Meclis bugün toplanıyor: Gündem “Gazimağusa İlahiyat Koleji” - KTÖS: Mağusa’ya ikinci ilahiyat koleji açmak halkın iradesine, bilime ve laik eğitime meydan okumaktır.
Bugün Kıbrıs’ın haberine göre; Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, hükümetin Mağusa’ya ikinci bir ilahiyat koleji açma girişimine tepki göstererek “Bu hükümet, hem tarihten hem de son seçimlerden hiçbir ders çıkarmamış görünüyor. Hükümet, toplumun Atatürk’ün ortaya koyduğu İlkelere sahip çıkarak; bilimsel eğitim, seküler yaşam ve çocukların her türlü istismardan koruması için ortaya koyduğu eylem ve söylemeleri erken unuttu. Seçim sonuçlarına göre miadını doldurmuş, meşruiyetini yitirmiş bir yönetim anlayışıyla, toplumun gerçek eğitim ihtiyaçlarını değil, siyasi önceliklerini dayatıyor.” dedi.
“KOMİTE GÖRÜŞMELERİNE KTÖS DAHİL EDİLİMEDİ!”
Burak Maviş, Ağustos ayındaki meclisteki komitede CTP’li üyelerin ret oyu kullandığını hatırlattı ve eğitimle ilgili bir konuda, sürece sendikaların dahil edilmediğini söyledi. Eğitimle ilgili bir konuda sendikaların dışlanması, teknik komitelerin çalıştırılmaması ve komitenin çoğunluğa dayalı karar üretmesinin anti-demokratik ve dayatmacı bir anlayış olduğunu ifade eden Maviş, ben yaptım olur zihniyetinin ürettiği bu karar toplum vicdanında yok hükmündedir. Ülkeler arasındaki protokol ve uluslararası antlaşmalarla eğitim yönetilemez, toplum hassasiyetleri hiçselleştirilemez!
“MAĞUSA’DA ÇOK SAYIDA OKUL İNŞAAT HALİNDE”
Maviş, eğitimde herhangi bir bina ihtiyaç analizi yapılmaksızın böyle bir talepte bulunulduğu, oysa Mağusa’da halihazırda çok sayıda okulun inşaat halinde bulunduğu ve bu alanda yardım talep edilmesinin daha uygun olabileceği dile getirildi. Maviş, aynı komitede Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredat ve öğrenci sayılarına ilişkin net bir bilgi verememesi ve okulun yasal durumunun da komitede gündem olduğunu vurguladı.
“OKULLARIN İNŞAATI SÜRÜYOR, ÇOCUKLAR KONTEYNERLERDE EĞİTİM GÖRÜYOR”
Maviş, ülke genelinde eğitim altyapısının çöküş noktasında olduğunu hatırlatarak, yeni bir ilahiyat koleji inşa etmenin öncelik olmadığını vurguladı:
“Okullarımız hâlâ inşaat hâlinde, binlerce çocuğumuz konteynerlerde ders görüyor. Sınıf mevcutları 30’un üzerinde, birçok bölgede okul ihtiyacı var. Bilimsel veriler bize, yeni okulların ihtiyaç analizine göre yapılması gerektiğini söylüyor, ancak hükümet bu tabloyu görmezden gelerek, ilkel siyaset güdüyor.”
“LEFKOŞA’DAKİ İLAHİYAT KOLEJİ EĞİTİM PROGRAMLARI İTİBARI İLE TARTIŞMALI BİR ÖRNEKTİR”
Maviş açıklamasına, Mağusa’ya planlanan ilahiyat kolejinin benzer bir hatayı tekrarlayacağını ifade ederek şunları kaydetti:
“Lefkoşa’daki ilahiyat koleji zaten tartışmalı bir örnektir. Başlangıçta ‘mesleki eğitim kurumu’ olarak tanıtıldı, imam yetiştirmeye yönelik kurgulandı ve farklı misyonlarla anıldığı görüldü. Aynı modelin Mağusa’ya taşınması, toplumun laik ve kamusal eğitim yapısına daha fazla zarar verecektir.”
Maviş, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Eğitimi’nin ilkokullarda ilkokul öğretmenleri ve ortaöğretimde ise Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri tarafından verildiği ifade ederek, kitapların içeriğinin sorunlu olduğunu hatırlattı. Maviş ihtiyaç olanın din temelli yeni okullar inşa etmek olmadığını, olgunluk çağına gelmiş her çocuğa ihtiyaç hissetmesi halinde seçmeli ders olarak kendi inanç ve öğretilerine uygun bir modül alması gerektiğini söyledi.
“ÖĞRETMEN AÇIĞI BÜYÜYOR, REHBERLİK HİZMETLERİ YETERSİZ, BÜTÇELER TÜKENMİŞ DURUMDA”
Maviş, hükümetin eğitim sistemindeki temel sorunları çözmek yerine yeni ideolojik projelere yönelmesini şu sözlerle eleştirdi:
“Yüzlerce öğretmen açığımız var. Rehberlik servisleri yetersiz, özel eğitimde dramatik açıklar var. Bütçe okullara yetmiyor, sınıflar kalabalık, laboratuvarlar eksik, çocukların bir bölümü kahvaltı yapmadan okula geliyor, çevrelerinde güvensizlik ortamı ile büyüyor. Bu koşullarda bir ilahiyat koleji projesi ne anlam taşıyor?”
“26 OKUL SÖZÜ UNUTULDU, ŞAMPİYON MELEKLER EĞİTİM KOMPLEKSİ BİTMEDEN YENİ PROTOKOL”
Maviş, daha önceki Türkiye-KKTC protokollerinde yer alan okul yatırımlarının akıbetini de sorguladı:
“2023’de imzalanan ekonomik yıkım protokolünde 26 okul yapılacağına dair imzalar atılmıştı. Bugün o okullar nerede? Şapkadan sadece ilahiyat kavramı mı çıktı? Mağusa’nın fen lisesi, Anadolu lisesi, güzel sanatlar lisesi nerde?
Şampiyon Melekler anısına yapılacağı söylenen eğitim kompleksi bile tamamlanmadan, hükümet yeni bir ilahiyat protokolü peşinde. Bu yaklaşım, eğitimde adaletin, planlamanın ve vicdanın kalmadığını gösteriyor.”
“EĞİTİM, İDEOLOJİK DEĞİL BİLİMSEL PLANLAMAYLA YÖNETİLMELİ”
Eğitimin ideolojik yöntemle değil bilimsel planlamayla yönetilmesi gerektiğine dikkat çeken Maviş, “Bizim mücadelemiz, tüm çocukların çağdaş, laik, bilim temelli eğitim hakkı içindir. Çocuk işçiliğine, çocukların siyaset için kullanılmasına, çocuk istismarına karşı mesafemiz neyse, ailelerin/tarikatların dini yönlendirilmesi ile oluşabilecek duygusal istismara da mesafemiz aynıdır. İstismarın iyisi kötüsü yoktur. İstismar, her alanda istismardır .
Biz toplum olarak Herkesin din vicdan ibadet ve inanç özgürlüğünü laiklik çerçevesinde savunuyoruz ve kimsenin kılık kıyafeti ve ne yiyip içtiği ile ilgilenmiyoruz. Sadece toplumun din algısına saygı duyulmasını istiyoruz. Bu tarz bilimsellikten uzak talepler, saygıyı aşıp baskıya dönüşünce, ne yapabileceğimizi herkes gördü. Söz konusu çocuklar olunca ayağa kalkabiliyoruz ve değişimin başlangıcını yakalayabiliyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Maviş açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Kendi dar görüşünü dini değerler olarak yansıtan, dini siyasi ve politik bir araç olarak kullanan herkesle mücadele etmeye devam edeceğiz, kendi ibadetini özgürce gerçekleştiren gerçek inanç sahibi İnsanlarımıza da saygı duymaya devam edeceğiz. Son söz olarak şunu belirteyim:
Eğitim, toplumu ileriye taşımak için planlanır; inanç, siyaset veya nüfuz alanı oluşturmak için değil. Bu ülkenin çocukları daha iyi okullarda, daha donanımlı sınıflarda, daha adil koşullarda eğitim almayı hak ediyor. Seçimlerin verdiği mesajı algılamamış bir hükümet anlayışı olsa da, toplumsal dayanışma ruhunun birlikteliği ile uygun siyasi ortamı yakaladığımızda; dayatma ile açılan ilgili okullardaki tabelaları indirip, birine Mustafa Kemal Atatürk Fen ve Bilim Koleji, diğerine Dr. Fazıl Küçük Fen ve Bilim Koleji yazacağız.”
Kaynak: Bugün Kıbrıs