Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Türkiye Cumhuriyetiyle imzalanan protokolün kabul edilebilir olmadığını, imzalanan protokolün Kıbrıs Türk halkının kalkınmasını sağlayacak bir şey de olmadığını kaydetti.

Erhürman, “Meclis’te birileri hasbelkader çoğunluğa sahip oldu diye, tüm bunları ‘reform’ olarak yutturma hakkına sahip değildir” dedi.

Protokolle ilgili olarak “Büyük bölümü itibariyle, ekonomi ve mali iş birliği anlaşması değildir. Bu KKTC’nin Anayasal düzenini yeniden tanzim etme anlaşmasıdır. Bu da TC-KKTC ilişkilerini doğru zeminden kaydırır” diyen Erhürman, protokoller düzeninin sürdürülebilir olmadığını da ifade etti.

Kıbrıs Türk halkının, iradesine sahip çıkacağını kaydeden Erhürman, Kıbrıs Türk halkının var olan olanaklarını da kısıtlayacak, ekonomik olarak daha kötü noktaya taşıma riski olduğunu söylediği protokol metniyle ilgili  ve olan bitene karşı hep birlikte mücadele etme zorunluluğu olduğunu belirtti.

Erhürman, “Şimdi hep birlikte mücadele etme zamanıdır” dedi ve CTP olarak toplumun tüm paydaşlarıyla istişare trafiği başlattıklarını belirtti.

CTP’den yapılan yazılı açıklamaya göre,  Erhürman Yeni Bakış Web TV’de katıldığı programda soruları yanıtladı.

“Protokol, kalkınma konusunda öngördüğümüz ilkeler çerçevesinde imzalanmalıdır”

Başbakanlık yaptığı dönemde protokol görüşmelerini kendilerinin de yaptığını söyleyen Erhürman, "söz konusu dönemde yapılan öneriler memlekete uygun olmadığı için, en üst düzeyde görüşülmesi gereken konular olduğundan dolayı protokolü imzalamadıklarını" ifade ederek, “Bu haliyle imzalayamayız dedik” diye konuştu.

İmzalanacak protokolün, sosyal ve ekonomik kalkınma temelinde bir protokol olması gerektiğine dikkat çeken Erhürman, “Biz, 5 yıllık ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma planımızı yapmalıyız, Meclis’ten geçirmeliyiz. Ondan sonra protokol imzalamalıyız. Çünkü doğru olan, protokolün bizim kalkınma konusunda öngördüğümüz ilkeler çerçevesinde imzalanmasıdır” dedi.

“Protokoller açık olmalıdır…Bunların neresi reformdur”

Türkiye Cumhuriyeti’nin (TC) elbette her öngörüyü desteklemek zorunda olmadığını dile getiren Erhürman, “Bizim öngörülerimizden hangilerini destekleyecekse, protokolde bunlar yer almalıdır” diye konuştu. Protokollerin açık olması gerektiğini, yuvarlak laflarla protokol olamayacağını vurgulayan Erhürman, ne taahhüt edildiğinin de anlaşılması gerektiğini belirtti.

Erhürman, “Ekonomik ve Mali İş Birliği Protokolü’nün içerisinde, o ülkedeki din işlerinin idari yapı içerisinde nerede olacağı nasıl düzenlenebilir? Ne ilgisi var din işlerinin ekonomik ve mali iş birliğiyle? Sendikalara siyaset yasağı getirilip getirilmemesinin nasıl ilgisi vardır? Sendikalar siyaset yaptığı zaman ülke kalkınamıyor mu? Bunların neresi reformdur?” diye sordu.

“Bu, idari yapının yeniden tanzim edilmesidir… ekonomik kalkınmayla hiçbir ilgisi yok”

Protokolde yer alan söz konusu maddelerin ekonomik kalkınmayla hiçbir ilgisinin olmadığı görüşünü ifade eden  Erhürman, bu protokolün çok büyük bir bölümünün ‘ekonomik ve mali iş birliği anlaşması’ olmadığını savundu.

Erhürman, “Bu, KKTC’nin idari yapısının yeniden tanzim edilmesiyle, KKTC Anayasası’nda var olan temel hak ve özgürlüklerin, kimilerinin kullanılamaz hale getirilmesi, kimilerinin daraltılmasıyla ilgili olan bir protokol” diye konuştu.

"Söz konusu protokolün ekonomik ve mali iş birliği anlaşması olmadığının" altını çizen Erhürman, “Anayasal yapısı yeniden tanzim edilecekse bunu bize söyleyecek olan Türkiye Cumhuriyeti mi? Bu kesinlikle kabul edilebilir bir şey değil. Kıbrıs Türk halkı vesayet altında bir halk değildir” dedi.

“Protokoller düzeni sürdürülebilir değildir”

Bu protokoller düzeninin sürdürülebilir olmadığını da kaydeden Erhürman, protokollerin de TC-KKTC ilişkilerini doğru zeminden kaydıran bir şey olduğunu kaydetti.

‘Yerel yönetimler reformu’ bağlamında geri alınan toplu iş sözleşmesi maddesinin protokol aracılığıyla geri getirilmesini eleştiren Erhürman, “Yıl bittiyse, toplu iş sözleşmesi ortadan kalkacakmış. Devlet istemezse, işçiler toplu iş sözleşmesiz mi çalışacak? Bu Meclis’ten geçmez. Gene geçmeyecek. Protokollere istediğiniz kadar yazın, insan haklarına aykırıdır” dedi. Protokolün ‘yerine getirmemek üzere’ imzalandığına dikkat çeken Erhürman, protokolde yazan maddeleri eleştirdi.

“Dert emekliden de vergi almaksa, bu bir reform değildir”

Protokolde yer alan ‘Tüm maaş ödemelerinden vergi ve primlerin tahsil edilmesi sağlanacaktır’ maddesi hakkında da konuşan Erhürman, “Kamuda maaş alanlarından zaten vergi tahsil ediliyor. Hangi maaş ödemeleridir bunlar? Bu madde Maliye’nin altında yazıyorsa ne demek istiyorsunuz? Emeklilerin ve asgari ücretliden mi vergi alacaksınız? Ne demektir bu? Dert emekliden de vergi almaksa, bu bir reform değildir. Bu, insanların alım gücünü dibe vurdurmaktır, insanları açlığa mahkum etmektir. Kalkınma insanların alım gücünü korumakla olur. Vergilerle insanların alım gücünü daha da aşağıya çekecekseniz, bu memleketin altı üstüne gelir. İnsanlar zaten aldığı üç maddeden birini kasada bırakmak zorunda kalıyor” şeklinde konuştu.

“Kıbrıs Türk halkının kalkınmasını sağlayacak bir şey yok”

Protokolde yer alan ‘Yatırımların teşviki ve yatırım ortamı iyileştirilmesi çerçevesinde Türkiye vatandaşları için öngörülen asgari şirket sermayesi ve ortaklık payı gibi kısıtlar kaldırılacaktır’ maddesi hakkında da konuşan Erhürman, “Var olan berberi de müteahhidi de batıracaksınız. Türkiye’den gelen yatırımcıyla rekabet edebilir mi buradaki küçük yatırımcı? Bu esnaf için de geçerlidir. Bunları buraya koyarak, kalkınma sağlayacağınızı iddia ediyorsunuz” diye konuştu. Söz konusu protokolün kabul edilebilir olmadığının altını çizen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının kalkınmasını sağlayacak bir şey de olmadığını kaydetti. “Büyük bölümü itibariyle, ekonomi ve mali iş birliği anlaşması değildir. Bu KKTC’nin Anayasal düzenini yeniden tanzim etme anlaşmasıdır. Bu da TC-KKTC ilişkilerini doğru zeminden kaydırır” diyen Erhürman, protokoller düzeninin sürdürülebilir olmadığını vurguladı.

“Meclisimin nasıl çalışacağı  TC ile imzalanan protokolde düzenlenemez”

"Protokoller düzeninin sürdürülebilir olmadığının bu protokolle tescil edildiğine" dikkat çeken Erhürman, “Bu, doğrudan doğruya bizim ekonomimizde, bizim ekonomik varoluş koşullarımızı ortadan kaldıran bir metindir. İnsanlarımızın alım gücünün düşmesine yol açacak bir metindir” dedi. Erhürman, “Bu ülkeyi yönetebileceğin koşulları sen bilirsin. Meclis’in çalışmalarına kadar, karar alma ve toplantısına kadar ekonomik protokolde hüküm var. TC ile imzalanan protokolde hüküm var. Benim Meclisimin nasıl çalışacağı meselesinin TC ile imzalanan mali ve ekonomik protokolünde düzenlenemeyeceğini söylüyorum. Artık herkes silkinip kendine gelsin” dedi.

“Bazı maddeler aracılığıyla otoriter bir rejim kurmaya mı kalkışılıyor?”

Erhürman, “Kıbrıs Türk halkının var olan olanaklarını da kısıtlayacak ekonomik olarak daha kötü noktaya taşıma riski var bu metinde. Kıbrıs Türk halkı rahatsızlık duyacaksa yapar düzenlemeyi. Bu protokol konusu değildir. TC-KKTC ilişkilerinin doğru zeminde iyi ilişkiler zemininden vazgeçtiniz. TC-KKTC ilişkisini bir vesayet ilişkisine indiriyorsunuz” diye konuştu.

Protokolde var olan bazı maddeler aracılığıyla otoriter bir rejim kurmaya mı kalkışıldığını soran Erhürman, “Bütün dünyada suç ve cezayla itibar sağlanmaya çalıştığı yerde, itibar yerle bir olur” dedi. Erhürman, “İnsanları susturamazsınız. Çoğunluğunuz var diye akla ziyan bir şeyi, bütün Meclis sizin olsa da yapamazsınız. Mesele bunların düşünülmüş olması. Bunların metin olarak önümüze sunulmasıdır. Belli ki çok daha yoğun mücadele etmemiz gerekecek. Sokak daha çok Meclis’te, Meclis daha çok sokakta olacak” ifadelerini kullandı.

“Bu bir var oluş mücadelesidir. Temas trafiği başlattık”

CTP olarak bütün toplumun paydaşlarıyla temas trafiği başlattıklarını ifade eden Erhürman, “Herkesle tek tek yüz yüze konuşacağız. Bu bir var oluş meselesidir. Kıbrıs Türk halkı iradesine sahip çıkacak. Meclis’te birileri hasbelkader çoğunluğa sahip oldu diye, tüm bunları ‘reform’ olarak yutturma hakkına sahip değildir” dedi. "Her durumda erken seçimin olacağını" ifade eden Erhürman, “Memlekette istikrarı darmadağın edenler, istikrar kelimesini kullananlar oldu. Önümüzdeki seçimde hedefimiz tek başına iktidardır” dedi. “Toplum olarak tehlikenin farkındayız diye düşünüyorum. Dolayısıyla daha çok konuşmak zorundayız. Bu olan bitene karşı hep birlikte mücadele etmek zorundayız” diyen Erhürman, şimdi "hep birlikte mücadele etme" zamanı olduğunu kaydetti.