<p class="selectionShareable">Dünyada yaklaşık 50 milyon kişide omuz romatizması bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Aşkın Nasırcılar, "Yaşlı popülasyonu arttıkça, bu sayı da artmaktadır.Omuz romatizmasında hastalar sadece egzersiz esnasında değil, gündelik hayatta da ağrı hissederler.</p><br /> <p class="selectionShareable">Örneğin; baş seviyesinin üzerindeki eşyalara uzanırken, giyinip, soyunurken, saç yıkarken ve tararken, battaniye ve yorganı çekerken hatta geceleri omuz üzerine yatarken bile hastalar dayanılmaz ağrılar hissedebilir. Eğer kişi 50 yaş üzerindeyse ve kolunu hareket ettirince ağrı hissediyorsa, omuz romatizması problemi olabilir." dedi.</p><br /> <p class="selectionShareable"><strong>Omuz Romatizması nedir?</strong></p><br /> <p class="selectionShareable">Omuz romatizması hastalığı hakkında detaylı bilgiler vermeye devam eden Uzm. Dr. Aşkın Nasırcılar, "Omuz romatizması, omuz ekleminin, kas ve tendonların iltihabı olarak adlandırılabilir.</p><br /> <p class="selectionShareable">5 çeşit omuz romatizması vardır:</p><br /> <p class="selectionShareable">1-Romatoid Artrit,</p><br /> <p class="selectionShareable">2-Osteoartrit (kireçlenme),</p><br /> <p class="selectionShareable">3-Travma sonrası artrit,</p><br /> <p class="selectionShareable">4-Avasküler nekroz(kıkırdak çürümesi)</p><br /> <p class="selectionShareable">5-Rotator kas yırtıklarına bağlı artrit</p><br /> <p class="selectionShareable">Bunlar arasında en fazla görülen tip rotator kas yırtıklarına bağlı omuz problemleridir. Aynı zamanda gençlerde, sporcularda zorlamaya bağlı sıkgörülen formdur. İleri yaşlarda aşırı zorlama olmadan dahi yıpranan kas tendonları kolayca yırtılabilir.</p><br /> <p class="selectionShareable">Omuz romatizması mikropsuz iltihap ve ağrı ile karakterizedir. Hastalar eklem hareketlerinde kısıtlanma ve ileri dönemde eklemin donmasına kadar gidebilen hareket kısıtlılığı yaşayabilir. Bu duruma "donuk omuz" tıbbi adıyla "adhezif kapsulit" ismi verilir. Hayat kalitesini ileri derecede bozan kişinin elini ağzına götürmesini ve yemek yemesini bile engelleyen bir durum olarak karşınıza çıkabilir." dedi.</p><br /> <p class="selectionShareable"><strong>Nasıl Tedavi Edilir?</strong></p><br /> <p class="selectionShareable">Hastalığın tedavisi ile yöntemlerden bahseden Uzm. Dr. Aşkın Nasırcılar, "Öncelikle sorunun eklem kaynaklı mı, kemik, kas veya tendon kaynaklı mı olduğu ortaya konulmalıdır. Bu anlamda doktorunuz sizden röntgen, MR, ultrason gibi görüntüleme yöntemleri, kanda romatizma tahlili hatta bazen eklemin içine küçük bir kamera ile gösteren artroskopik inceleme dahi isteyebilir. Fizik tedavi, ilaçlar, hücresel tedaviler, proloterapi ve cerrahi tedavi seçenekleri bulunmaktadır."</p><br /> <p class="selectionShareable">Ancak cerrahi ileri derecede eklem kireçlenmesi veya avasküler nekroz durumlarında son seçenek olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca kırık tamirinde ve kas yırtıklarında ileri fonksiyon kaybı ve büyük yırtık durumlarında uygulanabilir. Proloterapi ise yine cerrahi olmayan ligaman ve tendon rekonstrüksiyonu veya rejeneratif enjeksiyon terapisi olarak bilinir. Vücudun kendi öz iyileştirme mekanizmalarını uyararak zedelenmiş kas-iskelet sistemine etki eder.</p><br /> <p class="selectionShareable">En sık bilinen ve kullanılan proloterapi yöntemi dextroz proloterapidir. Tedavide %15-%25 gibi yüksek yoğunluklu dextroz kullanılır. Dextroz şeker türevi bir maddedir ve omuz sorunlarını tedavide oldukça başarılıdır." diye konuştu.</p><br /> <p class="selectionShareable"><strong>Hücresel Tedaviler ve Kök Hücre</strong></p><br /> <p class="selectionShareable">'Son yıllarda onarım tıbbının gelişmesi ile rejeneratif ve girişimsel olmayan tedaviler önem kazanmıştır' diyen Nasırcılar, "Birçok omuz sorununda hastanın kendi kanından elde edilen PRP, PRGF tedavileri oldukça fayda sağlamakta hatta ameliyat ihtiyacını giderebilmektedir. Bilimsel alanda kemik iliği kaynaklı ve yağ doku kaynaklı mezenkimal kök hücrelerin tedavi edici etkileriyle ilgili giderek artan çalışmalar bulunmaktadır. Her ne kadar rutin uygulamaya girmemiş olsalar da ileri günlerde yaygınlaşacak ve rutin tedaviler arasına girecekler gibi görünmektedir.</p><br /> <p class="selectionShareable">Hücresel tedaviler cerrahi tedavilere göre riski az ve iyileşme süresi daha kısa tedavilerdir. İyileşme hastanın kendi hücreleriyle ve hücresel ürünlerle doğal olarak gerçekleşmektedir." diyerek sözlerini tamamladı.</p><br /> <br /> <div class="ara15px"></div><br /> <div>Kaynak: Pembenar</div>