11 Aralık üçlü toplantısında liderlerin “derinlikli, samimi ve son derece doğrudan” görüşmede bulunduğunu anlatan Holguín, diyaloğun henüz erken ve hassas bir aşamada olduğunu sürecin yeterince olgunlaşmadan genişletilmiş 5+1 toplantısına taşınmasına gidilmesinin bu kırılgan ivmeyi tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu
(AMSTERDAM)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuellar, yıllar süren durgunluğun ardından Kıbrıs’ta yeniden başlayan temasların “nadir bir fırsat penceresi” yarattığını, ancak sürecin yeterince olgunlaşmadan genişletilmiş bir 5+1 toplantısına taşınmasının bu kırılgan ivmeyi tehlikeye atabileceğini söyledi.
Holguín, ANKA Haber Ajansı’na verdiği mülakatta, 11 Aralık’ta Rum lider Nikos Christodoulides ve Kıbrıslı Türk lider Tufan Erhürman ile yapılan BM öncülüğündeki üçlü görüşmeyi, yedi yıllık kopukluğun ardından liderler düzeyinde yeniden temas kurulması açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirdi. “Görüşmeler derinlikli, samimi ve son derece doğrudandı,” diyen Holguín, buna karşın diyaloğun henüz erken ve hassas bir aşamada olduğunu vurguladı.
Holguín’e göre, bu aşamada güvenin pekiştirilmesi ve somut ilerleme sağlanmadan BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde yapılması öngörülen 5+1 formatındaki bir toplantıya gidilmesi, sürecin daha başlamadan tıkanmasına yol açabilir. Kıbrıs, 1974’teki Yunanistan destekli darbe ve Türkiye’nin askeri müdahalesinin ardından fiilen bölünmüş durumda. Ada genelinde kapsamlı bir çözüm hedefleyen BM destekli müzakereler, 2017’de İsviçre’nin Crans-Montana kasabasında yapılan görüşmelerin çökmesiyle sonuçsuz kalmış, o tarihten bu yana resmi müzakereler askıya alınmıştı.
11 Aralık’taki üçlü toplantı, Crans-Montana’dan bu yana ilk BM öncülüğündeki liderler düzeyindeki temas olurken, taraflar görüşmelere “BM kararlarında tarif edilen siyasi eşitlik” temelinde devam edilmesi konusunda mutabık kaldı. Bu ifade, yıllardır BM parametrelerinin merkezinde yer alan ancak taraflar arasında farklı yorumlara konu olan bir ilke olarak öne çıkıyor.
Holguín, söz konusu toplantıda teknik düzeyde ele alınabilecek bazı başlıkların liderler tarafından tartışıldığını belirterek, bu durumun yüksek düzeyli görüşmelerin verimliliğini sınırladığını söyledi. Önümüzdeki dönemde müzakereci ekiplerin daha etkin çalışmasının, liderler düzeyindeki toplantıların esas siyasi kararlara odaklanmasını sağlayacağını ifade etti. BM temsilcisine göre sürecin ilk aşamasında güven artırıcı önlemler belirleyici olacak.
Holguín, özellikle yeni geçiş noktalarının açılmasının, hem sembolik hem de günlük hayata doğrudan etkisi nedeniyle kritik önem taşıdığını belirtti. Geçiş noktalarının artırılmasının, iki toplum arasında temasları güçlendireceğini ve güven inşasına katkı sağlayacağını vurguladı.
Rum tarafı ve Yunanistan, garantör ülkeler ile BM Genel Sekreteri’nin de katılacağı 5+1 toplantısının hızla toplanmasını savunurken, Erhürman, Lefkoşa’da somut uzlaşılar sağlanmadan böyle bir toplantıya gidilmesinin geçmişteki başarısızlıkları tekrarlayabileceği uyarısında bulunuyor.
Holguín, genişletilmiş toplantı ilkesinin tartışma konusu olmadığını, ancak doğru zamanlama ve hazırlığın hayati önemde olduğunu vurguladı. “Amaç toplantı yapmak değil, sonuç alabilecek bir süreci inşa etmek,” dedi.