Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu, KKTC’deki HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği) pozitif kişilerin karşılaştıkları sıkıntılara dikkat çekerek, devlet yetkililerine “insan haklarına aykırı uygulamalara son verilmesi ve toplum farkındalığını artırma çalışmalarına başlanması” çağrısında bulundu.

Tabipler Birliği’nin 1 Aralık Dünya AİDS Günü nedeniyle yayımladığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 2020 yılı sonunda dünyada 37,7 milyon kişi HIV enfeksiyonuyla mücadele ettiğine dikkat çekilirken, ülkede ise toplam kayıtlı takip edilen kişi sayısının Sağlık Bakanlığı’ndan talep edilmesine rağmen bu verilerin Birlik yetkilileriyle paylaşılmadığı belirtildi.

“VATANDAŞ TOPLUM BASKISI NEDENİYLE YA ÜLKEYİ TERK EDİYOR YA DA HASTALIĞIN SON EVRESİNDE HASTANEYE BAŞVURUYOR”

Açıklamada, 2014 yılından itibaren HIV ile yaşayan KKTC vatandaşı kişilerin kimliklerinin ‘’hasta hakları, gizlilik ilkesi’’ çerçevesinde saklı tutularak tedaviye erişimlerinin sağlanmasına rağmen, farkındalığın yeterli düzeye ulaştırılamaması ve toplum baskısı nedeniyle bu kişilerin ülkeyi terk ettiği ya da hastalıklarının son evresinde hastaneye başvurduğu vurgulandı.

Sivil toplum örgütlerinin bu kişiler adına yaptığı kampanyalara ise bugüne kadar herhangi bir hükümetin yeterli desteği vermediği ve hala daha toplum içerisindeki varlıkları görmezden gelindiği kaydedilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

“HIV ile yaşayan KKTC vatandaşı kişilerin ülkemizde bilim dışı kaygılar nedeniyle çeşitli iş kollarında çalışmaları, iş yeri açmaları kısıtlanmaktadır. Bu uygulama gelişmiş ülkelerin hiçbirinde söz konusu bile değildir. Ülkemiz birçok ülkeden öğrenci ve işçi göçü almaktadır. Çalışma ve öğrenci izni sırasında yapılan sağlık taramalarında HIV pozitif tespit edilen kişiler sınır dışı edilmektedir. Bu uygulamanın yarattığı en ciddi sonuç ise HIV pozitif bireylerin sağlık taramasından kaçmak için yasa dışı yollara başvurmaları ve yine sistem nedeniyle maddi, manevi suiistimal edilmeleridir. Ülkemizde yürürlükte olan bu sınır dışı etme uygulaması, İran ve Libya gibi şeriat kurallarının geçerli olduğu bazı ülkelerde gözlenmektedir.”

“ÜLKEDE CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIK YAŞI 16 YAŞINA KADAR İNDİ”

HIV’den korunma yönteminin korunmalı cinsel ilişki ve düzenli cinsel sağlık taraması olduğu ancak okullarda sağlıklı cinsel yaşam eğitimi ve korunma yöntemlerine dair bir müfredat bulunmadığı belirtilen açıklamada, cinsel aktif yaştaki gençlerin bu konuda dijital kirliliğe ve kulaktan dolma bilgilere maruz kaldığına ve ülkede cinsel yolla bulaşan hastalık yaşının 16 yaşına kadar indiğine dikkat çekildi.