2022 Yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması ve bazı yasalarda yapılmak istenen değişiklikler Meclis’te tartışıldı. Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, milletvekillerinin güncel konuşmaları ile devam etti. Muhalefet milletvekilleri, 2022 Yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması ile Ceza (Değişiklik) Yasa Tasarısı, Müfsidane Yayınlar (Değişiklik) Yasa Tasarısı ve Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması (Değişiklik) Yasa Tasarısı konularında eleştirilerde bulundu. Bu çerçevede, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Girne Milletvekili Fazilet Özdenefe, “Utanç Protokolü” konulu güncel konuşma istemiyle Meclis’e hitap etti. Konuşmasının başında, UBP milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın CTP Milletvekili Devrim Barçın’ın konuşması sırasında üzerine yürümesini ve sabah saatlerinde mikrofonların çalışmamasını eleştiren Özdenefe, Meclis’in son dönemlerde geç açılmasına da tepki göstererek, o sıralarda birilerinin birilerini bazı konularda ikna etmeye çalıştığını savundu. Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan İşbirliği Protokolü’nü “utanç protokolü” olarak niteleyen Özdenefe, “Bu protokol, halk iradesini tehdit eden bir protokol” diyerek, protokolün içeriği ile ilgili eleştirilerde bulundu. Protokolde “millet iradesinin önündeki engellerin kaldırılması” ile ilgili maddeye değinen Özdenefe, toplantı ve yürüyüş hakkının millet iradesinin önündeki en büyük engel olarak görülmesine tepki gösterdi ve “Millet iradesinin önündeki en büyük engel UBP’dir” dedi. Protokolde mali ve iktisadi işler dışında birçok şey olduğunu ifade eden Fazilet Özdenefe, “İradeyi, ekonomiyi, hak ve özgürlükleri ayaklar altına aldınız” dedi. Yapılmak istenen yasa değişiklikleri ile ilgili de konuşan Özdenefe, “hoşnutsuzluk” ile ilgili maddenin 1920’lerin yasalarında kraliçe için bulunduğunu belirterek, “Sayın Tatar kraliçe mi de bizim haberimiz yok? Hoşnutsuz da olsanız mecbursunuz bu eleştirileri dinleyeceksiniz, ifade özgürlüğüne saygı duyacaksınız” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Meclisi’nin aylardır çalışmadığını da kaydeden Özdenefe, bunun nedeni olarak hükümetin sürekli bozulup kurulmasını gösterdi. Özdenefe, Başbakan Ünal Üstel’in “enkaz devraldık” sözüne de tepki göstererek, enkazı Üstel’in Sucuoğlu’ndan; Sucuoğlu’nun Saner’den; Saner’in ise Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan aldığını ifade etti. Solyalı: “Din hizmetlerinin devletin bizzat asli görev alanı içerisine alınması Anayasa’ya aykırı” CTP Lefkoşa Milletvekili Ürün Solyalı ise “Hoşnutsuzluklarımız” konulu güncel konuşma yaptı. Otoriter, tahammülsüz, yasakçı bir sistem kurgulanmak istendiğini savunan Solyalı, bunun “faşizan” bir sistem olduğunu söyledi. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde demokrasinin erozyona uğradığını, sonrasında da bunu devam ettiğini ifade eden Solyalı, “Sesimizi ve görünürlülüğümüzü kısamayacağınız gibi artarak çoğalarak devam edeceğiz” dedi. Protokolün Resmi Gazete’de yayımlandığı günden 36 gün önce taraflarına verilmesi gerektiğini belirten Solyalı, protokolle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Solyalı, “dudak uçuklatıcı” olarak nitelediği protokol için “Tam bir teslimiyet” değerlendirmesinde bulundu. Protokolde hak ve özgürlüklerin budanması, özlük haklarının geritilmesi ve parlamenter sistem konularında gibi ciddi riskler bulunduğunu anlatan Solyalı, “Başkanlık sistemi gibi bir amaç güdülüyorsa bu açıkça toplumla paylaşılmalıdır” diye konuştu. Vatandaşlığa kabulde şartların kolaylaştırılması maddesi ile ilgili açıklama da isteyen Solyalı, devletin bizzat asli görev alanı içerisine din hizmetlerini alınması maddesinin ise Anayasa’nın 1’inci maddesine açıkça aykırı olduğunu söyledi. Din ve devlet kurumlarının birbirinden ayrı olmasının önemine işaret eden Solyalı, bu maddeyi ayrıca tehlikeli bulduğunu vurguladı. Yapılmak istenen yasal değişikliklerle ilgili de konuşan CTP Milletvekili Ürün Solyalı, “hoşnutsuzluk” ve “soğukluk” kelimelerinin gündem olduğuna işaret ederek, “Hükümetten ve Cumhurbaşkanı'ndan hoşnut olan var mı?” diye sordu ve bu yasalara engel olacaklarını vurguladı. Solyalı, “Jet raporu neticelendirilmeden Ünal Üstel’in başbakan olması; Elektrik Kurumu’nda 2 milyardan fazla zarar olmasına rağmen ilgililerin bakan koltuklarında oturması; kurulan vesayet ilişkisi ve Cumhurbaşkanı'nın baskı kurarak parti başkanlarının mahkemeye çıkmasına neden olması” gibi işlerden hoşnut olmadığını söyledi. Solyalı konuşmasının devamında, “Toplumu nasıl hoşnut hale getirebilirim diye düşünün, nasıl ceza mahkemesine çıkarırım diye düşünmek yerine” dedi.