Delta varyantı Koronavirüsün 'endişe verici' olarak nitelendirilen 5 varyantından biri olarak kabul ediliyor. Bu tür varyantların genel özellikleri daha hızlı yayılmaları, daha ağır hastalıklara yol açmaları ve aşıların korumasını azaltmaları. Delta varyantı ise tüm bu koşullara uyuyor!

Peki Delta varyantı neden bu kadar tehlikeli?

İnsan vücudu bir enfeksiyonu atlatmaya çalışırken bağışıklık sisteminin ana hedefi virüslerin içerisinde bulunan ‘spike proteini’ oluyor. Vücudumuzdaki beyaz kan hücreleri virüsle savaşmak için antikor üretiyor. Antikor, virüsün spike proteinlerine yapışarak yok olmasına neden oluyor ya da enfeksiyon oluşmasını engelliyor.

Ancak antikor virüsün sadece belli kısımlarına tutunabiliyor ve bu kısımlar mutasyona uğradığında daha az efektif hale geliyor. Delta varyantı da tam olarak bu bölgelerde mutasyona uğramış halde!

Ancak antikor virüsün sadece belli kısımlarına tutunabiliyor ve bu kısımlar mutasyona uğradığında daha az efektif hale geliyor. Delta varyantı da tam olarak bu bölgelerde mutasyona uğramış halde!

Yani virüsün orijinal haline kıyasla antikordan kurtulma ihtimali daha yüksek oluyor. Bu da Kovid-19’u atlatmış bir insanın Delta ile tekrar hasta olma ihtimalini yükseltiyor!

Deltanın şu anda bilinen en az 23 farklı mutasyona sahip ve bunların birçoğu endişe verici sayılıyor.

Alman Primat Merkezi Leibniz Primat Araştırmaları Enstitüsü’nden virolog Markus Hoffmann bu durumu şöyle açıklıyor: "An itibariyle bildiğimiz kadarıyla Delta varyantında bulunmuş mutasyonları çoğu hücreye giriş etkinliğinde yükselme ya da bağışıklık atlatma ile doğrudan bağlantılı. Sinerjik olarak beraber hareket edecekleri veya birbirlerini çoğaltacakları henüz kesinleşmiş değil."

Delta varyantı ayrıca Alfa varyantına kıyasla %60 daha yayılabilir! Alfa varyantı ise zaten orijinal virüsten %60 daha yaygındı.

Yani Delta varyantı orijinal virüsten hem daha yaygın hem de daha ağır sonuçlara sebep oluyor.

Delta varyantı ayrıca kendi içinde değişmeye devam ediyor!

Uzmanların raporlarına göre aynı varyantın ek mutasyonlara uğramış hali olan ‘Delta Plus’a da şimdiden 11 ülkede rastlandı.

Peki aşılar Delta varyantı karşısında ne kadar etkili?

Öncelikle aşı olmak hala virüsün ve varyantlarının yarattığı ağır semptomları ve ölümü önlemede en iyi yöntem olarak kabul ediliyor. ‘The Lancet’in yayınladığı bir araştırmaya göre AstraZeneca aşısı varyanttan kaynaklanan ağır hastalığı önlemede %60, BioNTech aşısı ise %79 etkili!

Moderna temsilcileri ise aşının etkisinin orijinal virüse kıyasla ‘ılımlı bir azalma’ yaşasa da varyanta karşı bağışıklığının yüksek olduğunu söylüyorlar.

Çin aşısı Sinovac’ın Delta varyantı karşısında nasıl bir performans gösterdiği ise henüz netlik kazanmış değil.

Özellikle Asya ve Afrika kıtalarında olduğu gibi ülkemizde de kullanılan aşının diğer aşılara kıyasla daha az efektif olabileceğini gösteren bulgular var.

Peki aşı olan bireyler de Delta varyantına yakalanabilir mi?

Delta varyantının aşı olmuş bireylerde de enfeksiyona sebep olabileceği düşünülüyor. Bağışıklık kazanmış kişilerin ise varyantı yayma riskinin yüksek olduğu söyleniyor. Ancak enfeksiyonlar genellikle hafif semptomlarla ortaya çıkıyor ve aşılı insanların virüsü yayma hızı aşı olmayan insanlara kıyasla çok daha düşük.

Delta gençlere daha fazla mı bulaşıyor?

Delta varyantının genç nüfusta daha yaygın görüldüğüne dair raporlar var. Ancak bu durumun, genç nüfusun Kovid-19 aşı sıralarında daha geride olması sebebiyle olduğu belirtiliyor. Ayrıca genç nüfusta aşı yaptırma oranının daha düşük olması da büyük bir etken.

Şimdiye kadar elde edilen sonuçlara göre Delta varyantının en büyük risk grubu aşı olmamış veya daha önceden Koronavirüs geçirmiş insanlar.

Delta varyantı şu an dünyada yaygın mı?

Birleşik Krallık, Uganda, Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde yeni vakaların çoğunluğunu Delta varyantı olduğu bildirildi. Geçtiğimiz aylarda aşılanmada çoğunluğa ulaşarak maske zorunluluğunu kaldıran İsrail de yeni vakaların %70’inin Delta varyantı olduğu bildirerek kapalı alanlarda maske takma zorunluluğunu tekrar yürürlüğe koydu.

Peki Delta varyantından nasıl korunabiliriz?

Sağlık uzmanlarının bu konu hakkında görüşleri şimdiye kadar toplumun uyması gereken kurallardan pek de farklı değil. Pandeminin başlangıcından itibaren topluma verilen tavsiyeler Delta varyantı için de geçerli.

Maske, sosyal mesafe, hijyen kuralları ve aşı elimizdeki en etkili çözümler. Ek olarak semptom göstermeyen taşıyıcıların da belirlenerek izolasyona girmesi oldukça önemli.

Tüm dünya ‘normalleşme’ sürecine girmesine rağmen Dünya Sağlık Örgütü 25 Haziran’da yaptığı açıklamada aşı olmuş bireylerin bile maske takmasını önerdi.

Nüfuslarını aşılama konuşunda şimdiye kadar başarılı bir çizgide ilerlemiş ülkeler dahi aşı olmak isteyen insanların sayısında bir çıkmaza ulaşıyor.

Bu düzen neredeyse dünya çapında pandeminin iki farklı yönde ilerlemesine neden oluyor.

Normalleşme amacıyla ilerleyen aşı yaptırmış insanlar ve son dönemlerde tüm hastalık ve ölümün görüldüğü aşı yaptırmamış insanlar.

Bundan sonraki süreçte Koronavirüs mutasyona uğramaya devam ettiği sürece insanların buna alışma süreci, aşılanma isteği ve kısıtlamalara tolerans gösterme gibi etkenler hastalığın seyrinde önemli rol oynayacak.

Ancak dünya çapında 16 aydır sürmekte olan kısıtlamalardan sonra birçok insan varyant riskine karşı hayat düzenlerini tekrar değiştirmekte kararsız görünüyor.

Uzmanları normalleşme süreci yanlış yönetilirse pandemiyi daha da tehlikeli hale getirerek zararlı varyantların artabileceğini düşünüyor. Ayrıca hala bir pandeminin içinde olduğumuzu hatırlamamızı ve toplum sağlığı yararına hareket etmeye dikkat etmemiz gerektiğini söylüyorlar.