Gazeteci, yazar Hasan Hastürer, bugünkü yazısında güvenilir bir kaynağa dayanarak, Hristodulidis’in gözü aydın! Kapalı Maraş, tam olarak açılıyor” diye yazdı.
Deneyimli gazeteci/Köşe Yazarı Hasan Hastürer, mülkiyetle ilgili tutuklamalara karşı hamle olarak Türk Tarafı’nın Maraş’ı tam olarak açacağını kaleme aldı.
Güvenilir bir kaynağa dayalı yazıda Hastürer, “ Peki ilk karşı hamle nerede yapılacak? Sorunun yanıtı Hristodulidis’e müjde gibi. Kapalı Maraş, gerçek anlamda açılacak. Kapalı Maraş’ı çepe çevre saran teller kaldırılacak. Kapalı Maraş, Kuzey Kıbrıs’ın öteki bölgelerindeki taşınmaz mallarla eşit konuma getirilecek. İsteyen Rumlar, Taşınmaz Mal Komisyonuna, öteki taşınmaz mallarına baş vurdukları gibi başvuracaklar” ifadelerini kullandı.
İşte yazının tamamı:
Hristodulidis’in gözü aydın! Kapalı Maraş, tam olarak açılıyor…
Hristodulidis’in KKTC’de ekonomisine emlak sektörü üzerinden vurmayı sürdürdüğü darbe, sonunda bardağı taşma noktasına getirdi. Yabancılara yönelik tutuklamaların ardından sıranın Kıbrıslı Türk İş insanlarına da gelmesi, Kuzey Kıbrıs iş dünyasında rahatsızlık, tepki ve sonunda öfkeyi tetikledi..
***
Bir sorun varsa, bu sorunun çözümünde üç yol, yöntem vardır. Güç kullanımı, uzlaşı ve yargı.
Güç kullanımı bir tarafı arzusuna göre sonuç ortaya çıkarır. O sonuç uzun süre devam etse de, çözülmüş bir sorun kimliğine sahip olmaz.
Uzlaşı arzu edilendir. Bedeli de en hafif olandır. Zaman kaybı dahil, olmaması gereken kayıplar olamaz.
Uzlaşarak çözüm olmazsa, yargı yolu en sağlıklı yoldur. Yargı süreci tamamlandığı zaman, taraflar sonuca saygı gösterir ve dosya kapanır.
***
Kıbrıs’ta mülkiyet konusun da ilk ciddi yaralanma ve kanama 21 Aralık 1963 Rum saldırıları sonrasında yaşandı. 103 Türk köyünden, Kıbrıslı Türkler göç etmek zorunda bırakıldı. Cumhuriyeti ele geçiren, işgal eden Rum liderliği, “ Ey Kıbrıslı Türkler, köyünüze, evinize, yerinize dönün. Yakılan yıkılan evlerinizin tamiri içinde devlet size yardım edecek” dedi mi? Demedi.
Kıbrıslı Türklerin çok yönlü mağduriyetlerinin rahatsızlığı ciddi anlamda hiçbir Rum ve Rum siyasi partisi seslendirmedi.
20 Temmuz 1974 sonrası tekerlek ters dönüp, Rumlar göçmen oldu. Kuzeyde oluşan yönetim ve Kıbrıs Türk halkı mülkiyet konusunda, “ Şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklar artık” bizimdir demedi.
“Bizimdir” denildiği zaman da 1974’te mal – mülk sahibi olan Rumların haklarının TAKAS, İADE VE TAZMİNATLA karşılanması kabul edildi.
En başka Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kuzey Kıbrıs’ta yasayla oluşturulan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun uzlaşı kurumu olarak kabul etti.
Başvuran Rumların çoğunun baş vuruları mutlu sona ulaştırıldı. Paralarını mutlu bir şekilde aldılar.
***
Rum yönetimi, ilk günden Taşınmak Mal Komisyonu çalışmalarına çomak soktu. Rumların, baş vuruları, doğrudan ve dolaylı engellenmeye çalışıldı.
Neden? Mülkiyet konusu üzerinde, hak sahibi Rumların hiçbir kazanımı olmayan, politikalarını sürdürmek, hatta mülkiyet konusunu çözümü imkansız olarak sunup çözümü engellemek için.
***
Kıbrıs Türk tarafı ve Ankara, Rum tarafının kötü niyetli, Kuzey Kıbrıs ekonomisine ağır darbe niyetlerini sabırla izledi. Uluslararası diplomasi de mütekabiliyet, kabul edilir ya da beklenen karşı hamle biçimdir.
Taşınmaz mal ya da emlak sektörü olmadan ekonomi gelişemez, sürdürülebilir bir istikrara sahip olmaz. Emlak sektörü Kuzey Kıbrıs özelinde ekonomimizin ŞAH DAMARI gibidir. Şah damarınıza yönelik hamleyi seyretmek, ölümü kabullenmektir. Tabii ki Kuzey Kıbrıs’ta karar vericileri bostan korkuluğu değildir.
***
Bir süreden beri yakından izlediğim, ciddi karar verici unsurların, son 48 saate yaşanan gelişmeler ve alınan önemli bilgilere karşı dozu yüksek tepki koyma kararı aldığı duyumlarını aldım.
Güvenilir bir kaynak, “ Bizler Kıbrıs sorunun yaşayabilir çözümüne ulaşmak niyetiyle masadayız. Çözüme giden yolda iş birliği BM Genel Sekreterinin huzurunda kabul edildi. Biz sözümüze sadığız ama Hristodulidis ve siyasi paydaşları değil. Ortaya koyduğumuz hassasiyet Rum Mallarının yağmalanmasını savunmak değildir. Güneyde de çok değerli Türk malları var. Kuzeyde emlak dünyasında aktif olan yabancılar hedef alındı, tutuklandı. Görün o ki şimdi Kıbrıslı Türk iş insanları hedef tahtasına konuldu. Anladıkları dil neyse o dilden konuşulacak” denildi.
***
Peki ilk karşı hamle nerede yapılacak? Sorunun yanıtı Hristodulidis’e müjde gibi.
Kapalı Maraş, gerçek anlamda açılacak. Kapalı Maraş’ı çepe çevre saran teller kaldırılacak. Kapalı Maraş, Kuzey Kıbrıs’ın öteki bölgelerindeki taşınmaz mallarla eşit konuma getirilecek. İsteyen Rumlar, Taşınmaz Mal Komisyonuna, öteki taşınmaz mallarına baş vurdukları gibi başvuracaklar.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet Yerleşkesi açılışında, Rum Yönetimine karşı seslendirdiği net duruşun ardından Kapalı Maraş’ın açılması Hristodulidis’e karşı açık uygulamalı tavır olacak.
***
Ne diyelim?
Küçük dağları kendi yarattığını sanan Hristodulidis’in gözü aydın. Kapalı Maraş açıldığı zaman yayınlayacağı protesto metinlerini hazırlasın. Kuzey’e yönelik saldırganlığın bir bedeli olacağını bilmesi gerekir.
Arkası gelir mi? Geleceği söyleniyor.