Ofisinden yapılan açıklamaya göre Serdar Denktaş, Independent Türkçe’nin Kıbrıs müzakerelerinden Doğu Akdeniz krizine, Türkiye ile ilişkilerden iç siyasete ilişkin sorularını online video bağlantısı ile yanıtladı.

Yayında Denktaş’a sorulan sorular ve yanıtları ise şöyle:
 
“-30 yıldır aktif siyasetin içerisinde olan bir siyasetçisiniz. Belki de tüm bunlardan önemlisi, Kıbrıs halkı ve de Türkiye toplumu tarafından çokça sevilip, sayılan KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş'ın oğlusunuz. Uzun yıllara dayanan siyaset yolculuğunuzda şimdi de Cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışıyorsunuz. Öncelikle, neden şimdi? İlk günlerde aday olmayacağınızı açıklamıştınız. Sonradan aday olma kararınızı etkileyen ne oldu?

Gerçekten ben 5 yıl sonrasına kendimi hazırlamak istiyordum. Bu nedenle geçen yıl kasım ayında parti başkanlığından ayrıldım. Partideki arkadaşlarıma, milletvekilliğine de artık aday olmayacağımı da açıkça belirterek, yeni bir sürece hazırlanmak istediğimi söylemiştim. Bu süreç de 5 yıl sonrası idi. 

Ancak araya pandemi girdi. Bu dönemde hükümete çok yardımcı olmaya çalıştım, öneriler götürdüm ancak hiçbir şekilde dikkate alınmadı. Kimileri pandemi sürecinin çok iyi idare edildiğini söylüyor ama bu çok yanlış bir iddia. Çok kötü yönetildik hatta yönetilmedik demek belki daha doğru olur. Sıfır vakaya inme ise halkımızın bilinçli davranması nedeniyle ortaya çıkan bir sonuçtu. Sonrasında alınan kararlar, maalesef vaka sayısını yeniden artırdı. 

Ekonomik olarak çok zor günlere gireceğimizi ta başından itibaren ilettik ama hiçbir şekilde dikkate alınmadı. Her vatandaş gibi ben de o günlerde ortaya çıkan adaylara baktım ve vatandaşlar gibi "ben bu adayların hangisine oy verebilirim" düşüncesi beni de sardı. 

Bunun üzerine yakınlarımdan, başka partili arkadaşlardan gelen talepler oldu, "Bu bir görevdir, mutlaka aday olman gerekir" şeklinde. Değerlendirdim ve aday olmaya karar verdim. Bağımsız olarak aday oldum.

İyi ki de aday olmuşum çünkü birçok insan "gönül rahatlığıyla oy verebiliriz" diyor. Kimisi sandığa gitmemeyi düşünüyordu, bunlar sandığa taşınıyor. İyi bir alternatif olarak ortaya çıktığımı düşünüyorum. Zaten gördüğümüz destekte bu yönde. 

-Seçim kampanyanızda Denktaş soyadınızı değil, ön adınız Serdar'ı kullanıyorsunuz… Bu tercihin sebebi nedir? 

Denktaş bir lider. Bir halkın başına 150 yılda bir gelen türden bir lider. Sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin değil, Türkiye'de de, Türklük dünyasında da yerinin bambaşka olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla onu yukarıda bir yerde bırakmak istedim. 

Bir evlat olarak bana, şu 60 yıllık sürede 56 yılını beraber geçirdik; öğrettiği şey; "Çınar altında herkes büyür, o gölgede herkes yaşar. Kimisi o gölgeden faydalanır, kimisi o gölge veren çınarı baltalar, ama orada olmaktan mutludur. Sen gölgede yaşayanlardan olma" demişti. Bir vasiyetti bu. 

Güneşte çok zor günler de geçirdim, ama her zaman sığınacağım o gölge oradaydı… 30 yıldır aktif siyasetteyim, bu 30 yıl içerisinde bana öğretildiği gibi kendi gölgemi de yaratmaya çalıştım. Bunun da etkisi var.

Arkadaşlara dedim ki Denktaş'a saldırmak isteyenler benim üzerimden bu fırsatı kullanamasın. Onu kendi yerinde bırakalım; yüksekte dursun, o bizim liderimizdir. Serdar olarak çıkayım. 

Zaten insanlar beni sürekli "Serdar abi", "Serdar başkan" olarak çağırıyor, öyle tanıyorlar. Denktaş'ın oğlu olduğumu sürekli olarak söylememe gerek yoktur, 30 yıllık aktif siyaset sonrasında. 

Böylelikle Serdar' diye çıktık. Sonradan fark ettik ki Amerika'da bir iki örneği var ama en azından bölgemizde kendi ön ismi ile kampanya yapan bir ilki de başlatmışız. Bu sonradan fark ettiğimiz bir şey. Ama esas nedeni Denktaş ile Serdar Denktaş'ı iki ayrı kefeye koymak. 
 
Denktaş'ı yaşayan biriyim; ezberleyen, arkasından bakıp onu izleyen değil Bazı adaylar Denktaş'ın ismini, konuşmalarını, görüşlerini kullanma gayreti içerisindeler. Bana soruyorlar Herkes Denktaş ismini kullanıyor, sen neden kullanmıyorsun?" diye. Verdiğim cevap basittir: Ben bir Denktaş'ım, sırası geldiğinde halkımın haklarını korumam gerekiyorsa, başım dik; korumaya başlarım ve devam ederim. Kimseyle kavga etmem. Ne öğrendiysem o yolda yürümeye devam ederim. Bir şey ispat etmeme gerek yok diyorum. 

Çünkü ben Denktaş'ı yaşayan biriyim; ezberleyen, arkasından bakıp onu izleyen değil, bıraktığı yerden ileri götürmek isteyen birisiyim. Denktaş bu devleti bize kurduysa, egemenliğimizin, siyasi eşitliğimizin bir göstergesi olarak kurdu. Bu devleti yaşatmaya devam etmeliyiz. Benim de emelim, vizyonum bu.

Bunu Serdar olarak başarmak mümkün müdür? Halkımızla birlikte, Serdar Denktaş olarak, evet, bunu başarabiliriz.