Maaş- maaş sömürülmüyor bu ülke kaynakları. Bu devletin malları var. Bu mallar üzerinden elde ettiği gelirler var. O tesisler bize emanet, geleceğe devredeceğiz. Sadece Kıbrıslı Türklerin de değil, bu adanın ortak mallarıdırlar.

Buna en güzel örnek Palm Beach Otel, Rum’dan kalma, hazine malı. Taşınmaz Malları Kiralama ve Değerlendirme Tüzüğü kapsamında, yıllık kira bedeli 40 bin dolara, yanlış okumadınız 40 bin dolara, bir daha okuyun diye yazıyorum, koca otel 40 bin dolara Sözer Özel’e kiralanmış.

Sözer Özel, yurt dışında yaşayan, ismini sadece KTHY krizlerinde duyduğumuz, ülkeye hiçbir yatırımı olmayan, vergi ödemeyen, istihdam yapmayan bir abimiz. Yapmak zorunda da değil. Peki, devletten, Palm Beach’i 40 bin dolara neden kiralamış?

Basit… Devletten o kocaman leb-i derya oteli, hayatının geri kalanında taş üstünde taş koymadan, milyon TL’ler kazanmak için kiralamış. Biraz işletmeyi falan denemiş, olmamış tabi. Sonra, Erbil Arkın’ı bularak burayı kiralamış.

Yanlış okumadınız, leb-i derya oteli devletten neredeyse bir oda parasına kiralamış; dönmüş orayı bir başka yatırımcıya kiralama rahatlığını göstermiş. Sıkı durun, kaça biliyor musunuz? 750 bin Euro. Bir daha okuyun, 750 bin Euro, ezberleyin hatta, 750 bin Euro…

Haliyle, devlet malı deniz, yemeyen domuz… Palm Beach, aslında hepimizin ortak malı olan ve her bir kuruşlu devletin kasasına gitmesi gereken bir değer. Ama, adeta Rum’dan Sözer Özel amca için alınmış. Yok yok, o dönem hep birlikte çökülmüş desek daha doğru

1996 tarihinden, 2045 yılına kadar, bir ömür velhasıl, adeta aile mülkü yapılıyor. Kumarhane izni de veriliyor. E deniz kenarı desen, Mağusalı’nın denizle buluştuğu tek yer. Rumların en sevdiği yer. Yani para kazanmak için daha iyisi olamaz herhalde. En azından bu kadar kolay olamaz

Buraya da dikkat edin lütfen. Sözer Özel burada yaşamıyor. 40 bin dolara bir mülk kiralamış. Dönmüş o mülkü işletememiş, 750 bin Euroya bir başkasına kiralamış. Devletin de bu olan bitenden haberinin olmaması imkan ve ihtimal dışı değil.

Neden? Sözer Özel, her yıl başı, sözleşmesi gereği devlete 40 bin dolar yatırıyor (biraz artmış olabilir). Sonra, Erbil Arkın ile imzaladığı kira sözleşmesi gereği, ki o sözleşme de devlette mevcut; 750 bin Euro alıyor. Sonra devlete 75 bin Euro stopaj yatırıyor

Belgeler orada, adresler orada, sözleşmeler orada. Bu devlet, 20 senedir, “Yahu benim 40’a kiraladığımdan kazandığım stopaj daha fazla. Nedir bu film?” diye sormaz mı kendine? “Enayi miyim ben? Demez mi? Buna nasıl göz yumar?

Sözer Özel’e kiralanmasına karşı değilim, yanlış anlaşılmasın. Ama dedim ya, bu ülkenin her bir kuruşu çok kıymetlidir. Kamu eliyle kişileri servet sahibi yapmak yakışır mı bu fakir devlete? Ve neden seyrediliyor bu durum aylardır, yıllardır.