Tatar’ın, Avustralya temaslarında Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız ambargolar ile uyguladıkları yeni siyaseti anlatması Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) bağlı medyayı rahatsız etti.

Ziyareti SABAH’a değerlendiren Tatar, Avustralya’da yaşayan Kıbrıs Türklerinin bu ziyaretle devletlerinin kendilerine sahip çıktığını bir kez daha gördüğünü söyledi. Tatar, “4 kuşaktır oradalar ama “Bedenimiz burada ruhumuz KKTC’de” diyorlar” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Tatar, EFES 2024 tatbikatı kapsamında Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılına ithafen Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından 50 gemi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın selamlanmasının kendisini çok duygulandırdığını ve büyük onur duyduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, SABAH’a şu açıklamalarda bulundu:

TARİH YAZDIK

Bizim Avustralya’ya gitmemiz yıllarca engellendi. Yunanistan ve GKRY lobilerini kullanarak KKTC Cumhurbaşkanı’na vize verdirtmediler. Başka ülkeler KKTC’yi tanımasa da ülkelerini ziyaret etmemin önünde herhangi bir engel çıkarmıyor. KKTC Cumhurbaşkanı olarak gidebiliyorduk. Avustralya daha önce vize isteyen cumhurbaşkanlarına resmi vize vermeyi reddediyordu. Turist vizesi önerebiliyorlar, ancak KKTC’nin Cumhurbaşkanı olarak görevimiz kapsamında bir ziyareti bu vizeyle gerçekleştirmek yakışık almaz. Bu sebeple daha önceki cumhurbaşkanları bu ziyareti gerçekleştiremedi. Ben de bu konuda zorluk yaşasam da Türk Dışişleri Bakanlığı ve bizim temaslarımız ile uygun şekilde bu ziyareti gerçekleştirdim. Oradaki insanlarımız şimdiye kadar kimsenin gidememesi nedeniyle bizim ziyaretimizden çok mutlu oldu. Orada yaşayan Kıbrıs Türkleri, ‘Devletimiz bize sahip çıkmadı’ algısı vardı. Şimdi “Cumhurbaşkanımız tarih yazdınız, tarih yazdık, KKTC Cumhurbaşkanı buraya gelerek bize hatırımızı sormasından çok memnun olduk” dediler. 1940’lı yıllardan itibaren Kıbrıs Türkleri oraya yerleşmeye gitti. Şimdi dördüncü kuşak Kıbrıs Türkleri orada yaşıyor. 14 bin kilometre uzaklıktaki bu halk, ‘Belki bedenimiz burada ama yüreğimiz ve ruhumuz KKTC’de’ diyor. Orada büyük bir camimiz var. Dini, kültürel olarak yaşamını orada sürdüren milliyetçi Kıbrıs Türklerini ziyaret ederek bunu yerinde gördük. Kıbrıs Türkü ve Türkiye Türkü, toplamda 200 bin insanımız orada etle tırnak gibi kaynaşmış. Birlikte diaspora gücünü etkili bir şekilde kullanabiliyorlar.

KKTC ÇELENGİ SUNDUK

Köklü tarihi bağlarımız var. Atatürk’ün 1934 yılında Anzak annelerine hitabında ‘Sizler, Mehmetçikler ile yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır’ sözleri orada büyük yankı uyandırmış. Sdney, Kanberra ve Melbourne’de Çanakkale Savaşı’nda ölen Avusturyalılar için inşa edilen anıtları ziyaret ederek KKTC çelengini sunduk. Avustralya meclisine gittik. KKTC meselesini orada da duyurduk. Temaslarımızdan Rumlar hiç memnun olmadı. Çözümün iki devletli çözüm olduğunu söylememizden rahatsız oldular. Bu zihniyet ile nereye varılabilir, hangi anlaşma yapılabilir? Onlar Kıbrıs Türkünü bir cemaat olarak görmek istiyor. Devlet onların olacak, Türkiye’de adadan çekilecek. Biz iki devletli çözüm istiyoruz.

TÜRK DEVLETLERİ İLE İLİŞKİLER

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) zirvesine Azerbaycan bizi davet etti. Temmuz ayında Şuşa’ya gideceğim. Azerbaycan çok sağlam duruyor. Diğer Türk devletleri ile de ilişkilerimizi Azerbaycan ile olduğu gibi zaman içinde arzu ettiğimiz noktaya ilerletmek için Türkiye’nin desteğiyle ilişkilerimizi sürdürüyoruz.

EFES’TEKİ 50 GEMİ BİZİ DUYGULANDIRDI

20 Temmuz’da Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılını kutlayacağız. EFES tatbikatı kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından 50 gemi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın selamlaması beni çok duygulandırdı, büyük onur duyduk. Bu organizasyonu düzenleyen Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teşekkür ediyoruz. 50’nci yıl için özel kutlamalar yapılacak. Kıbrıs gazilerini sembolik olarak çıkartma gemisiyle yeniden adaya gelmeleri yönünde bir planlamamız da var.

Editör: Aynur DIRAĞAN