedik, sosyal medya üzerinden yazıştık” şeklinde itiraflarda bulunması ile de doğrulamaktadır. Polise verilen tüm ifadelerde de Faiz Sucuoğlu’nun başından sonuna kadar olayın içerisinde olduğu netleşmiş gibi görülmektedir. Maalesef kendisi bana yönelik kişilik katliamında başrolü oynayarak hem ülkemize, hem partimize hem de benimle aileme kötülük yapmıştır. Kendisi benimle ilgili olduğunu ve benim aleyhime kullanılacağını öğrendiği bir video ile ilgili olarak Genel Başkanı olarak bana veya Partimizin her hangi bir yetkilisine bunun aleyhime kullanılmasını engelleyici nitelikte bir bilgi vermemekle işin ne denli içinde olduğunu ve neyi amaçladığını şu ana kadar ortaya koymuş durumdadır.

Faiz Sucuoğlu benim aleyhime kullanılacak bir videonun kendisine verilmesi teklifi ile karşı karşıya kaldığında bir suç işleniyordu ve kendisi bir milletvekili olarak bunu polise bildirmeli, suçun işlenmesini engellemeliydi. Oysa Faiz Sucuoğlu’nun bırakınız polise bilgi vermesini, suçun işlenmesini engelleme gayreti içine girmesini kendisinin bir kısım ekip arkadaşlarıyla organize bir şekilde bu suçun işlenmesinde rol aldığı polis beyanlarında ve basın haberlerinde görülmektedir. Faiz Sucuoğlu “haberim yok, bana tezgah kuruluyor” diyerek kendisini temize çıkaramaz. Eminim ki, Faiz Sucuoğlu mutlaka adalet önünde hesap verecektir. Ben kendisine karşı güçlü bir hukuk mücadelesi vermek için hazırım. Bunu bir baba, bir eş, ülkede dürüst siyaset prim verilmesini savunan birisi olarak yapmak zorundayım. Bu mücadelemi UBP’ye ve Halkımıza karşı bir borç sayıyorum. Hukuk mücadelesini sürdürmek için bir makama ihtiyacım yoktur. Polis teşkilatımız başta olmak üzere, adaleti sağlayan tüm kurumlarımıza inancım tamdır. Zaten her vatandaşımız gibi adaletten başka sığınacağım ve güveneceğim bir liman da yoktur. Dolayısı ile hukuk mücadelemi tek başıma yapma noktasında karar aldım. Bu nedenle dün itibarı ile başbakanlıktan izne ayrıldım. En kısa süre içinde bir arkadaşımı vekaleten görevlendireceğim. Artık benim için kişisel bir mücadeleye dönen “ UBP ve ülkemiz için temiz ve adil bir siyaset” algısı için verilecek hukuki mücadele önceliğimdir. Bu nedenle, ailem, evim UBP’nin daha fazla zarar görmemesi adına parti genel başkan adaylığından da bu an itibarı ile geri çekildiğimi belirtmek isterim. Tabanda güçlü bir şekilde ‘adaylığın devam etmeli’ baskısı var. Bunu biliyor ve herkesten beni anlayışla karşılamalarını rica ediyor destekleri için candan duygularla teşekkür ediyorum…

Bu andan itibaren bir UBP üyesi ve neferi olarak, partimizin de yalanlardan, entrikacılardan, halkın refahını kendi siyasi ikbalinden sonra görenlerden temizlenmesi için de elimden geleni yapacağım. Siyasi hayatım boyunca hiçbir yolsuzluk yapmadım, çalmadım, kamu kaynağını siyaset için kullanmadım, hiçbir karanlık çevre ile işbirliği içerisinde olmadım. Sadece dürüstlüğüme güvendim. Bu noktadan sonra da adalet ve dürüstlükten asla taviz vermeyeceğim. Hukuk mücadelesinin her aşamasını şeffaf bir şekilde kamuoyuyla ve partililerimle paylaşacağım. Gelinen aşamada tüm UBP’lileri 22’nci Olağan Kurultayımızda komploculara, entrikacılara karşı tavır koymaya davet ediyor, en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”