Kamuda örgütlü beş sendika, ağırlaşan ekonomik koşullar ve sosyal haklara ilişkin taleplerine olumlu yanıt verilmediği gerekçesiyle Maliye Bakanlığı önünde eylem yaptı.
Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (KAMUSEN), Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve Kıbrıs Türk Kamu İşçileri Sendikası'nın (Kamu-İş) düzenlediği eylemde araba lastiği de yakıldı.
Bakanlık önündeki eylemde "Yeter" yazılı bir pankart açılıp, üzerinde "İstatistik Kurumu" yazılı marul dolu bir de sepet taşındı.

-Maviş: “İstatistik Kurumu verilerine güvenmiyoruz”
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş eylem sırasında yaptığı konuşmada, İstatistik Kurumunun açıkladığı bir aylık Hayat Pahalılığı hesaplamalarının gerçek hayat pahalılığını yansıtmadığını ve bunun "halktan çalmak" anlamına geldiğini savunarak, kurumun verilerine güvenmediklerini dile getirdi.
Maviş, Hayat Pahalılığı'nın Türkiye’de de 0.87 olarak açıklamasına işaret ederek, Türkiye’deki pahalılığa yakın bir oran açıklanmasına rağmen halkın cebinden çıkanın oranının 0.81 olduğunu kimsenin düşünmediğini ileri sürdü.
İstatistik Kurumu'nun sepetinde marulun fiyatı düştüğü için enflasyonun düşük gösterildiğini iddia ederek “Peki biz günde üç öğün marul mu yiyoruz?" sorusunu soran Maviş, kurumun sepetinde yumurta, et, balık ve tavuk gibi temel gıdaların olmadığına işaret etti. Maviş,
“İstatistik Kurumu'nun yaptığı hesaplar vicdanımıza sığmıyor. Halktan, vatandaştan, asgari ücretliden çalınıyor. İstatistik Kurumu'nun verilerine siyaset bulaştı” ifadelerini kullandı.

Burak Maviş ayrıca İstatistik Kurumu'nun ülkenin neresinde ucuzluk olduğunu açıklaması gerektiğini kaydetti.
Konuşmasının sonunda İstatistik Kurumu'na yaptığı hesaplamaları bir kez daha gözden geçirmesi çağrısı yapan Maviş, "İnanmadığımız yerde ya yalan vardır, ya da ahlaki bir bozulma. Bu noktada, kurumun hesaplamalarını bir kez daha protesto ediyor ve bundan sonra açıklayacağı rakamlara güvenmiyoruz" dedi.
-Atam: “Bu gemi artık bu limana dayandı, kaptan değişmeli"
KAMUSEN Başkanı Metin Atam da konuşmasında, Maliye Bakanlığı'nın kendi önerilerine karşı öneri vermesini eleştirdi.
Atam, yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarına değinerek, "Ülkenin yangın yeri olduğunu; Geminin artık limana dayandığını ve kaptanın değişmesi gerektiğini" söyledi.
Hükümet ve üst düzey yöneticilere yönelik eleştirilerde bulunan Atam, "Kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak. Yolsuzluk, usulsüzlük, hırsızlık hep bunlardadır" dedi.
Atam, İstatistik Kurumu'nu da eleştirerek, neye göre hesaplama yaptığını sordu. Vatandaşın günlük hayatta karşılaştığı zamlara dikkati çeken Atam, "Akaryakıta geçen ay 6 TL zam geldi. Siz Hayat Pahalılığı oranı için 0.81 mi diyorsunuz?.. Ülkenin hakkı yeniyor.. Vicdanınız rahat mı?" şeklinde konuştu.
"Halkla dalga geçilmeyip, bir an evvel erken seçime gidilmesini" isteyen Atam, halkın istemesi halinde gereken cezayı keseceğini kaydetti.
-Serdaroğlu: "Bu hükümet Game Over, istifa edin"
Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu da konuşmasında, sendika önerilerinin kabul edilmemesinden dolayı bakanlık önünde bulunduklarını kaydetti.
Toplumun her kesiminin rahatsız olduğu hükümetin istifa etmesi gerektiğini savunan Serdaroğlu, “Bunlardan bir şey beklemek, ölü gözünden gözyaşı beklemek olur.." dedi.
Serdaroğlu, yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarına da değinerek, hükümet ortaklarına "Bunlar olurken siz neredeydiniz? Hiç mi haberiniz yoktu bunlardan?" sorusunu yöneltti.
Yaşanan olaylar karşısında sessizliğini koruyanların da yapanlar kadar suçlu olduğunu savunan Serdaroğlu, bugün gelinen durumda Maliye Bakanı başta olmak üzere Bakanlar Kurulu'nda yer alan tüm bakanların sorumluluğu bulunduğunu ifade etti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müsteşarının neden görevden alındığının açıklanmasını isteyen Serdaroğlu, "Başbakanlık müsteşarı içeri alınmışken, ertesi gün Çalışma Bakanlığı müsteşarının görevden alınması hiç tesadüf değildir. Buna kimse sessiz kalamaz. Bu görevden almanın nedeni açıklanmalı" dedi.
Ülke yönetiminde artık şeffaflık beklediklerini söyleyen Serdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman'a da seslenerek, "atamaları onaylamadan önce nedenlerini sorgulasaydınız" dedi.

Serdaroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müsteşarlığına yapılan atamayı da eleştirdi.
-Bengihan: “Memleket yanıyor, tek umursamayan başbakan ve ortakları"
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan da konuşmasında, hükümetin sendikaların taleplerinin tümüne "ret" cevabı verdiğini belirtti.
Bengihan, "Memlekette hem emekçiler yanıyor, hem siyaset yerlerde sürünüyor, hem de kurumlar yanıp tutuşuyor. Bir tek bundan rahatsız olmayan Başbakan ve ortakları, saz arkadaşları Fikri Ataoğlu ile Erhan Arıklı" ifadelerini kullandı.
Ülkede son beş yılda, tarihte görülmemiş "rezillik, yalan dolan ve çürümüşlük" yaşandığını savunan Bengihan, hırsızlığın sıradanlaştığı, siyasi ve ahlaki değerlerin çürüdüğünü ileri sürdü.
Güven Bengihan, "2024 yılı yolsuzluk algısı raporunda 180 ülke içinde 140. sıradayız. İş insanlarının yüzde 40'ı 'rüşvet vermeden işlerimiz dönmüyor' diyor. İzin almak için bakan, bürokrat kapısında iki sene bekleyenler var. Rüşvet, hırsızlık normalleşti. Bu, bu hükümetin yarattığı siyasi ve ahlaki bir çürümedir" dedi.
Hükümete istifa çağrısı yapan Bengihan, gelinen durumla ilgili sadece hükümetin sorumlu olmadığını belirterek, AKP'ye de eleştirilerde bulundu
Bengihan, muhalefet ve sendikacılara “Rumcu, din düşmanı” denmesine de değinerek, “Sizin dinci dedikleriniz böyleyse, vallahi ben din düşmanı olmayı kabul ediyorum. Sizin sevdikleriniz ve destekledikleriniz bunları yapıyorsa, ben muhalefet veya ötekileştirilen biri olmaya razıyım” dedi.
Güven Bengihan, bakanlık önünde lastik yakarak "üzerlerinde kara bulut olanlara" gönderme yapacaklarını söyledi.
-Eylem: "Doğum izni gibi maddi boyutu olmayan taleplerimiz bile karşılanmıyor"
Kıbrıs Türk Orta Öğretim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem de yaptığı konuşmada, ülkenin "talimatlarla" yönetilmeye çalışıldığını ileri sürerek, hükümete eleştiride bulundu. Eylem, halk fakirleştirilerek ve cahil bırakılarak ülke yönetilmeye çalışıldığını savundu.
Eylem, sendikaların her yıl aynı taleplerle bakanlığa geldiğini, özellikle 2008 ve 2011 sonrası, asgari ücretle çalışanlar ve tüm halk yararına talepler ortaya koyduklarını ancak ülke kaynaklarının halka verilmeyip, sermayeye peşkeş çekildiğini iddia etti. Selma Eylem, "Doğum izni gibi maddi boyutu olmayan taleplerimiz bile karşılanmıyor" dedi.
Sahtekârlık, rüşvet ve torpille nemalananlar makamlarında otururken toplumsal meseleler ve eğitim için mücadele eden öğretmenlere soruşturma açıldığına işaret eden Eylem, "2 bin öğretmenden 33'ünü seçip, hakkında soruşturma açıyorlar. Amaç bölerek, yönetmek. Ama yağma yok, hepimiz buradayız. Mücadeleye hep birlikte devam edeceğiz." şeklinde konuştu.





