Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Başkanı Seran Aysal, “Seçim süresince verilen beyanlarda KTMMOB’nin isminin kullanılması ve ısrarla seçim tartışmalarına çekilmek istenmesinin nedeni tarafımızdan anlaşılamamıştır. Kamuoyuna verilen bilgilerin gerçekle bağdaşmadığı yönünde yaptığımız uyarılar sonrası bazı düzeltmeler yapılmış olmasına rağmen, Ulusal Birlik Partilisi yetkilisi olduğunu iddia eden bazı kişiler tarafından farklı mecralarda benzer yazıları ve söylemleri devam ediyor. Bu, yönetsel zaafiyet gösterenlerin eksikliklerini örtmek amaçlıdır. Bu kişilerin halen TV programlarına çıkarak kendisini seçen halkımıza yanlış bilgiler vermelerini şiddetle kınıyoruz” dedi.

İddialarınızı belgeye dayandırın

   Aysal, 12 Ekim 2020 tarihinde BRT’deki bir TV programına katılan ayni zamanda KTMMOB üyesi olan Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Ersan Saner’in Birliği kast ederek sarf ettiği söylemleri sonrasında kamuoyunu doğru bilgilendirme, konuya açıklık getirme ve yaratılmak istenen algıya bir son verme ihtiyacının gündeme geldiğini ifade etti.

   Saner’in programda Pandemi  Hastanesi konusunda KTMMOB’nin yardımcı olmadığı ve kendi organları içinde davalaşma noktasına giderek, bu icraat ülkede yapılamaz noktasına doğru gittiği ifadesini kullandığını belirtti.

   KTMMOB organları içerisinde ne bahse konuda, ne de başka bir konuda herhangi bir davalaşma ve/veya davalaşma noktasına gidecek bir hususun olmadığını ifade eden Aysal, UBP yetkililerini iddialarını bilgi ve belgeye dayandırmaya davet etti.

43 gün bu halkı kim oyaladı açıklayın!

   UBP-HP Bakanlar Kurulu’nda 9 Haziran 2020’de gerçekleşen görüşmede Planlama İnşaat Dairesi’nin de sürecin en hızlı ve sağlıklı yönetilmesi için KTMMOB’den destek alınmasına birliğin olumlu karşılık verdiğini hatırlatan Aysal, KTMMOB’nin üzerine düşen sorumlulukları en hızlı şekilde sonuçlandırdığını kaydederek şöyle devam eti:

   “Ancak, ilgili Bakanlıklar tarafından verilmesi gereken onaylar ve yazılar Başbakanlık dâhil defa kez yazılı hatırlatmalarımıza rağmen ancak 43 gün sonra 21 Temmuz 2020 tarihinde Birliğe ulaştırılabilmiştir. Mevzuat imkânları dâhilinde belirlenen yöntemle, en kısa sürede proje ekibi listesi ilgili bakanlıklara yazı ile bildirilmiş olup 1 gün sonra da işin askıya alındığı ilgili Bakanlık tarafından yazılı olarak Birliğe gönderilmiştir.

   Konu ve süreçle ile ilgili tüm dokümanlar ve yazışmalar Birlik arşivinde bulunmakta olup, süreçle ilgili Başbakan, Birlik Başkanı tarafından da sürekli bilgilendirilmiştir. Gerçeklerle bağdaşmayan ve kamuoyunu yanıltan bu sonuçlara nasıl varıldığı tarafımızdan kesinlikle anlaşılmamaktadır” dedi.

Belgeler, gerçekler ve doğrular arşivimizdedir

   Aysal, defalarca kamuoyunun doğru bilgilendirme yapılması konusunda düzeltme yaptırıldığı halde, yanlış bilgilerle yapılan bu ve benzeri değerlendirmelerde ısrar edilmesinin kabul edilebilir olmadığını söyledi.

   Doğru olduğu zannedilen yanlış varsayımlarla, gerçeği yansıtmayan bu iddialar ve yaklaşımlarda ısrar edilmesi halinde birlik arşivindeki dokümanları kamuoyuna paylaşılacağını kaydeden Aysal, “Sayın Saner, programda ‘Pandemi Hastanesi’nin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu ve bunu üzülerek söylüyorum, kendi imkânlarımızla kaynak aktardığımız halde yine kurumlarımız tarafından önünün açılmadığını çok net biliyorum, o Birliğin de ben bir üyesiyim ve bundan dolayı da hiç mutlu değilim’ ifadelerini kullandığını üzülerek gördük dedi.”

 

Yarım inşaat GAÜ hastanesine 8 ayda bir çivi çakmadınız!

   Aysal, Maliye Bakanlığı tarafından devralınan ve yarım inşaat olan GAÜ hastanesine hükümetin sekiz ayda bir çivi çakacak gerekli yönetim becerisi gösteremediğini de kaydetti.

   Girne Amerikan Üniversitesi Hastanesi’ni, Maliye Bakanlığı ile KTMMOB’nin birlikte yürüttüğü teknik çalışmalar sonrasında Şubat 2020’de Maliye Bakanlığı tarafından devir alındığına dikkat çeken Aysal, “KTMMOB teknik çalışmaları ile hem 120 yatak ve 18 yoğun bakım üniteli hastanenin devralınması sürecinin konuşulan rakamların yaklaşık yarı fiyatına devralınmasına  hem de yaklaşık 20 milyon TL’nin kamu kaynaklarında heba edilmesini engellenmesine katkı sağlamıştır” dedi.      

 

Toplumun önünü açmayanlar görevdeki idarecilerdir

   Aysal, Sağlık altyapısının ne kadar yetersiz ve Pandemi hastanesinin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğu bilinen bir gerçek olduğunu kaydederek, “Kaynak ayrıldığı beyanları halen daha açıklamalarda devam ederken, Esas mutsuzluk sebebi bu nokta olması gerekirken vicdanen rahatlamak adına dikkati başka yöne çekmeye çalışmak yerine toplumun önünü açamayanların hangi görevdeki idareciler olduğunu kamuoyuna net açıklamakta fayda görmekteyiz” dedi.

Maliyeyi 68 milyon TL zarardan kurtardık

   Maliye Bakanlığı’nın Gönyeli’de yer alan Kolan British Hastanesi’nin pandemi hastanesi olarak yaklaşık 100 Milyon TL üzerinden başlayan satın alınma teklifi yapıldığı aşamalara değinen Aysal, “Başbakan ve Maliye Bakanlığının talebi ile KTMMOB’nin yürüttüğü teknik çalışmalar sonrasında hastanenin gayrimenkul değerinin yaklaşık 32 milyon TL olduğu belirlenmiştir. KTMMOB teknik çalışmaları sonucunda gelinen rakam ile teklif başlangıç rakamı karşılaştırıldığında kamu maliyesinin yaklaşık 68 Milyon TL zarara uğratılması, Maliye Bakanlığının da zan altında kalması engellenmiş, satın alma da gündemden kalkmıştır.

   Gerçek verileri teknik çalışma ile tespit eden ve devletin zarara uğratılmasını engelleyen KTMMOB’den duyulan mutsuzluğun sebebi iddia sahibi /sahipleri tarafından kamuoyu ile paylaşılmalıdır” dedi.

Kimlerin önünün açılmadığını kamuoyu ile paylaşın

   Aysal, doğru zeminde işlerin yürümesinin sağlanması kim veya kimlerin önünün açmadığının kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini ifade ederek bu konuda yetkilileri göreve çağırdı.  

   Süreç içerisinde devlet yönetimi ile bağdaşmayan, Planlama İnşaat Dairesi teknik kadroları ve yürürlükteki mevzuatlar hiç sayıldığını kaydeden Aysal, şöyle devam etti:

   “Kişisel ve partisel ilişkilerle yaptırıldığı iddia edilen bazı proje çalışmaları; Birlik üyelerimizin (UBP yöneticisi üyelerimiz dâhil) hizmet alım mevzuatı, eşitlik, adalet ve katılımcılık ilkesi yok sayılmasına yaptığı itirazlar ve bu çalışmada ismi geçen üyelerimizin de zarar görmemesi için hem üyelerimize hem de hükümetteki idarecilere hukuk devleti ciddiyeti, eşitlik ve katılımcılık ilkesi ile sürecin ilerlemesi gerektiği hatırlatılmış ve süreç doğru zemine getirilmiştir.

   Planlama İnşaat Dairesi gıyabında yürütülen bir süreçte pandemi hastanesi olduğu iddia edilen bir proje çalışmasının 09/06/2020 tarihinde gerçekleşen toplantında PİD teknik kadrolarının ‘imzacılık’ yaparak yürütmesi önerisi, ilgili daire yetkilisi tarafından reddedilmiştir. KTMMOB, Planlama İnşaat Dairesinde hizmet veren üyelerimizin yanında yer alarak, kişisel ve meslek onuru hiçe sayarcasına gündeme getirilen onur kırıcı öneri ve üyelerimize olası baskılar engellenmiştir. Dolayısı ile burada esas merak edilen konunun ülkeye ve topluma yapılan bu hizmetlerin kimleri mutsuz ettiğidir.”

                           

İşler kişilerin isteğine göre yapılıyor

   KTMMOB Başkanı Aysal, işlerin doğru ve dürüst şekilde yapılması değil, kişilerin isteğine göre yapılmasının bazı kesimler için öncelikli olduğunu belirtti.

   Aysal, KTMMOB’nin, kamu nitelikli meslek örgütü olma sorumluluğunda ve bilincinde olduğunu kaydederek, eşitlik, adalet ve bilim temelinde kararlar alınması, hukuk devleti ve yönetimi ilkelerine uygun yönetim sergilenmesi, üyelerinin hakları ve meslek onurlarını korumak için gerektiğinde bunların hilafında davranış sergileyenlerin karşısında durarak, gerektiğinde bilime dayalı teknik çalışmalarla devlete destek verdiğini belirtti. Ayni zamanda yanlış ve hukuk dışı uygulamalarda ısrar edildiğinde birliğin hukuki mücadele vererek yanlışın düzeltilmesi, hukuk devletinin erozyana uğramasının engelenmesi ve devleti zarara uğratanların karşısında durmaya devam ettiğini ve bundan sonra da devam edeceğini anlatan Aysal, “KTMMOB, bireysel değil, toplumsal mutluluk hedefi ile mücadele etmeye, toplumsal görev ve sorumluluğunu sonuna kadar yerine getirmeye bugünden sonra da devam edecektir.

   Bilinmelidir ki, KTMMOB, ülkemizde her konuya çözüm üretecek, sonuçlandıracak, projelendirecek ve yönetecek bilgi birikimine sahip yeterli insan kaynağımızın devlet kadrolarında, belediye kadrolarında, üniversitelerimizde ve özel sektörde fazlasıyla olduğunu, icraatların ülkemizde yapılamaz noktasına gelinmesinde en önemli sorunun kendi kurumlarına, kendi insanına güvenmeyen, insan kaynağının farkında olmayan ve hedefe yönlendiremeyen idarecilerde olduğunu değerlendirmektedir” dedi.