Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Oğuzhan Hasipoğlu, Kıbrıs sorununda iki devletli çözüm modelini savunduklarını belirterek, “Türkiye’nin resmi politikası hükümetle tam bir uyum içindedir” dedi.
Hasipoğlu, yarın Ankara’ya resmi bir ziyarette bulunarak, Türkiye Cumhuriyeti (TC) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve TC Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile görüşeceğini de açıkladı.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Hasipoğlu, BRT’de yayımlanan Aziz Karaaziz’in sunduğu “Manşet+” programına konuk olarak, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
-“Türkiye’nin pozisyonu açıktır”
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın Türkiye ziyaretine değinen Hasipoğlu, “İlk ziyaret her zaman Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılır. Bu teamül bozulmadı” diyerek, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının iradesine ve demokrasisine saygısı olduğunu belirtti. Kendileri için orada verilen mesajların çok önemli olduğunu ifade eden Hasipoğlu, şöyle konuştu:
“Biz Ulusal Birlik Partisi olarak, statünün eşitlenmesi gerektiğini, egemenlikten kesinlikle ödün verilmeyeceğini, bir anlaşma imzalanacaksa egemen eşit statümüzün kayıt altına alınacağı, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden ve müdahale hakkından taviz verilmeyeceği iki devletli bir çözüm modelini savunuyoruz. Türkiye’nin resmi politikası hükümetle tam bir uyum içindedir.”
-“Federasyon modeli tüketilmiştir”
Cumhurbaşkanı Erhürman’ın siyasal eşitlik ve kurucu devletlerin olacağı bir yapıdan bahsettiğini, federasyon parametrelerini içeren bir tablo çizdiğini belirten Hasipoğlu, Eroğlu döneminde, yönetim, güç paylaşımı, toprak, mülkiyet, güvenlik ve garantiler olmak üzere altı başlıkta BM parametrelerinin görüşüldüğünü ifade etti. Hasipoğlu, toprak başlığının harita ve rakam boyutuyla, garantiler görüşmelerinin eski BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile Akıncı döneminde gerçekleştirildiğini anımsattı.
2017 yılında Crans Montana’da BM nezdindeki takvimin son aşamasının tamamlandığını dile getiren Hasipoğlu, dönemin Rum lideri Anastasiadis’in “masadan sıfır asker, sıfır garanti” diyerek kalktığını, dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ise “artık bütün başlıkları tamamladık ve federasyon bağlamında görüşülecek bir şey kalmadı dediğini” kaydetti.
Doğru zeminde egemen eşitliğin masada olacağı, Türkiye’nin müdahale hakkının tartışma konusu olmayacağı bir müzakereden yana olduğunu vurgulayan Bakan Hasipoğlu, 1974’te Türkiye tarafından adaya yapılan müdahaleyi “istila” olarak değerlendiren zihniyetle, kapsamlı müzakereler bağlamında federasyonun görüşülmesinin mümkün olmadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erhürman’ın masaya oturmak için bazı şartlar ortaya koyarken, Rum liderin, “masaya oturmak için ön koşul kabul etmiyorum” açıklaması yaptığını ifade eden Hasipoğlu, “Bu durumda Sayın Erhürman’ın yapabileceği federasyonu görüşmek yerine sayın Tatar’ın bıraktığı yerden iki devletin iş birliğini görüşmek olacaktır” dedi.
-“Rum eğitim sistemi nefret besliyor”
Güney Kıbrıs’ta KKTC bayrağının yakılması konusunda da açıklamalarda bulunan Hasipoğlu, Rum tarafında, “Türk nefreti ve adadaki Türk varlığının kabul edilmemesi” gerçeği olduğunu, bunda da kilise ve eğitim sisteminin önemli rol oynadığını söyledi.
Kilisenin siyasete müdahalesi ve eğitim nedeniyle Rum gençlerin Türk nefretiyle yetiştiğini belirten Hasipoğlu, “Helenizmin, Yunanistan ile bütünleşme inancı olan zihniyetlerin ve ELAM gibi siyasal partilerin yükselişte olması endişe vericidir” dedi. Hasipoğlu, Rum liderliğinden herhangi bir kınama açıklaması yapılmamasını da eleştirdi.
Norveç tarafından Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne silah satılması konusunda da değerlendirmelerde bulunan Hasipoğlu, söz konusu kararın barışa ve çözüme destek vermeyecek bir karar olduğunu ifade ederek, yeni bir müzakere masası beklentisinin oluştuğu bir dönemde böyle bir kararın ortaya çıkmasının çözüme değil çözümsüzlüğe yönelik olduğunu belirtti. Tek amaçlarının silahlanmak olması nedeniyle esas eleştirilmesi gereken tarafın Rum Yönetimi olduğunu kaydeden Hasipoğlu, bunu “beyhude bir çaba” olarak nitelendirdi.
-Ankara’ya ziyaret… Hasipoğlu, Işıkhan ve Göktaş ile görüşecek
2026 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek projeler hakkında da konuşan Hasipoğlu, yarın Ankara’ya resmi bir ziyarette bulunarak, TC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve TC Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile görüşeceğini açıkladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın işçi, işveren, sigortalı, emekli, kadın, gazi, sosyal yardım alan kişiler, engelli ve çocuklar olmak üzere çok geniş bir yelpazeye hizmet ettiğini anımsatan Hasipoğlu, şunları kaydetti:
“164 bin sigortalımız var. Yarısı vatandaşlarımız diğer yarısı yabancı uyruklu. Aktüeryal dengeyi sağlamak, hem sigortalar hem ihtiyat sandığı anlamında güçlü mali yapımızı devam ettirmek için çalışıyoruz. Kadınlarımıza, yüzde yüz prim desteklerimiz var. Kadınlarımız için istihdam projelerimiz var. Açmayı planladığımız engelli rehabilitasyon merkezlerimiz var. Yaşlı bakım evleri ve huzurevleriyle ilgili yasalarımız son aşamada. Bu kurumların denetimini bakanlığımızın sorumluluğuna almak istiyoruz. Tüm bunları Türkiye’de istişare edeceğiz.”