Çalarken Keyf Almak…
    Neyzen Teyfik’e sormuşlar
    Çalarken mi keyf alıyorsun yoksa keyflendikçe mi çalıyorsun…
    Neyzen o günkü Maliye Bakanını göstererek Ben Maliye Bakanı mıyım ki çalarken keyf alayım demiş…
   İşte meselenin esas püf noktası burda…
   Bizler de keyflendikçe çalan değil, Çalarken keyf alanlardan olduk…
   Hiçbirimiz masum değiliz… 
   Bunun boyutunun büyük ya da küçük olması da önemli değildir, önemli olan hazm edebilmemizdir…
  Kimimiz yattı aldı, kimimiz kertik kertik kertti, kimimiz toptan halleti…
   Neticede şöyle ya da böyle, Ata sözümüze uyduk Su gibi Aktık Yolumuzu Bulduk…
   Başkalarının hakkına girmeyi bile Demokratik haktan saydık…
       Kimisi Demokrasimizi, Hellimli Demokrasi diye tescilini yapmış, Demokrasinin Hellimlisini tekeline aldı…
  Kimimiz Anayasal hak dedi, Anayasanın sadece kendine has gördü…
   İster hakım deyin, ister çıkarlarım, isterse menfaatim hepsinin de dayanağı aynidir…
   Bu konuda son derece de benciliz…
   Nalıncı keseri gibi hep kendimize doğru yontarız..
   Memlekette insanlar değişir, Makamlar değişir amma sistem değişime Kapalıdır…
   Ne iş yapmak isteyen, ne yaptırabilen ne de bunu kendine dert eden var…
   Sistemin değişiminde ısrarcı olanlar da sürekli sarı kart İle uyarılıyor, sonunda da Kırmızı kartla kapının önüne konuyor…
   İşin tuhaf tarafı, bunu yaptıranlar sistemin en saf kısmıda olanlardır…
   Peki Suçlu kim… Veya Suçsuz kim…
    Halkı buna alıştıranlar esas suçlu olmasına rağmen Halk artık alışmıştır…
  Rahmetlik Neyzen Teyfik’in dediği gibi, 
Bizler de Çalarken keyf almayı değil, Keyflendikçe çalmayı öğrenmeliyiz…