Gündem

ERHÜRMAN: "CAN VE UÇUŞ GÜVENLİĞİ ARIKLI'NIN İKİ DUDAĞININ ARASINDA"

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Meclis’te yaptığı konuşmada, kendine hükümet denen yapının sorunlara çözüm üretmek yerine, sorunlara sorun eklediğine dikkat çekti.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Meclis’te yaptığı konuşmada, kendine hükümet denen yapının sorunlara çözüm üretmek yerine, sorunlara sorun eklediğine dikkat çekti. Erhürman, “Bu halkın, bu dönemde yönetmeyen bir yapıya ihtiyacı yok. Bu zihniyet yönetemeyeceğini 50 defa ispat etti” diye konuştu. CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman Meclis’te, Ercan, hayat pahalılığı, Kıbrıs sorunu ve güncel konuları ele aldı.

“20 Temmuz’da açılması için ‘gaile’ çekildi, tüzüğe geçici madde eklendi”

Ercan’da uçuş güvenliğinin ve genel olarak güvenliğin sağlanması konusundaki sıkıntıların basına yansıdığını söyleyen Erhürman, sürekli olarak basına yansımasının doğal ve doğru olduğunu ama endişe kaynağı olmaya da devam ettiğini kaydetti. Ercan’da yaşanan durumun, yapımı veya geliştirilmesiyle ilgili süreç olduğunu vurgulayan Erhürman, konuyla ilgili tüzüğün de zaten olduğunu belirtti. Söz konusu tüzüğün maddelerini hatırlatan Erhürman, 19’uncu maddeye göre havaalanı yapım taleplerinin bakan onayıyla oluşturulan inceleme komisyonunca incelendiğini söyledi. Komisyon başkanının uygun görmesi durumunda yerli ve yabancı uzmanları atayabildiğini anımsatan Erhürman, bu işin, uluslararası hukuka ve uzmanlığa özen gösterilerek oluşturulduğunu vurguladı. Komisyonda uzmanların olmasının önemine işaret eden Erhürman, söz konusu işin uzmanlık gerektiren bir iş olduğuna dikkat çekti. 20 Temmuz’da bir an önce havaalanının açılması için “gaile” çekildiğini, 16 Haziran 2023’te söz konusu tüzüğe geçici madde eklendiğine dikkat çeken Erhürman, “Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanının uygun görmesi halinde, havalimanının açılması sürecinde eksikler tamamlanana kadar açılması ve çalıştırma sertifikası verilebilir dendi” ifadelerini kullandı.

“Can ve uçuş güvenliği Arıklı’nın iki dudağının arasında”

Söz konusu yetkinin sadece altı ay için verildiğini vurgulayan Erhürman, “Ulaştırma Bakanı nasılsa bütün bunların hepsini bilir. Hiç komiteye gerek yok!” yaklaşımını eleştirdi ve bunun kabul edilemeyeceğini söyledi. 17 Ocak 2024’te bir daha tüzük değişikliği yapıldığını vurgulayan Erhürman, ilgili bakanının uygun görmesi halinde, her defasında altı ayı geçmeyecek şekilde sertifika verilebileceği değişikliğini eleştirdi. “Altı ay sonsuza kadar, ilgili bakanın şahsına havalimanı açma sertifikası verildi” diyen Erhürman, heyetten bilgi alınmasıyla ilgili madde de konuşmadığını kaydetti. Erhürman, “Bu memlekette şu anda havalimanında can güvenliği, uçuş güvenliği, hepsi Erhan Arıklı’nın iki dudağının arasında. Arıklı’nın zengin bilgi birikimiyle atacağı imzaya kaldı” dedi. Kim olursa olsun bu yetkinin verilmemesi gerektiğine işaret eden Erhürman, hiç kimsenin aynı anda çevre, su, elektrik konularını bilemeyeceğini vurguladı. Bu meselenin, “Erhan Arıklı meselesi” olmadığına dikkat çeken Erhürman, verilen yetkinin sınırsız, uçsuz bucaksız olduğunu ifade etti.

“Bu tarihsel bir sorumluluktur”

Tüzüğün bakanlar kurulu kararıyla değiştiğini söyleyen Erhürman, Bakanlar kurulundaki herkesin sorumlu olduğunu belirtti. Yetkilerin bir kişide toplanamayacağını yineleyen Erhürman, “Bu tarihsel ve büyük bir sorumluluktur” dedi. Yapılması gerekenlerin yapılmadığı için heyetin imza atmadığına vurgu yapan Erhürman, 2012’de imzalanan sözleşmeyi de hatırlattı ve “O meşhur çek bugüne kadar başımıza çorap örmeye devam ediyor” diye konuştu. Sözleşmeden maddeler okuyan Erhürman, sözleşmede bedellerin görevli şirket tarafından karşılanacağının yazdığının altını çizdi. İdareden hiçbir hak talep edilemeyeceğinin de sözleşmede yazıldığını ifade eden Erhürman, maddelerde tartışma konusu olmadığını kaydetti. Zeyilnameden de örnekler veren Erhürman, tüm yatırımların görevli şirket tarafından yapılacağının yazıldığını vurguladı.

“Sadece bu konu bile on kez istifa gerektirir”

Tüm masrafların kimin tarafından yapılması gerektiğini, tüm maddelerin ortaya koyduğuna işaret eden Erhürman, aniden ek sözleşme beşin imzalandığını kaydetti. Ek sözleşme beşle 59 milyonun üstüne bir de bunların hepsinin itilaflı olduğunun kabul edilmesini eleştiren Erhürman, “İtilaflı olduğunu kabul ettiğiniz anda bütün her şeyin tartışmalı olduğunu kabul ettiniz” dedi. Söz konusu sorunun tahkimde çözüleceğinin söylendiğine vurgu yapan Erhürman, “Hakem heyeti çözecek dediniz. O imzaladığınız protokolde hakem heyeti en geçen 31 Aralık 2023 tarihine dek gerekçeli kararını taraflara bildirecek dediniz. Hakem heyeti, en geç tarihe kadar da karar vermedi” dedi. Çözümün Erhan Arıklı’da bulunduğunu belirten Erhürman, “Oradan uçarken de bir leylek ne kadar güvendeyse o kadar güvende olalım. 2012’den itibaren neresinden tutarsan tut elinde kalan bir durum” dedi. “Bundan daha berbat bir iş görmedim” diyen Erhürman, sadece bu konunun bile on defa istifa gerektirdiğini vurguladı.

“En basit zorunlu ihtiyaçları temin ederken bile insanlar sıkıntı yaşıyor”

Ekmek fiyatları konusuyla ilgili de konuşan Erhürman, bazı şeylerin denetimli mal kapsamına alınması gerektiğini daha önce de dile getirdiklerini anımsattı. Asgari ücretin arttığını, maaşların yükseldiğini belirten Erhürman, “Hayat pahalılığı artıyor ama alım gücü verdiğiniz artış oranında artmadığı gibi alım gücü düşüyor. Güneyde bazı ürünlerin daha cazip hale gelmesi normalleşiyor” ifadelerini kullandı. Ekmek üreticilerinin yaptığı açıklamayı hatırlatan Erhürman, başbakanla görüşme istendiğini ifade etti. Yasa gereğince azami fiyat saptanırken üreticiyle görüşülmesi gerektiğine dikkat çeken Erhürman, yapılması gerekenin, zorunlu ihtiyaçları tespit etmek olduğuna vurgu yaptı. Temizlik, gıda ve bebek bakımı gibi alanlarda zorunlu ihtiyaçların tespit edilmesi gerektiğine işaret eden Erhürman, bunların da denetimli mal kapsamı noktasına çekilmesi gerektiğini söyledi. Bu memlekette ekonomik açıdan alım gücünün yerlerde süründüğünün ve en basit zorunlu ihtiyaçları temin ederken bile insanların sıkıntıya düştüğünün açık olduğunu belirten Erhürman, “Oturun çalışın, zorunlu ihtiyaçlar olmak üzere denetimli mal kapsamına alınması gerekenler nedir belirleyin ve ilgili taraflarla görüşün” çağrısında bulundu.

“Hayat pahalılığının dört ayda bir verilmesi kısır bir döngü”

Hayat pahalılığının dört ayda bir verilmesi ve asgari ücretin yükseltilmesi gibi yöntemlerle piyasanın pahalı hale geldiğini belirten Erhürman, bunların sorunu çözmediğini, kısır bir döngü içine girildiğini vurguladı. Öğrencilerin burslarında stabil para birimine endeksli muhasebe sistemine geçilmesi için çağrı yapan Tufan Erhürman, mikro düzeyde bir uygulama da görülebileceğini kaydetti. Sağlık konularına da değinen Erhürman, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) ile yeterli istişarelerin yapılmamasını eleştirdi. Erhürman, “Nasıl olur da bu birlikle yeterli istişare yapılmadan bu alanda düzenleme yapılır?” diye sordu. Erhürman, KTTB’nin görmezden gelinemeyeceğinin altını çizdi.

“Kim konuşacaksa amaçlara baksın”

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) 2005 ve 2008’de yetkilerini biraz daha genişleten yasayla ilgili hatırlatmalarda bulunan Erhürman, 67/2005 tarihli TMK’nın amaç kısmında yazan “iki kesimlilik esası gözetilerek” ifadelerine dikkat çekti. TMK’nın iki kesimlilik üzerine kurulmuş bir komisyon olduğuna vurgu yapan Erhürman, söz konusu komisyonun iki bölgeliliği federasyonda bulduğuna işaret etti. 2008’de komisyonun yetkilerinin genişletildiğine dikkat çeken Erhürman, 2008 tarihli yasasının genel gerekçesini anımsattı, içerisinde yer alan federasyon kelimesini hatırlattı. TMK’nın bir zemine bastığına işaret eden Erhürman, “O zemini çekip aldığınızda, kaygan zemine düşer. Bu konuda kim konuşacaksa, yasaların amaç ve genel gerekçe kısmına da baksın” dedi.

“Bu zor dönemi yönetecek bir yapı karşımızda yok”

Cuellar’ın adaya geldiğini ve devamında da birtakım açıklamaların olduğunu söyleyen Erhürman, “AB Türkiye ile ilgili doğru adımlar atmak konusunda birtakım çabalar içerisindedir. Sayın Tatar egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü olmadan hiçbir şekilde bu işlerin içerisine girmeyiz demeye devam ediyor. Bunu yaparken de egemen eşitlik tam olarak nedir, neyi talep ediyoruz, bunlara ilişkin açıklama getirmiyor. Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz, KKTC tanınmadan masaya oturmayız demiyor, ne olursa masaya oturur? Bunu söyleme yükümlülüğündedir” diye konuştu. 1974’te ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nde var olan hükümetlerin çok net olarak eşit egemenlik ve coğrafi temele dayalı federasyondan bahsettiği ifade eden Erhürman, “TC-AB ilişkilerinin ılımanlaşmaya başladığı, Cuellar’ın ortak zemin var mı diye araştırdığı bir dönemde, Sayın Tatar’ın egemen eşitlikten ne anladığını, masaya oturmak için ne talep ettiğini netleştirmesi gerekiyor” dedi. Ülkenin hem içeride hem de dışarıda çok zor bir dönemden geçtiğine işaret eden Erhürman, “Bu zor dönemi yönetecek bir yapı karşımızda yok. Bu yapı, sorunlara çözüm üretmek yerine, sorunlara sorun ekliyor. Bu halkın, bu dönemde yönetmeyen bir yapıya ihtiyacı yok. Bu zihniyet yönetemeyeceğini 50 defa ispat etti” diye ekledi.