2022-23 Adli Yılı’nın başlangıcı nedeniyle, Yüksek Mahkeme Binası’nın orta bahçesinde saat 10.00’da basın toplantısı düzenleyen Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, yargının sorunlarını dile getirdi, taleplerini aktardı.

Konuşmasında dava sayıları ile ilgili bilgiler paylaşan Şefik, geçen yıla kıyasla hukuk davası sayılarının yüzde 6.63 oranında azaldığını, ceza davası sayılarının ise yüzde 26.57 oranında arttığını aktardı.

- “Ceza davaları açısından tablo iç açıcı değildir”

Şefik, dava sayılarıyla ilgili şunları aktardı:

“Hukuk davaları sayılarına bakıldığında, geçen yıla mukayese edildiğinde, yüzde 6.63’lük azalma olmuştur. Ceza davalarında ise bir önceki yılla mukayese edildiği zaman yüzde 26.57’lik bir artış görülmektedir. Ceza davaları açısından tablo iç açıcı değildir. Ağır Ceza Mahkemeleri’ndeki dava türlerine bakıldığı zaman adam kaçırma, yasal vasiden kaçırma, rızası dışında alıkoymayla ilgili 2019 yılında 4 olan dava sayısı 2020 yılında 13 ve 2021 yılında 20 olmuştur.

Kamu görevlisi tarafından sirkat, rüşvet almak, görevi kötüye kullanma, zimmete mal geçirme davaları 2019 yılında 1 iken, 2020’de 18, 2021’de 21 olmuştur. Diğer davalarda 2019, 2020 ve 2021 sayılarında dikkat çekici bir fark yoktur.

Uyuşturucu davalarımız sayı olarak en yüksek sayıdır… 2019’da 310, 2020’de 322, 2021’de 314 uyuşturucu davası sözkonusu… Ama burada belli ki aynı durum devam etmektedir.

314 ile birinci sırayı uyuşturucu, ikinci sırada ise resmi evrak sahteleme, sahte resmi belge düzenleme türünde suçlardır. Yani bunlar da toplumdaki sorunların nerelere yoğunlaştığının bir göstergesidir. Aile davası sayısında belirgin bir artış yoktur. Boşanma sayısında da çok fark yoktur. 2021’de, 2020’ye göre, yüzde 6.42 bir artış vardır. Ama 2019’a göre ise 0.22 bir azalma var.”

- “Anayasa Mahkemesi’nde 7 dava var”

Yüksek Mahkeme'de toplam 8, Kaza Mahkemelerinde ise 39 yargıç olduğunu belirten Yüksek Mahkeme Başkanı Şefik, Kaza Mahkemeleri’ndeki dava sayılarını da şu şekilde aktardı:

“Kaza Mahkemeleri’nde 2020 yılında 10 bin 760 dava dosyalanmış, 11 bin 338 dava neticelenmiştir. 2021’de 10 bin 47 dava dosyalanmış, 10 bin 305 dava neticelenmiştir. 2022 yılında ağustosa kadar ise 5 bin 948 dava dosyalanmış, 6 bin 43 dava neticelenmiştir. Ceza davalarında ise 2020’de 27 bin 711 dava dosyalanmış, 29 bin 436 neticelenmiştir. 2021’de 35 bin 73 dava dosyalanmış, 28 bin 562 neticelenmiştir. 2022’de ağustosa kadar 21 bin 714 dosyalanmış, 25 bin 185 neticelenmiştir. Aile davalarında ise bin 671 dava dosyalanmış, bin 561 neticelenmiş; 2021’de bin 708 dava dosyalanmış, bin 694 neticelenmiş; 2022’de ağustosa kadar bin 194 dava dosyalanmış ve bin 85 neticelenmiştir. Hala hazırda Kaza Mahkemeleri’nde toplam 9 bin 461 hukuk davası, 16 bin 653 ceza davası, 721 de aile davası bulunmaktadır. Yüksek Mahkeme’deki dava sayılarına bakıldığında ise, en son hazırlanan rapora göre, Yargıtay’ın huzurunda 804 hukuk, 142 ceza, 21 aile ve 12 asli yetki dosyası bulunmaktadır”

Şefik, Yüksek Mahkeme huzurunda ise bin 670 dosya bulunduğunu ve bu dosyalara 8 yargıcın baktığını bildirdi. En az dava dosyasının Anayasa Mahkemesi’nde olduğunu kaydeden Şefik, burada 7 dava bulunduğunu söyledi.

Ceza davalarındaki artışa dikkati çeken Narin Ferdi Şefik, üç kazada tüm ceza konularının tek yargıç tarafından yapıldığını belirterek, ceza yargıç sayısının gerektiğini vurguladı.

- Bina sorunları…

Yüksek Mahkeme Başkanı olarak bu yıl idari eksikliklere ağırlık vermesi gerekeceği düşüncesini ortaya koyan Şefik, idari sorunlar ve bina, personel, araç gereçlerle ilgili eksikliklere değindi.

Lefkoşa’da eski polis binaları olarak bilinen bina ihalesinin 21 Eylül 2016’da tamamlandığını ancak sıva, elektrik altyapısı gibi konularda yaşanan sorunlar nedeniyle hala yargı tarafından kullanılamadığını belirten Şefik, “Bir binanın restorasyonunda bu kadar sorun yaşanmaması gerekir. Bu sorunların niçin yaşandığının bir muhasebesi yapılması gerekir. Bir yerde hata vardır, bir yerde birileri görevini tam yapmamaktadır, denetim yapılmamaktadır. Bunlara çeki düzen verilmesi gerekir” dedi.

Yeni Yüksek Mahkeme binası için de bu yıl adım atıldığını belirten Şefik, Yüksek Mahkeme’den dört yargıcın bu konuda görevlendirildiğini ve mimarlar odası ve şehircilik dairesi ile görüşmelerin başladığını söyledi.

Lefke’deki binadan da bahseden Şefik, sekiz yıl önce 12 Eylül 2014 tarihinde bu binanın tamiriyle ilgili sürecin başladığını ancak ilerleme kaydedilemediğini anlattı.

- Personel eksikliği…

Yargıda en büyük sorunun personel eksikliği olduğunu belirten Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, 2021’de 15, 2022’de 8 kişinin emekli olduğunu, 8 kişinin ise 2022’de izin kullanarak 2023’te emekli olacağını aktardı. Emekliler dışında başka dairelere geçen personeller de olduğunu belirten Şefik, bunlara rağmen kendilerine yeterli personel verilmediğini belirtti.

Kamu Görevlileri Yasası’nın tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Şefik, kamuya alınacak kişilerle ilgili prosedürde bir değişiklik yapılması ve kişilerin girdikleri dairede belirli bir süre devam etmesinin sağlanması gerektiğini ifade etti, Şefik, “Kamunun bu zafiyetinin erken zamanda yasalar gözden geçirilerek giderilmesini temenni ederim” dedi.

Yüksek Mahkeme personel sayısının çok az olduğunu ve kadro sayısının artırılması gerektiğini vurgulayan Şefik, araçlarının da yetersiz olduğunu söyledi.

Şefik ayrıca, mahkemeye gelecek çocuklar için bir psikolog ve icrada el konulan eşyaların daimi satışının yapılabileceği bir ambar taleplerinin de olduğunu aktardı.

- “Yargıya bütçede ayrılan miktarın artırılması gerekir”

“Arzu edildiği takdirde yargının tüm bu sorunlarının çözülmesi mümkündür” diyen Şefik, yargıya bütçede ayrılan miktarın da artırılması gerektiğini belirtti. Şefik, seçimler için yapılan masraflar hariç, KKTC bütçesinden mahkemelere ayrılan miktarın yüzde 0.48 olduğuna işaret etti.

- “Artık 2022 hazirana geri dönüş yok”

Seçimler konusuna da değinen Şefik, “Haziranda yapılması gereken seçimler maalesef yapılamamıştır” diyerek, Anayasa’ya göre Haziran 2022’de yapılması gereken yerel seçimlerin kasım ayına ertelenmesini öngören Seçim ve Halkoylaması (Değişiklik) Yasası’nın Anayasa Mahkemesi tarafından oy birliği ile iptal edildiğini hatırlattı.

Bunun ülkede bir karmaşaya sebep verdiğini söyleyen Şefik, hazirandan sonra görev süreleri biten belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, muhtarlar ve ihtiyar heyet üyelerinin görevlerinin Anayasa Mahkemesi kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra kesin olarak sonlandığını söyledi.

Meclis’te dün yerel seçimlerin 25 Aralık 2022’de yapılması yönünde karar alındığını anımsatan Şefik, “Anayasa Mahkemesi’nin kararında da belirtildiği gibi artık 2022 hazirana geri dönüş yok. O nedenle, KKTC Anayasası’nda belirlenen şekilde bir seçim yapılması bugünden sonra mümkün değildir. Ancak herhangi bir mevzuat usulüne uygun bir şekilde geçirildikten sonra herkesi bağlayıcı bir mevzuat konumundadır. Sadece Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa'ya uygun olmadığı doğrultusunda yapılan bir müracaat neticesinde bir mevzuat iptal edilirse bağlayıcılığı sona ermektedir. Ancak Anayasa Mahkemesi iptal edene kadar usulünce geçirilen her mevzuat, yasa, tüzük, karar yürürlüktedir, geçerlidir ve bağlayıcıdır. Yüksek Seçim Kurulu (YSK)  da, her ne kadar yargıçlardan oluşursa da, yürürlükte olan mevzuata uymakla ve buna göre seçimi yönetmekle görevlidir” diye konuştu.

- “Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmeyen her mevzuat yürürlüktedir”

Hukuk Devleti olgusuna vurgu yapan Şefik, hukuk devletinin ülkedeki uygulamaların tümüyle mevzuata uygun yapılması, kuralların herkes için aynı şekilde geçerli olması ve kurallara uymayanların da aynı şekilde hatalarından sorumlu tutulması demek olduğunu vurguladı.

Şefik, “Bir hukuk devletinde yasama ve yürütme organının hukuka bağlı olması gerektiği gibi yargı organı da hukuka bağlı olmalıdır. Mevzuata, yasama ve yürütmenin uyması gerektiği gibi yürürlükteki mevzuat yargıyı da bağlamaktadır. Buna istisna, biraz önce söylediğim gibi, Anayasa Mahkemesi önüne iptal davası yoluyla veya havale yoluyla getirilen yasa, tüzük ve kararlardır. Anayasa Mahkemesi huzuruna iptal davası yoluyla veya havale yöntemiyle gelen davalarda konu yapılan mevzuatı Anayasa Mahkemesi kendisine Anayasa’nın 147 ve 148’inci maddelerinin verdiği yetki altında denetler, Anayasa'ya uygun olmadığına karar verdiği mevzuatı iptal eder. Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmeyen her mevzuat yürürlüktedir ve bu mevzuata halkın, yasamanın, yürütmenin ve yargının, dolayısıyla YSK’nın da uygun hareket etmesi gerekmektedir” dedi.

Şefik, yeni yargı yılının hayırlı olmasını dileyerek konuşmasını tamamladı.