Mağusa İnisiyatifi, 2019 yılına girerken Mağusa kentinin acil sorunları ve inisiyatifin öngördüğü iki toplumlu çalışmalarla ilgili kamuoyunu bilgilendirme toplantısı düzenledi. KTÖS’te yer alan basın toplantısında dört ana konuya dikkat çekilerek, Maraş kentinin 44 yıldır çürümeye terk edilmiş halinin birçok hastalığa davetiye çıkardığı vurgulandı.





Toplantıda, bir an önce Maraş’a uzman mühendislerin girip durum değerlendirmesi yapması ve mevcut beton binaların yanında fauna ve floranın ne durumda olduklarının saptanması ve çalışma yapılmasının gerektiği de kaydedildi.





Yüksek Mimar Emre Akbil de, “Kentin İmar sorunu ve 2019 Yılı içinde hazırlanacak İmar Planı” ile ilgili görüşleri aktardı.





Emirname ve İmar Planı süreçlerinin bugüne kadar gayrimenkul ve inşaat sermayesinin baskısı altında geliştiğini gözlemlediklerini dile getiren Akbil, yayınlanan emirnamenin kontrolsüz büyüyen ilgili sektörlerin bırakacağı kalıcı etkiyi imar planı çıkıncaya kadar görece sınırlandırmakta olduğunu kaydetti.





Göllerin, sahilin, kültürel mirasın etrafında biçimlenecek ortak bir Mağusa için imar planı sürecine sahip çıkacaklarını dile getiren Akbil, ana hatları ile taleplerini şöyle sıraladı:





“1. İmar planı sürecinde merkezi yönetim tarafından oluşturulması planlanan ‘Üst Kurul’ içerisinde meslek örgütleri, ekonomik örgütler ve bazı devlet kurumlarının olacağı dile getirilmiştir. Özelde bu üst kurul içerisinde, genelde ise tüm imar planı süreci içerisinde; kentin sağlıklı gelişimini amaç edinen çevre ve yerel örgütlerin de olmasını, sürecin katılımcılık çerçevesinde sonuçlanması adına gerekli görüyoruz.





  1. Mağusa kıyı şeridi toplumun kullanımında olacak şekilde askersizleştirilmelidir. Bu süreçlerde ilgili bölgelerdeki kültürel, sosyal, ekolojik çalışmalar yapan kişi ve örgütlerin görüşleri de hesaba katılmalıdır. Sadece sermayenin kullanımına değil, kentte yaşayanların sosyal, kültürel, ekolojik kaygılarına da hitap eden kamusal kıyı şeridi istiyoruz.
  2. Konut halen imarın en az %70’lik kısmını oluştururken konut politikalarından soyutlanmış imar planının başarılı olması mümkün değildir. Sırt sırta, omuz omuza (bitişik nizam), üst üste gelişen mimari tipoloji çeşitliliğini barındıracak imar araçları geliştirilmesini öneriyoruz.
  3. Kent dokusunu tahrip eden spekülatif konut üretimine alternatif, yerel yönetimlerin ve kooperatiflerin sosyal konut pratiklerine imkân tanıyacak konut bölgelerinin oluşturulmalı, mevcut konut stoku hesaba katılarak öncelikli olarak mevcut konut stokunun eritilmesi hedeflenmelidir. Bu yönde destekleyici ve düzenleyici politikalar geliştirilmelidir.
  4. Akdenizli dar sokak, avlu ve meydan örgütlenmesini sağlayacak imar araçları geliştirilmesi, kent yoğunluğun ölçeksiz yükselerek ve yabancılaşarak değil çevreye uyumlu ve sokak yaşamını özendirecek şekilde gelişmesi sağlanmalıdır. Plan içerisinde, kentlilerin iletişim kurduğu alanlar olan meydanlar, yeşil alanlar ve kent parkları gibi kamusal alanlar korunmalı ve mümkün olduğunca çoğaltılmalıdır.
  5. Gelecekte oluşacak gıda güvenliği sorunlarına karşı tarım arazilerine yayılan site yapılaşmasının durdurulmalıdır.
  6. Göllerin ve delta ekosistemi içine yayılan üniversite, konut ve kültürel binalar vb. gibi gelişmeler durdurulmalıdır.
  7. Özellikle Mağusa Suriçi bölgesi ve turizme kazandırılması planlanan tüm bölgelerde oluşacak insan sayısı artışı ve buna bağlı olarak yaratılacak atık konusunda çözümler yaratılmalıdır. Ekonomik gelişme ile yaratılacak dışsallıklar konusunda yatırımcılar çözümlerle ilgili olarak da sorumluluk almalıdır.”