Kuzey Kıbrıs ekonomisine büyük katkı sağlayan şirketlerden Döveç Group’un yöneticisi Burçin Döveç’te birçok sektörü etkisi alan ve Dünya ekonomisini etkileyen Covid-19 sürecini anlattı.

Koronavirüs’ün global bir yayılım gösterdiği öğrenildiğinde adada tedbirleri ilk alan şirketlerdendiniz. Yer aldığınız sektör gereği ofis binanıza her ulustan insan giriyor, siz de kapıda ateş ölçüp, sosyal izolasyona dikkat edilmesini sağlıyordunuz. Peki tüm bu süreçte KKTC genelinde Covid-19’la mücadele yönetimi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Evet biz en başta kendi önlemlerimizi aldık. Sonrasında zaten Kuzey Kıbrıs bu süreçte Dünyanın en güvenilir ülkelerinden biri olduğunu bir kez daha göstermiştir. Kuzey Kıbrıs’ta koronavirüse karşı kapsamlı önlemlerin devlet tarafından zamanında alındığını düşünüyorum. Vaka takibinin çok iyi yapıldığını ve sosyal izolasyonu artıracak tedbirlerin en erken sürede uygulandığını söyleyebiliriz. Bu büyük başarıdan ötürü devletimizi kutlarız. Bu süreçte KKTC halkının bilinçli davranması ve tedbirlere uyması da en önemli etkenlerden biri olmuştur. Nitekim ülke olarak hep birlikte mücadele edip ilk aşamayı başarı ile geçtik, ancak bundan sonra da önlemlerimizi sürdürerek hayatlarımıza sağlıkla devam edecek ve tedbiri elden bırakmayacağız.

Bu süreç sizin çalışmalarınızı nasıl etkiledi, İnşaat Sektörü açısından değerlendirir misiniz?
Bu süreçte devlet tarafından açıklanan tedbir kararları doğrultusunda çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığını korumak için 13 Mart’tan 4 Mayıs’a kadar ofislerimizi ve şantiyelerimizi kapattık. İnşaat sektöründe müşteri portföyünün büyük bir bölümü yabancı ülke vatandaşlarından oluştuğu için sınır kapılarının kapanmasıyla sektördeki ticari faaliyetler durmuştur. Döveç Group olarak biz sahip olduğumuz teknolojik alt yapıyı kullanarak evden çalışmaya devam ettik. Şantiye dışındaki tüm birimlerimiz görevlerini çevrimiçi olarak sürdürdü. Tüm görüşmeler ve tanıtım faaliyetleri online iletişim kanalları kullanılarak yapıldı. Proje tanıtımları sanal tur videoları, animasyonlar ve 360 çekimler ile gerçekleştirildi. Müşteri talepleri ve koordinasyon mobil tabanlı olarak yürütüldü. Hedef pazarlardaki portföyümüze düzenlenen webinarlar ile hem KKTC’deki Covid-19 başarısı, hem de projeler anlatıldı. Sanal sunucularımız çalışanlarımızın uzaktan erişimine açılarak bulut tabanlı işbirlikçi çalışma ortamı oluşturuldu. Satış, pazarlama, muhasebe ve müşteri ilişkileri birimi hiç ara vermeden çalışmaya devam etti.

Ülkemizde durum kontrol altında dedik, bundan sonra da önlemlerimizi sürdüreceğiz dedik, peki bu normalleşme süreciyle beraber nasıl bir değişim öngörüyorsunuz?
Covid-19 sonrasında insanların yaşam tarzlarında ve tercihlerinde ciddi değişimler olacağını söyleyebilirim. Özellikle hijyen ve sosyal izolasyona yönelik değişimler dikkat çekecektir. Kendi sektörümüz açısından değerlendirirsek sosyal izolasyonun yüksek olduğu, yatay mimari ile tasarlanmış yani kişi yoğunluğunun yüksek olmadığı projeler daha fazla tercih edilecektir. Bu durumun etkilerini şimdiden, Four Seasons Life, Courtyard Long Beach, Four Seasons Salamis gibi yatay mimarinin hakim olduğu projelerimize gelen yoğun taleplerle hissedebiliyoruz. Tabii ki toplu konutlarda alınacak hijyen tedbirleri en üst düzeye çıkacaktır. Ayrıca insanlar kalabalık, yoğun toplu taşıma kullanılan ülkelere nazaran Kuzey Kıbrıs gibi sakin ve güvenilir lokasyonları tercih edecektir.

Bu çok önemli bir konu aslında, Covid-19 sonrası için inşaat sektörü açısından beklentileriniz olumlu yönde diyebilir miyiz?
Covid-19 süreci Kuzey Kıbrıs’ın ne kadar güvenilir bir ülke olduğunu bir kez daha göstermiştir. Öyle ki istatistikler KKTC’nin Dünyanın en güvenilir 4. ülkesi olduğunu ortaya koymaktadır. Eğer ülke olarak bu durumu Dünyaya gösterebilir ve etkili tanıtım yapabilirsek Covid-19 sonrasında Kuzey Kıbrıs cazibe merkezi olabilir. Bu nedenle normalleşme süreci sonrasında Kuzey Kıbrıs’a ilginin artacağını ve bunun da inşaat sektörünü oldukça pozitif etkileyeceğini düşünüyorum.

Bu salgının, tüm Dünyada yol açtığı sağlık sorununu neredeyse gölgede bırakacak büyüklükte ekonomik etkileri oldu, bu yara nasıl kapanır? Sizin gibi iş insanlarının görüşleri ve varsa önerileri yol gösterici olacaktır.
Bundan sonra bizi en az Covid-19 kadar zor bir mücadele beklemektedir. Kuzey Kıbrıs’ta dibe vuran ekonomiyi ayağa kaldırmak için hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Özellikle ülkenin lokomotif sektörleri olan İnşaat, Turizm ve Eğitim’i ayakta tutmak için gerekli teşvikler ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Yabancılar için Kuzey Kıbrıs’ı cazip hale getirecek, tercih sebebi olmamızı sağlayacak yenilikler hayata geçirilmelidir. Kuzey Kıbrıs’ın Covid-19 başarısı tüm hedef ülkelerde sistemli bir şekilde tanıtılmalıdır. Kuzey Kıbrıs’ın güçlü bir şekilde tanıtılması ülkemizi hem turizm, hem yatırım, hem de eğitim açısından cazibe merkezi haline getirilebilir. Şimdi bize düşen KKTC’nin Covid-19 başarısını tüm Dünya’da iyi bir şekilde tanıtmak ve doğru reklamlar ile ismimizi bu süreçte iyi bir noktada konumlandırmaktır.

Peki bu süreç nasıl yürütülmeli, hala salgın devam eden yabancı ülkelerden gelecek kişiler için nasıl prosedür uygulanabilir?
Öncelikle bu süreçte her şeyi devletten beklememek gerekir. Özel sektör temsilcileri, sektör birlikleri ve ilgili bakanlıkların oluşturacağı komisyonlar birlikte hareket etmelidir. Tüm paydaşların katılımı ve katkısı ile ülke için bir tanıtım politikası belirlenmeli, hızlı bir şekilde harekete geçilmelidir. Normalleşme sürecinin ileriki aşamalarında, sağlık otoritelerinin de desteğiyle, ülkeye gelecek turist ve yatırımcılardan PCR testi talep edilebilir, havalimanlarında PCR testleri uygulanabilir yada kişinin geleceği ülkeden belirlenecek stadartlarda sağlık sertifikası almaları gibi yetkililer tarafından belirlenecek koşullar sağlanarak sağlık tedbirleri uygulanabilir. Lokomotif sektörlerimizin dışa bağımlı oluşu nedeniyle bu canlandırma sürecinde atılacak adımların ivedi şekilde hayata geçirilmesi elzemdir.

KAYNAK: PropertyNC