TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve KKTC'nin meşru hak ve menfaatlerine zarar verecek hiçbir adımı karşılıksız bırakmayız." dedi.

Oktay, TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçelerini sundu.

Savunma Sanayi Başkanlığının, milletin emniyet ve refahını garanti altına almak hedefiyle güvenlik güçlerinin teçhizatlarının yerli ve milli imkanlarla sağlanması ve ekonomiye katma değer oluşturulması için öncü rol üstlendiğini söyleyen Oktay, yalnızca 2018'den bu yana yurt dışından almak yerine yerli imkanlarla üretilen savunma ürünleri sayesinde, 20 milyar doların üzerinde tutarın Türkiye'de kaldığını, döviz harcamasının önüne geçildiğini ifade etti.

Milli imkanlarla geliştirilen taarruz helikopteri ATAK'ın, geliştirilmiş FAZ-2 versiyonunun teslimatlarının sürdüğünü dile getiren Oktay, "GÖKBEY helikopterlerimizin prototipleri üretiliyor ve test ediliyor. OMTAS tanksavar silahı ile donatılmış olan KAPLAN gibi kara araçlarımız ve sayamadığım pek çok sistem gerekli testlerin ardından hizmete alınıyor." diye konuştu.

Yeni tip denizaltıların inşasının devam ettiğini, test ve eğitim gemisi hizmete alınırken insansız hava aracı konuşlandırılacak şekilde uyarlanan ANADOLU gemisinin tamamlanma aşamasında olduğunu bildiren Oktay, "Türkiye'nin, dünyada ABD, Rusya ve Çin gibi 5'inci nesil ve ötesi bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip sınırlı sayıdaki ülkeler arasında yer alacağı, yurt içi imkan ve kabiliyetler ile tasarlanan ve geliştirilen 5'inci nesil insansız savaş uçağımız 'MİUS' ve insanlı 'Milli Muharip Savaş Uçağı' projelerimizin çalışmaları da tüm hızıyla devam ediyor." bilgisini paylaştı.

Savunma sanayisinde kazanılan kabiliyetlerin, enerjiden ulaştırmaya, sağlıktan bilişim sistemlerine kadar pek çok alana yayılmayı da sürdüreceğini belirten Oktay, şöyle konuştu:

"Ordumuzun ve diğer güvenlik birimlerimizin silah, teçhizat ve benzeri ihtiyaçlarının yerli ve milli imkanlarla karşılanmasının terörle mücadeleye katkıları da son derece kıymetlidir. Tüm dünyanın 'Nasıl oldu bu ilerleme?' diyerek takdirle ve gıptayla izlediği, bölgemizde denklemleri, dünyada savunma konseptlerini değiştiren insansız araçlarımız, yazılımından motoruna Türk mühendislerinin ürünü olan yeni nesil savunma ürünlerimiz ve milli gemi-denizaltı projelerimizle havada, karada ve mavi vatanda, ülkemizin hak ve menfaatlerini korumaya, teröre Türkiye'nin demir yumruğunu indirmeye, terörle kesintisiz mücadele etmeye devam edeceğiz."

"DEMOKRATİK BİR MİLLİ GÜVENLİK SİYASETİ BELGESİ VAR"

Oktay, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin, güvenlik konseptinin her boyutunda yurt içinde ve yurt dışında meydana gelen gelişmeleri takip ve analiz ettiğini, NATO kapsamında görev alanı ile ilgili çalışmaları yürüttüğünü ve Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi'ni hazırladığını anlattı.

CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılıç'ın, "Milli Güvenlik Siyaset Belgesi yıllardır neden yok?" sorusuna cevap veren Oktay, "İlk olarak 1963'te hazırlanan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi, 1963'ten bu yana 8 kez güncellenmiş ve en son 30 Eylül 2019 tarihli Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı'nda görüşülerek uygun bulundu. Belge, milli güvenliğe yönelik devlet politikaları ile temel hassasiyetleri içerir. 30 Eylül 2019 tarihli Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı'nda Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi ile ilgili olarak milletimizle paylaşılan bir basın bildirisi bile mevcut. Onu bari inkar etmeseydiniz keşke." ifadelerini kullandı.

Söz konusu basın bildirisindeki "Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada meydana gelen gelişmelerin milli güvenliğimize yönelik tesirlerinin tüm yönleriyle değerlendirilmesi suretiyle hazırlanan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi görüşülmüş ve uygun bulunmuştur." ibaresini hatırlatan Oktay, "Arzu ettiğiniz vesayetçi ve antidemokratik metinler demokratik Türkiye'de artık yok. Özleminiz bu ise hayal kırıklığına uğramış olabilirsiniz. Çünkü demokratik bir Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi var." dedi.

"YABANCI DOSTLARINIZDAN UYARI MI ALDINIZ?"

Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde, "ekonomik tehditlere" ilişkin ifadelerin yer almasının bazı milletvekilleri tarafından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinden itibaren eleştirildiğine değinen Oktay, şöyle devam etti:

25 Kasım 2021'de gerçekleşen MGK toplantısı basın açıklamasına, 'ülkemizin karşılaştığı ve karşılaşabileceği ekonomik sınamalar ile tehditlerin değerlendirildiği' ve 'Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına her alanda olduğu gibi iktisadi olarak da güçlü şekilde ulaşma kararlılığı' yansımıştır. Bu, güvenlik konseptini tam da olması gerektiği gibi ekonomik, siyasi, toplumsal ve çevresel boyutlarıyla ele aldığımızın bir göstergesidir. Ekonomi, hem güvenlik politikalarının nihai amaçlarından biri hem de güvenlik politikalarının tartışılmaz bir enstrümanıdır. ABD-Çin jeopolitik rekabeti büyük oranda ekonomi güvenliği üzerinden sürdürülmüyor mu? Son zamanlardaki bütün dünyadaki tedirginlik arz güvenliği ile ilgili değil midir? Demokratik ülkeler başta olmak üzere ülkelerin arz güvenliğini garanti altına alma amaçlı her türlü güvenlik tedbirine başvurmakta olduğunu hep birlikte yakından takip etmiyor muyuz? Bağımlı ve tehditlere duyarlı bir ekonomi ile tam anlamda ayakları yere sağlam basan güvenlik politikalarını hayata geçirmek mümkün değildir.

Topyekun bağımsız ekonomi politikamızın MGK bildirisinde yer alması son derece doğal ve olması gereken bir durum. Ekonomi güvenliğimize dört elle sarıldığımızın kanıtı olan bu duruşumuz, ekonomiye yönelik arz güvenliği dahil, manipülatif ataklardan siber finans saldırılarına kadar hepimizin, tüm milletimizin hakkını hukukunu koruma irademizi gösteriyor. Böyle bir durumdan rahatsız olanlar, ekonomiye yönelik tehditlere karşı önlem almayalım mı isterdi? Bundan bile nem kaptığınıza göre, yine milletimizden bir şeyler mi gizliyorsunuz? Gizli otel koridorlarında buluşmalarınıza alışkın olduğumuz yabancı dostlarınızdan uyarı mı aldınız? MGK bildirisinde daha önce vurgulanan iklim değişikliği tehdidi ve ekonomi güvenliği gibi başka konular da güvenlik siyasetinin tüm boyutları ve milletimizin çıkarları göz önünde bulundurularak, güvenlik gündemimize alınabilecektir. Biz Cumhurbaşkanımız liderliğinde milli güvenlik politikamızı milletimizin önceliklerini ve geleceğini düşünerek belirlemeye devam edeceğiz."

"MİT, İSTİHBARAT DÜNYASININ SAYILI TEŞKİLATLARI ARASINDA YER ALDI"

Fuat Oktay, Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) da aynı anlayış ve kararlılıkla PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ/PDY, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine ve terör tehditlerine karşı fedakarca çalıştığını vurguladı.

Dünya ölçeğinde bir servis olma vizyonuna sahip MİT'in, özellikle son yıllardaki başarılı operasyonları ile istihbarat dünyasının sayılı teşkilatları arasında yer aldığını anlatan Oktay, "Yurt içinde ve yurt dışında art arda başarılı operasyonlara imza atan MİT'in, önümüzdeki dönemde dijital istihbarat kabiliyetlerini daha da geliştirerek başarılarını taçlandıracağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Dış politikaya da değinen Oktay, şunları kaydetti:

"Biz mavi vatanda egemenlik haklarımızı savunup, deniz yetki alanlarımızı netleştirmeye çalışırken 'Libya'da ne işiniz var?' diye sorgulayanlar, bugün bizim Doğu Akdeniz politikalarımızı sorgulayamazlar. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı dahil 'terörü bulunduğu yerde vuracağız' politikalarımızdan hareketle, Suriye ve Irak sınırındaki terör kamplarına yaptığımız operasyonlara da destek vermeyenler, Suriye'de terörle ve terör devleti kurulmasını engellemeye yönelik mücadele kararlılığımızı sorgulayamazlar. 30 yıldır çözülemeyen Karabağ'daki Ermenistan işgalini 44 günde bitiren Can Azerbaycan'a desteğimizi tüm dünya ve her bir vatandaşımız görürken siz, bizim Azerbaycan politikamıza dil uzatamazsınız.

Türkiye'nin Filistin davasına ve Bosna'ya verdiği desteği görmek istiyorsanız, Filistinlilere ve Bosnalılara sorun, size cevap verirler. Bölgesinde ve tüm dünyada ses getiren Türkiye'nin dış politikası biliyoruz birilerini rahatsız ediyordur. İYİ Parti olarak sizi rahatsız ettiğini bilmiyorduk. Rahatsız da olsanız dış politikadaki kararlı duruşumuz devam edecektir. Türkiye, Doğu Akdeniz'de egemen hak ve yetkileri çerçevesinde kıta sahanlığında istediği alanda istediği zaman çalışma yapar. Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve KKTC'nin meşru hak ve menfaatlerine zarar verecek hiçbir adımı karşılıksız bırakmayız."

"OCAK AYINDA 15 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI GERÇEKLEŞTİRİLECEK"

Ataması yapılmayan öğretmenlere yönelik eleştirileri hatırlatan Oktay, "713 bin 625 öğretmen atanmış durumda, yalnızca 2021'de yaklaşık olarak 20 bin öğretmen atamış durumdayız. Aynı şekilde önümüzdeki ocak ayında da 15 bin öğretmen ataması daha gerçekleştirilecek." diye konuştu.

Oktay, öğretmenleri mağdur etmemek için bütçe dahilinde tüm imkanların seferber edildiğini, bu yıl da öğretmen atamalarının azami kadro imkanlarına göre gerçekleştirileceğini sözlerine ekledi.