Üç birlikten ‘Dayanışma’ açıklaması

Güçlerimizi birleştirmeye, dayanışma ve iş birliği içerisinde hareket edecek bir oluşuma gitmeye karar vermiş bulunmaktayız”

Doktor, avukat, mimar ve mühendis meslek örgütleri, birlikte hareket etme kararı aldıklarını düzenledikleri basın toplantısı ile ilan ettiler.

“Kıbrıs Türk halkının toplumsal yapısının itibarsızlaştırılması” gerekçeleriyle birlikte hareket etme kararı alan Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ortak basın açıklaması yaptı.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği binasında gerçekleşen basın toplantısına, basın yoğun bir ilgi gösterirken, düzenlenen ortak basın açıklamasını Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Genel Başkanı Seran Aysal açıkladı.

Yapılan açıklamada, “siyasi erkin fonksiyonlarını yitirmesi, devletin yönetilmemesi ve Kıbrıs Türk halkının toplumsal yapısının itibarsızlaştırılması” gerekçeleriyle bu kararın alındığı belirtilerek, “Bu ülkedeki varlığımızı devam ettirebilecek miyiz? Kıbrıs Türk Halkının gelecek nesilleri, Kıbrıs’ta huzur ve barış içinde yaşama imkânı bulabilecekler mi?” soruları soruldu.

Açıklamada, “hukuk ve bilimsel kuralların hakimiyetinin, tepeden inme bir ‘biz yaparız, olur’ anlayışına devşirilmeye çalışıldığı” da ifade edildi.

Yayınlanan ortak bildiride, 6 maddelik mutabakat listesi de yayımlandı:

  1. Mesleki konularımıza ve yetki alanlarımıza yönelik her türlü olumsuz veya haksız hareket ve girişime ortak şekilde tepki gösterilip karşı durulması;
  2. Toplumsal konularda ortak yönde hareket edilmesi, ortak eylemlilik gösterilmesi;
  3. Mesleki disiplinlerimiz arasında birbiriyle ilişkili veya birbiri ile etkileşimli konularda ortak hareketler, eylemler ve açıklamalar yapılması;
  4. Ortak eğitim ve etkinlikler ile çoklu disipliner çalışma ortamının geliştirilmesi ve iş birliğinin arttırılması;
  5. Halkımız için bilimsel, hukuksal, eşit, adil ve sürdürülebilir bir geleceğin sağlanması ve bu topraklarda var olunabilmesi için mücadele edilmesi;
  6. En erken zamanda Kıbrıs Türk Halkının gerçekleşecek bir çözümle Dünya ile bütünleşmesi mücadelesinde birlikte hareket edilmesi

Meslek örgütlerinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türk Halkının süregelen sorunlarının giderek yaşamsal bir boyuta vardığının, adeta bir varoluş meselesine dönüştüğünün tartışmaya açık bir tarafı kalmamıştır.

Kilitlenmiş durumdaki Kıbrıs sorununun bugüne kadarki tek ya da en azından en büyük kaybedeni, Kıbrıs Türk Halkıdır.

Bu ülkedeki varlığımızı devam ettirebilecek miyiz? Kıbrıs Türk Halkının gelecek nesilleri, Kıbrıs’ta huzur ve barış içinde yaşama imkânı bulabilecekler mi? Bu toplumun her bir bireyinin sorması gereken soru budur ve bu soruya olumlu yanıt verilebilmesi için çaba sarf etmek her Kıbrıslı Türkün görevidir.

Kıbrıs sorununun çözüm sürecinden bağımsız olarak Kıbrıslı Türkler mevcut devlet yapısı dahilinde varlıklarını sürdürmek durumundadır. Oysa ki devletin hiçbir anlamda iyi yönetilemediği; temel fonksiyonların ciddi şekilde aksamakta olduğu, en rutin, sıradan kamusal görevlerin dahi yerine getirilemediği açıkça ortadadır.

Sağlıktan eğitime, güvenlikten kişisel hak ve özgürlüklere, çevre ve imardan, trafiğe kadar pek çok konuda çözümlenmesi gereken sorunlar, her geçen gün büyümekte ve zorlaşmakta; toplum açısından telafisi imkânsız noktalara doğru kaymaktadır.

Ayrıca, Kıbrıs Türk Halkının karakteristik niteliklerinin, toplumsal yapısının, kültürünün, hukukunun, organ ve kurumlarının itibarsızlaştırıldığı, adeta yok sayıldığı bir dönemden geçmekte olduğumuzu; aynı şekilde toplumun kendi alanlarında yetişmiş, uzman, tecrübeli meslek mensuplarının, insan kaynaklarının ve örgütlerinin görmezden gelindiğini, değersizleştirildiğini; hukuk ve bilimsel kuralların hakimiyetinin, tepeden inme bir “biz yaparız, olur” anlayışına devşirilmeye çalışıldığını üzüntü ve endişe ile gözlemlemekteyiz. Temel görev ve fonksiyonlarını yerine getirmekte bile başarısız olan siyasi erkin ise, bu duruma seyirci kalmak ve hatta yardımcı olmaktan öte bir yaklaşımı olmadığı açıkça ortadadır. Bu durum ve koşullar altında bizler yasalar ile kurulmuş Meslek Örgütleri olarak halkın tümünü ve mesleki alanlarımızı doğrudan olumsuz olarak etkileyen her türlü girişim, işlem ve eylem karşısında ortak bir karşı duruş sergilemek, hukuki ve bilimsel kurallar temelinde yönetenlere ve topluma doğru yön verebilmek amacıyla güçlerimizi birleştirmeye, dayanışma ve iş birliği içerisinde hareket edecek bir oluşuma gitmeye karar vermiş bulunmaktayız.

Bu güç birliğinin, yasalar ile kurulmuş ve meslek mensuplarının yanı sıra topluma karşı çok ciddi ödevleri bulunan; ülke sorunlarına ve toplumsal konulara ilişkin tarafsız, objektif ve adil bir bakış açısı ile yaklaşıp sorun tespiti yapma ve çözüm önerisi geliştirme kapasitesine sahip Meslek Örgütleri olmamızın doğurduğu sorumluluk bilincinden başka bir saiki veya dayanağı bulunmamaktadır.

Bu bağlamda siyasi yelpazenin her ucundan mensupları bulunan bu üç önemli meslek örgütünün herhangi bir siyasi görüşe taraf olmak gibi bir niyetinin olmadığını; sadece toplumdan, bilimsellikten ve hukuktan yana taraf olduğumuzu ve bu bakış açısıyla ülkenin ve halkın tüm sorunlarının tespiti ve çözümüne katkı sağlayacak şekilde iyi niyet ve özveri ile çaba sarf emek amacında olduğumuzu önemle vurgularız.

Bu ülkenin sorunları, bizim sorunlarımızdır; kamusal görevler üstlenen meslek örgütlerinin sorunlarıdır. Toplumsal sorumluluğumuz gereği yanlışları söylemek ve bunların düzeltilmesi yönünde mücadele etmek hem hakkımız hem de halkımıza karşı görevimizdir.

Tüm belirttiklerimiz ışığında bugünden itibaren aşağıda belirtilen çerçeve içerisinde iş birliği, güç birliği ve dayanışma içerisinde olup birlikte hareket edeceğimizi tüm kamuoyuna ilan ederiz.”