Süveyş Kanalı’ndan Akdeniz’e göç eden istilacı, zehirli aslan balığı hem diğer balık türlerini hem de insanları tehdit ediyor. Aslan balığının Akdeniz balığı olmadığını söyleyen Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Serap Ergene, “Su altında gerçekten hoş görüntüler sergiler ancak aynı zamanda zehirli bir balıktır” dedi.

Kızıldeniz’den Akdeniz’e göç eden istilacı, zehirli aslan balığı hem diğer balık türlerini hem de insanları tehdit ediyor.

Kızıldeniz’den Akdeniz’e geçen yaklaşık bin istilacı balıktan biri olan aslan balığı, hızlı üremesiyle denizlerde tehlike oluşturmaya başladı. İlk zamanlarda denizde 1-2 tane görülen aslan balığı, bu günlerde artık 6’lı, 7’li gruplar halinde görülüyor.

Hem istilacı hem de zehirli olan balığı, MEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünde doktora öğrencisi olan Ertuğrul Çete, araştırmaya başladı.

1 yıldır Anamur’dan İskenderun sahiline kadar ayda bir örnekler alan Çete, bunlar üzerinde çalışmalar yürütüyor. 1 yıl daha sürecek çalışmayla aslan balığının nasıl ürediği, neyle beslendiği, nerelerde yaşadığı, zehrinin ne kadar olduğu gibi konular belirlenmiş olacak.

“ZEHİRLİ OLMASINDAN DOLAYI TEHLİKE OLUŞTURUYOR”

Yaptıkları çalışmayla ilgili açıklamalarda bulunan MEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Serap Ergene, aslan balıklarının Akdeniz’in balığı olmadığını söyledi.

Süveyş Kanalının açılmasından sonra bu balıkların Kızıldeniz’den Akdeniz’e geldiğini vurgulayan Ergene, “İskorpitlerden olan bir balık türüdür. Görsel olarak çok güzel olan balıklardan bir tanesidir. Su altında gerçekten hoş görüntüler sergiler ancak aynı zamanda zehirli bir balıktır” dedi.