Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) geçtiğimiz Mart ayında ülkemizde ortaya çıkan Pandemi sürecinin yarattığı sorun ve mağduriyetlerin gidirilmesine yönelik hazırladığı kapsamlı öneri paketini açıkladı.

Sağlıkla ilgili önerilerin yanısıra, ‘yapısal’, ‘ekonomik’ (Mikro ve Küçük İşletmelere Yönelik Tedbirler, Orta ve Büyük Sermaye Yapılı İşletmelere Yönelik Tedbirler), ‘Sosyal Sigorta ve İşgücü’, ‘Kamu Çalışanları’, ‘Bankalar’, ‘Üst Düzey Gelir Grupları’, ‘Servet Vergisi’ başlıkları altında ortaya konan tespit ve öneriler toplam 54 maddeden oluşmakta.

TDP’nin öneri paketinin tamamı şu şekilde:

Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede birçok ülkeye yayılan Covid-19 vakalarının ülkemizde de ortaya çıkmasının ardından yaklaşık bir yıldır olağanüstü günlerden geçmekteyiz. Ülkemizde ilk vakanın görünmesinin ardından geç de olsa alınan kararlar ve halkımızın sağduyusu sayesinde ülke olarak vakaları sıfırlamayı başarmıştık. Ancak dönemin UBP-HP hükümetinin tüm uyarılara rağmen 1 Temmuz’dan itibaren kontrolsüz ve karantinasız açılım kararı ile birlikte ülkedeki güvenli ortam kaybedilmiş, sonrasında da 3 günlük karantinasız girişler ve yılbaşı gecesine yönelik yanlış kararlar neticesinde bugün maalesef yeniden kapanma noktasına gelinmiştir.

Unutulmamalıdır ki, ekonomik krizin boyutunu zamanında alınacak doğru tedbirler belirler. Ne kadar geç kalınırsa, krizin derinliği de o kadar artar. Bu acı tecrübeyi geçen dönem yaşadık. Hükümetin  yanlışları neticesinde güvenli ülke konsepti kayboldu, ekonomik kriz derinleşti, eğitim ve turizm başta olmak üzere tüm sektörlerde ciddi kriz yaşandı, halen de yaşanmakta.

Pandemi döneminde binlerce işyeri kapanırken, onbinlerce kişi işsiz kalmıştır. Hükümetin kararlarının yetersizliği, 1500 TL ile 2 Bin TL’lerin bile gecikmeli ödenmesi ( ki son dilim ödeme daha geçtiğimiz gün yapıldı) vatandaşların mağduriyetini gidermekten çok uzakta kalmıştır.

Benzer süreci şimdi tekrar yaşamaktayız. Ülke olarak yeniden kapandık. ‘Ben yaparım olur’ anlayışı artık bir kenara bırakılmalı, ortak akılla hareket edilmeli. Pek tabii ki farklı öneri ve görüş ortaya konacaktır. Önemli olan bu süreçte ortak aklı yakalayarak, gerek toplum, gerekse ülkenin geleceği için, bu zor günleri ve yaşanacak ekonomik sıkıntıları en az zararla atlatmaktır. Bu görüşler doğrultusunda geçtiğimiz Mart ayında, dönemin hükümetine kapsamlı bir öneri paketi sunmuştuk. TDP olarak sorumlu muhalefet anlayışı ile şimdi de krizden çıkışa yardımcı olmak amacıyla yeni bir öneri paketi daha sunuyoruz. Bu önerileri örgütlerle ve uzmanlarla değerlendirmeye, geliştirmeye devam ederek, bu sıkıntılı günlerin aşılması adına her platformda katkı vermeye devam edeceğiz.

HEDEF BAHARDA NORMAL SOSYAL EKONOMİK YAŞAMA GEÇEBİLMEK OLMALIDIR 

Pandemi döneminde yaşanılan sosyal ve ekonomik sorunların nedeni bulaş riskidir. Bulaş riski devam ettiği sürece bu sorunlar sürecektir. Ülkemizin ekonomisi ciddi anlamda yüksek öğretime ve turizme dayanmaktadır. Bu iki alanın hayat bulması ise bulaş riskinin en aza inmesine bağlıdır. Bulaş riskinin devam ettiği koşullarda yüksek öğretimin yüzyüze tam kapasite ile başlaması mümkün olmayacaktır. Benzer durum turizm için de geçerlidir. Dolayısıyla hedef iç bulaşı en aza indirmek olmalıdır. Bu ülkemiz için ulaşılabilecek bir hedeftir, nitekim tam kapanma ile birlikte son günlerde açıklanan yerel vaka sayılarındaki düşüş de bunu göstermektedir.

Bugün alınacak doğru ve kararlı tedbirlerle hedef; vakaları mümkün olduğunca en aza indirmek, sosyal, ekonomik planlamaları yaparak bugünle birlikte geleceği kurtarmak olmalıdır. Tam kapanma bir hedefe yönelik olmalı, plan ve programa dayanmalı, aşılama da mutlak surette doğru planlanmalı ve gerekli orana ulaşılmalı. Bu şekilde sağlıkla birlikte eğitimi de, turizmi de kurtarabilir, ekonomiye yeniden can verebiliriz.

SAĞLIKLA İLGİLİ ÖNERİLER

Düzgün, Planlı ve Ayrımsız Aşılanma

Unutulmamalıdır ki, normal yaşama geçişi sağlayacak en önemli unsur aşılanmadır. Pandemi döneminin en başından beri yaşanmakta olan organizasyonluk maalesef aşılanma konusunda da yaşandı. Düzgün, planlı ve ayrım yapılmayan bir aşılanma programı şarttır.  
Sağlık Bakanı’nın da itiraf ettiği gibi aşı konusunda torpil yapılması kabul edilemezdir. Sağlık Bakanlığı hızlı, yaygın, şeffaf ve adeletli bir aşı planı uygulamalı, aşılama ülke genelinde artırılmalı, yerel yönetimlerle işbirliği her alanda artırılmalıdır.
Temaslı Takip Ekibi Güçlendirilmeli

Salgınla mücadelede tüm özveriye rağmen temaslı takip ekibinin sayı olarak yetersiz kaldığı ortadadır. Bu bağlamda temaslı takip ekibi güçlendirilmelidir.
Sağlık Altyapısı Güçlendirimeli

Pandeminin ülkemizde ortaya çıkmasının üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen, sağlık altyapısı güçlendirilmemiş, Pandemi Hastenesi tam olarak devreye konulmamıştır. Bu bağlamda; doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının sayısı hızla artırılmalıdır.
YAPISAL ÖNERİLER:

Sorunun yeşil hat ötesi olduğunun kabulü ile iki toplumun sağlık uzmanlarından oluşturulan Sağlık Teknik Komitesi aracılığı ile iki tarafta alınan ve ekonomiyi etkileyen kararların etkisinin belirlenebileceği bir iletişim kanalı oluşturulmalı. Bu konuda geçtiğimiz dönem Cumhurbaşkanlığı aracılığı ile olumlu çalışmalar yapılsa da, özellikle son dönemde bu alanda gerekli çalışmaların yapılmadığını gözlemlemekteyiz.  
Turizm ve yükseköğrenim sektörleri için ilgili tüm paydaşlar ve uzmanları kapsayacak  iki kriz masası oluşturulmalı.
Bütçenin ödenek kalemlerinin kısılmasının yanında kullanılmasında da öncelik sıralaması yapılmalı ve elde edilen gelirlerin öncelikli olarak hangi ödenek kalemlerine yönelik kullanılacağına dair bir program yapılması adına bir çalışma grubu kurulmalıdır.
Geçtiğimiz Mart’ta önerdiğimiz gibi; yüksek koordinasyon ihtiyacı nedeniyle ekonomist, muhasebe, maliye, kamu yöneticileri, sosyolog ve hukukçulardan oluşan danışma ve koordinasyon kurulu oluşturulmalı, sekreteryası belirlenerek, iletişim hattı sağlanmalı.
Toplumsal eşgüdüm ve kenetlenme için, siyasi parti yetkililerine düzenli şekilde bilgi verip, fikir alışverişi yapılacağı bir iletişim kanalı kullanılmalı ve siyasi parti temsilcileri ile bu konuda rutin toplantılar organize edilmeli.
EKONOMİK ÖNLEMLER:

Dünya genelinde olduğu gibi salgın süresince ve sonrasında ekonomik ve ticari durgunluk büyüyerek devam edecektir. Bu sebeple, sadece kamuyu değil, özel sektör ile hane halkını korumak için ülkemizde de ekonomik kararların alınması kaçınılmazdır. Bu olumsuz etkilerden kurtulmanın yolu da iç bulaşın bitirilmesidir. İç bulaş bitirilirse Mart ve Nisan ayından sonra ekonomi canlanabilecektir. İçeriye gelen kaynak artacak, dışardaki bulaş tehdidinden dolayı ise normalde dışarıya kaçan kaynak azalacak ve hatta iç turizm ile bu kaynak yerel ekonomiye kanalize olacaktır. İç bulaşın bitirilmesi küresel bir krizin yerel olarak bir fırsata dönüştürülme şansını bize sunmaktadır. Bu kullanılmalıdır.

Mevcut üretim ve tüketim potansiyelinin en üst düzeyde korunması ve/veya yakın gelecekte bu potansiyele geri dönülmesine yönelik ekonomik önlemler alınmalıdır. Aksi durum ekonomiyi küçültecek ve işsizliği artıracaktır. Bu nedenle tüketimi en çok tetikleyen kamu çalışanlarından kesinti yapmak en son çare olarak düşünülmelidir. Güvenli ülke ortamına ve geleceği planlayabilmek vaka sayıları ile birebir orantılıdır. Vaka sayılarını düşürmenin en etkili yolu da tam kapanmadır. Kapanma dolayısı ile ortaya çıkan ekonomik mağduriyet de aşağıda belirtilen öneriler doğrultusunda elde edilecek kaynakla giderilmelidir. 

Öncelikle 2019 yılında özel veya tüzel kişilerin kendi beyan ettikleri 1 Milyar TL’lik vergi tutarının sadece yarısı olan 500 Milyon TL’si tahsil edildi. Geriye kalan 500 Milyon TL’nin tahsili ile üzerinde uzlaşılacak bir rakamın üzerinde serveti bulunanlardan bir defaya mahsus talep edilecek servet vergisi önemli mali kaynaklar olacaktır.
Bankacılık Mevduat Sigorta Fonu ile kooperatifler için can simidi olan Kooperatif Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kaynak olarak kullanılabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin hibe olarak yapacağı katkılar da ekonomiye olumlu bir etki yapacaktır.
Bütün bunlara rağmen yine de ihtiyaç olması halinde en son çare olarak belirli bir rakamın (7 Bin 500 TL) üzerindeki maaşlardan kesinti yapılabilir. Bunun için de mutlaka sendikalarla istişare edilmeli. İlgili kesintinin nerede/nasıl kullanılacağı şeffaf biçimde halk ile paylaşılmalı.
Yüksek Öğrenim Alanı: Eğitim Bakanı’nın açıklamasına göre ilk etapta 17 Bin 500 öğrencinin ülkemize getirilmesi planlanmakta. Bu sayının 60-70 binlere çıkabilmesinin yolu ‘güvenli ülke’ olgusunun yaratılmasıdır. Öğrenci gelişleri de Sağlık Kurulu’nun belirlediği çerçevede olmalı. Karantina ücretlerinin ödenmesine de üniversitelerle, özel yurt sahipleri de katkı koymalıdır.
Turizm Sektörü: Tıpkı öğrenci olayında olduğu gibi, adaya turist gelmesinin yolu da güvenli ülke olmaktan geçmektedir. Bunun için de PCR testlerinin sayısı mümkün olduğunca artırılmalı, aşılama da hızlandırılmalı, bunun mali sorumluluğu için de otel ve casinolar da sorumluluk üstlenmeli.
Yasalar çerçevesinde Casinoların oynattıkları oyundan elde ettikleri gelir ve yaptıkları ödemeler, yani giderler sonrasında elde kalan kazanç üzerinden vergi vermesi yasal bir zorunluluktur. Bu çerçevede gerekli mekanizmaların devlet tarafından kurulması adına bilişim alt yapısı ve denetim mekanizmaları ivedilikle kurularak Casinolardan gerçek kazançları üzerinden vergi alınması sağlanarak bütçe gelirleri artırılmalı.
Krediler yeniden yapılandırılmalı, faiz oranları daha makul bir seviyeye çekilmeli. Bunun için de KKTC Merkez Bankası ve Bankalar Birliği ile işbirliği yapılmalı. Belirli bir süreye kadar kefillik gibi katı kurallar en aza inmeli.
Küçük esnaf, işsiz kalan özel sektör calışanları desteklenmeli.  
Geçtiğimiz kapanma döneminde açıklanan ekonomik tedbirler (özel sektör) halkın borç yükünün artmasına ve borçların ötelenmesine neden olmuştu. Yeniden kapanmanın yarattığı olumsuzukların başında ödeme gücü düşen esnafın ötelenen borçlarını faizleriyle beraber ödemekte karşılaşacağı zorluklardır. Gecikme faizlerinin sıfırlanması veya uzun süreli ötelenmesi ile esnafın hibeyle desteklenmesi gündeme alınmalı.
Kirada oturanların ev hakları, rutin ekonomik hayata dönene kadar garanti altına alınmalı.
AB’nin korona ile mücadele destek paketinden Kıbrıs Türk Toplumu nezdinde daha fazla faydalanılması için girişimler yoğunlaştırılmalı.
Firmaların mağduriyetlerinin giderilmesi için kredi limitleri açılmalı ve üretimin durmamasına yönelik iç ve dış pazar aranmalı. Geçmişten gelen ticari kredilerin geri ödeme vadeleri en makul faiz oranı belirlenerek uzatılmalı, ya da yapılandırılmalı.
Yerli ürünlerin desteklenmesi ile ilgili ek önlemler alınmalı. Zaruri tüketim maddeleri ve korona virüse karşı kullanılan ürünlerde tavan fiyat belirlenmeli. Krizin fırsata çevrilebileceği noktasından hareketle özellikle üretim alanında kümeleme faaliyetlerini hızlandırmak, teknik ve finansal destek sunarak daha kaliteli yerli üretimi daha ucuz şekilde piyasaya sunmanın önü açılmalı. Rekabet Kurulu bu dönemde en agresif çalışma modelini benimsemeli, piyasanın rahatlamasına  imkan tanımalı.
Salgın sonrası temel ihtiyaç ürünlerinin üretimine hız vermek için tüm teşvik sistemleri devreye sokulup, iç piyasanın temel ihtiyaçları karşılanmalı ve bu ürünlerin ithalatından kaçınılmalı.
Tüm hijyen, ilaç ürünleri ve benzeri ihtiyaçlar erişilebilir fiyat uygulamasına tabi tutulmalı. Buna uymayanlara ciddi cezai yaptırımlar uygulanmalı. Lüks tüketime giren ürünlere ek vergilendirme yapılarak, temel ihtiyaçlara gümrük ve vergi indirimi yapılmalı. Ayrıca, market raflarındaki ürünler için fiyat ile aynı ürüne farklı fiyat uygulamasının denetimi yapılmalı.
Mikro ve Küçük İşletmelere Yönelik Tedbirler

Geçtiğimiz dönem açıklanan pakette yer alan 1500 TL ile 2 Bin TL’lerin ödenmesi dönemin (UBP-HP) hükümeti tarafından gecikmeli yapılmış, son dilim ödeme daha geçtiğimiz gün yapılmıştır. Yeni pakette ödeneceği tahhüt edilen ödemeler gecikmeden yapılmalıdır.
Hükümet yetkilileri önümüzdeki günlerde yeni bir paket açıklayacağını duyurmuştur. Yeni pakette özellikle dar gelirliler, mikro ve küçük işletmelerin sabit maliyeti olan sosyal sigorta, enerji, kira ve borçlarına odaklanılmalıdır.
Pandemi öncesi beyan edilip ödenmeyen kurumlar vergisi ve gelir vergisi miktarının toplam ne kadar olduğu şeffaf bir şekilde toplum ile paylaşılmalı ve bunların tahsil edilmesine yönelik ivedilikle yasal mevzuat uygulanmalı.
Kooperatiflerden kredi kullanan kişilere devlet bütçesine hiçbir maliyet yaratmayacak veya gelir azaltmayacak bir uygulama olan Kooperatif Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’ndan faiz desteği sağlanmalı ve kredi alanların faiz yükü ticari bankalarda uygulandığı gibi azaltılmalı.
Kapalı olan sektörlerin çeklerine karşılıksızdır mühürü basılma süresi, kapalı kalan işyerlerinin açılıp tekrardan ödeme durumuna gelebilecek süre gözetilerek uzatılmalı. Olası suistimallerin önüne geçilmesi mümkündür, ancak sürenin uzatılmaması neticesinde yaşanacak iflasların maalesef önüne geçilemeyecektir.
Esnafa yönelik vergi ve prim ödemelerinde faizsiz ertelemeye gidilmeli.
         Özel ve tüzel kişilerin kira ve banka borçlarının ödeme süresi zamana yayılmalı.
Sektörde veya hane halkında temerrüde düşme riskini taşıyan banka kredisi borçlularına faiz destekli özel vade uzatım olanakları tanınmalı.
         Açıklanan pakette Vakıflar İdaresi işyerlerinin kira bedellerinde her ay düzenli ödenmesi koşuluyla %25 indirim uygulaması olumlu olmakla beraber, buna ek olarak her yılbaşında yapılan artış bu zor koşullarda 1 yıl askıya alınmalı. 
Orta ve Büyük Sermaye Yapılı İşletmelere Yönelik Tedbirler

Açıklanan pakette 11-20 çalışanı olan işletmeler için sigorta primi işveren hissesinin %50’sinin, 20 üzeri çalışanı olanlara ise sadece %30’unun ödeneceği belirtildi. Bu uygulamadan işçiler zarar görecek, işten durdurmalar tetiklenecek. Başbakan Yardımcısı konuyla ilgili gerekli düzeltmeleri yapacaklarını söyledi. Konunun takipçisi olacağız. 
Ekonomik kayba uğrayan işletmelere yönelik sosyal sigorta, ihtiyat sandığı ödemelerinin gecikmelerine izin verilerek herhangi bir faiz talebi yapılmamalı.
İşsizlik ücreti ödemeleri artırılmalı.
Beyanlarında kar elde ettiği tespit edilen işletmelerin sigorta ve ihtiyat sandığı borçlarının tahsilatına yönelik ivedilikle yasal süreç başlatılmalı.
Mart 2020’de kapanmanın ardından açıklanan ilk ekonomik tedbirler paketinde yer alan “örtülü ödenek, hane halkı ve dernek yardımı bulunan Cumhurbaşkanlığı ve ilgili bakanlıkların ilgili kalemleri bu yıl sonuna kadar sağlık alanına aktarılmalı.
Kalkınma Bankası’ndan yatırım amaçlı kredi kullanan ve yatırımı tamamlamış veya taahhütleri yerinde devam eden yatırımcılara aldıkları kredi oranında destek amaçlı %10 daha ek kredi aynı faiz oranında kredi sağlama imkânı verilmeli.
Sosyal Sigorta ve İşgücü

Büyük işletmelerin toplu işten çıkarma ihtimaline karşı düzenleme yapılmalı.
         Yerli işgücünün korunması bu noktada önemlidir. Bu durumda bu tip mağduriyetler yaşayabilecek iş gücüne yönelik yerli istihdamı destekleme fonundan faydalanılacak bir formül yaratılmalı.
Mart 2020 tarihinden itibaren  virüsün adamıza gelmesinden dolayı dışardan gelen en büyük iş gücü olan ve ülkemizde de en çok eksikliği görünen nitelikli eleman ara eleman eksikliklerinin artık yaşanmaması ve bu yönde işsiz olan gençlerin önünü açmak için Çalışma Bakanlığı İDM fonu kullanılarak kursların açılması ve ihtiyaca göre elemen yetiştirilmesi önemli bir adım olacaktır. 
Güneyde çalışan işçilerle ilgili olarak da bu kardeşlerimizin bulaş riskini minimize edecek şekilde işlerine gidebilmeleri için gerekli düzenlemeler yapılmalı, işlerine gidememeleri halinde ise onlara da gerekli destek ödemeleri yapılmalıdır.
Kamu Çalışanları

Mevcut rakamlara göre kamuda çalışan sağlık çalışanlarının oranı kamuda istihdam edilen kişilerin %10’undan azını oluşturmaktadır. Halen özverili bir şekilde görev yapmakta olan sağlık çalışanlarından kesinlikle hiçbir kesinti yapılmamalı.
Kamudaki sağlık çalışanlarının sayısı artırılmalı. Ülke genelindeki tüm sağlık birimleri diğer bölgelerde yığılmaları önleyecek şekilde güçlendirilmeli.
Önümüzdeki beş yıl boyunca bedelli askerlik yapan kişilerden elde edilecek kaynak sağlık alanında kullanılmalı. 
Kamu ve özel sektör çalışanlarının maaş ve özlük haklarında kesinti veya gecikme olması halinde, bankalara ve devlete olan taksitler faiz uygulanmadan ertelenmeli.
Bankalar

Ödenmesi gereken borçların gecikme faizi uygulaması 3 ay boyunca kaldırılmalı. Ayrıca, bu salgın daha da uzadığı takdirde, KKTC Bankacılık sistemi ek uzatmalara da ihtiyaç duyacaktır, böyle bir senaryoda sadece ek ertelemelerin yeterli olmayacağı, gecikme faizi uygulamalarının da erteleme süresi kadar kaldırılmasının da gerekeceği bilinmelidir. Böylesine bir küresel salgında tüm ülkelerde oluğu gibi, KKTC bankacılık sistemi ile büyük ölçek iş insanlarının elini taşın altına koymaları şarttır. Borçların yeniden ötelenmesi durumunda ötelenen borçların faiz kapitalesi yapılmamalı, bugünkü anapara üzerinden faizlerin hesaplanması sağlanmalıdır.
Bankalar arası transferlerde (ATM ve internet transferleri de dahil) tüm işlem ve komisyon ücretleri durdurulmalı, işlem ve para çekme hacimleri arttırılmalı.
Üst Düzey Gelir Grupları

         Ülkemizde ne zaman bir doğal afet ya da benzeri bir nedenle ekonomik sıkıntı yaşansa ilk yapılan kamu çalışanları ve emeklilerden kesinti oluyor. Bu durumda üst düzey gelir grubundaki kişi ve kurumlar görmezden gelinmemeli.  

Servet Vergisi

Yıllardır ödenmeyen kurumlar vergisi ve gelir vergisinin peşine düşüp ilgi mevzuatları uygulayıp tahsilat yapmak ve vergiyi kaynağından tahsil etme noktasında bir sistem kurmalı.
Bununla birlikte yapılan genel değerlendirme; Toplumun %20’sinin, kaynakların %80’ine sahip olduğu, ayrıca adadaki mülkiyetin %36’sının sahibinin toplumun %4’ü olduğu yönündedir. Onbinlerce kişinin mağduriyet yaşadığı böylesi olağanüstü bir dönemde yüksek varlıklı kesimler es geçilmemeli. Oranları belirlenerek servet vergisi uygulaması yapılmalı.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği- Ev İçi Şiddet

Ev içi şiddet destek hatlarının güçlenmesi adına sosyal hizmetler bünyesinde vardiya usulü çalışma sistemi yaşam bulmalı.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi bir an önce teşkilatlandırılarak yasayla uyumlu şekilde  çalıştırılmalı.
Nafakaya ilişkin ödemeler yapılmadığı takdirde, cezai işlemlerin hızlı bir şekilde sonuç bulması için Polis Genel Müdürlüğü genelge yayınlamalı.