Eşit Hak ve Adalet Sendikası (HAKSEN), koronavirüs (Kovid-19) salgınının ülke ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisinin giderilmesine yönelik kaynak yaratılması açısından Servet Vergisi’nin uygulamaya konulmasının “en gerçekçi çare” olduğunu savundu.
Sendika tarafından yapılan yazılı açıklamada, HAKSEN Başkanı Eren Büyükoğlu, son dönemde gündeme gelen Servet Vergisi uygulamasının halk arasında “ciddi bir karşılık” bulduğunu, ancak bazı siyasi çevrelerin toplumun dar bir zümrenin çıkarlarını korumak adına bu uygulamayı “değersizleştirme çabası” içine girdiğini ileri sürdü.
Büyükoğlu, açıklamada, Servet Vergisi uygulamasının birçok Avrupa ve İskandinav ülkesinde uygulanmakta olduğuna işaret ederek, ülkede yaşanan ekonomik krizden çıkış şansı sunduğunu ileri sürdüğü bu uygulamanın “en gerçekçi ve adil çare” olduğunu vurguladı.
Büyükoğlu, açıklamada, “Son dönemde gündeme gelen ve halkta da ciddi karşılık bulan ‘ultra zengin kesime yönelik Servet Vergisi uygulaması’ talebi, maalesef bazı siyasi çevrelerin ödünü koparmış, toplumun yüzde 2’si gibi dar bir kesiminin çıkarlarını korumak adına, krizden çıkış şansımız olan bu uygulamayı değersizleştirme çabasına girmişlerdir” şeklinde konuştu. 
Servet Vergisi uygulamasının bazı siyasi çevrelerin, IMF’nin ülkelere zaman zaman önerdiği, İtalya, İspanya, Kanada, İsviçre, Hollanda ve Norveç gibi birçok gelişmiş ülkede uygulanan bir kaynak yaratma yöntemi olduğuna işaret eden Büyükoğlu, “Toplumumuzun yalnızca yüzde 2’sine tekabül eden çok dar bir kesimin, milyonlarca sterlini bulan servetlerine getirilecek vergilendirme, bu kesimi sarsmayacağı gibi, ekonomiye kazandırılmadan kenarda bekletilen ciddi bir paranın piyasayı hareketlendirmesini sağlayacak, pandemi döneminde evine ekmek götüremeyen özel sektör emekçisine de çok ciddi katkılar yapılabilecek bir kaynak oluşturacaktır” dedi. 
HAKSEN Başkanı, açıklamasına, “Hal böyleyken kaynak yaratma bahanesiyle her fırsatta ‘kamu çalışanlarından kesilsin’ gibi hiçbir temeli ve uygulama gerçekçiliği bulunmayan, halkın alım gücünü düşürerek ekonomiye daha da büyük bir darbe vuracak uygulamaları savunabilen siyasi çevrelerin, bugün neye dayanarak Servet Vergisi uygulamasını ‘gerçekçi’ bulmadığı merak konusudur” diyerek devam etti.
Servet Vergisi uygulamasının, gayrimenkullerinin maddi değerinin, lüks taşınabilir mallarının ve banka mevduatlarının toplamının 500 bin sterlin ve üzerine denk gelen kesimlere, servetlerinin miktarına göre değişecek yüzdeliklerle kesintiler yapılmasını öngördüğüne işaret eden Büyükoğlu, “Böylesi bir servet zaten toplumun yüzde 2 gibi dar bir kesiminde bulunmaktadır. Bu dar kesimin sözcülüğünü yapmak adına Servet Vergisi talebini değersizleştirme çabasına girmek, toplumun yüzde 98’lik bölümünü mağdur etmek, iş yerlerinin batmasına seyirci kalmak, halkın günden güne fakirleşmesine göz yummak ve ekonominin daha da büyük bir batağa sürüklenmesinin yolunu açmaktır” diye konuştu.
Servet Vergisi’nin ülkede uygulanmaya konmasının sağlanması için hükümete ve muhalefet partilerine üzerlerine düşeni yapması çağrısında bulunan Büyükoğlu, “Bu talebi ‘beğenmeyen’ siyasi kesimler ise, ‘kamu çalışanından kesilsin’ yaklaşımının ötesinde, gerçekçi ve adil çözüm yollarını ortaya koymalıdır. Çünkü halkın— özellikle parlamentodaki—siyasi partilerden beklentisi, somut önerileri değersizleştirmeye çalışmaları değil, krize karşı çözüm yolları sunmalarıdır” dedi.