Komiteden yayınlanan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele günü mesajında, KKTC’de toplumsal cinsiyet temelli şiddetin araştırılması veya değerlendirilmesi girişiminin, önemli bir sosyal sorumluluk ve çok temel bir insan hakkına sahip çıkmak olduğu belirtildi.

Mesajda, nüfusun bilinmiyor olması veya nüfusun açıklanamaması, yasal mevzuat gereğinin yerine getirilmemesi veya yasal mevzuat eksiklikleri, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olaylarının büyük bir kısmının raporlanmaması ile veri eksikliğinin bu tür araştırmaların ayakları yere basan sonuçlarla neticelenmesini zorlaştırdığı kaydedildi.

Ülkenin yadsınamaz gerçeğinin, iki üç hafta önce basına yansıyan “Can güvenliğim yok” haykırışı olduğu ifade edilen mesajda, aynı veya başka türden şiddete maruz kalan ancak sesini duyuramayanların sayısının bilinemediğine vurgu yapıldı.

Mesajda KKTC’de kadına yönelik şiddetle ilgili istatistiki verilere de yer verilerek, Polis Genel Müdürlüğü (PGM) ve ilçelerinde hizmet veren “Kadına Şiddete Müdahale Birimlerinin” kurulmuş olmasının değerli olmakla birlikte, bu birimlerin verilerinin ancak son 2-3 yılı temsil ettiği için kadına yönelik şiddettin yıllara göre veya türlerine göre yaygınlığının tespit edilmesinde şu an için yetersiz olduğu aktarıldı.

Mesajda, eğitim, farkındalık kampanyaları ve toplumsal değişim çalışmalarıyla, şiddetin köklerine inilerek bu normların değiştirilmesi ve şiddetin önlenmesinin mümkün olduğuna da değinildi.

KKTC Meclisinde kabul edilen uluslararası yasaların uygulama veya yaptırımlarının olmamasının büyük bir eksiklik olduğu da belirtilen mesajda, bunun yanında, sık sık gündeme taşınan ancak henüz Meclis’ten geçmeyen “Ev İçin Şiddet Yasası”, kuruluş yasası 2014 yılında geçen ancak kendi henüz kurulmayan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi”nin, şiddetle mücadelede ülkenin yasal çerçevesi olması gereken önemli yapılar olduğuna ve eksikliklerinin öneminin şiddetin artış oranlarında hissedildiğine de dikkat çekildi.

Mesajda “başarı öyküsü” olarak gösterilebilecek Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) bünyesinde kurulan Kadın Sığınma Evi’nin ve nefret söyleminin Ceza Yasası kapsamına suç sayılması örneklerinin çoğaltılamadığı ifade edilen mesajda, buna karşın, henüz LGBTİ+’lara özellikle medya üzerinden yöneltilen nefret söylemlerinin önlenemediğine ve bu noktada şiddetin önlenmesi için var olan yasaların ciddiyetle uygulanması, eksik olanlarınsa bir an önce Meclis tarafından onaylanıp hayata geçmesinin gerekli olduğuna vurgu yapıldı.

Mesajda ayrıca, eğitim kurumlarında eşitlikçi yaklaşımların benimsenmesi ve iş yerlerinde cinsiyet eşitliği politikalarının uygulanması gibi adımların atılmasının gereğine de vurgu yapıldı ve HP Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi’nin çalışmalarını, bu açıklama çerçevesinde belirlenen eksiklikler ve hedefler doğrultusunda yürütmeye devam edeceği, ülkede şiddetin tetiklediği tek bir çığlık kalmayıncaya kadar mücadeleye devam edeceği kaydedildi.