Gürsel Uzun sosyal medya paylaşımında şu sözlere yer verdi:

"Cumhurbaşkanı’nın kararsızlıkları, korkuları ve inisiyatif alamaması yüzünden bu günleri yaşamaktayız...

Karsızlıklarının bir çaresi çözümü yok, amma korkusunu çıkarmak, yenmek için kurşun döktürmeyi önerebiliriz...

Bakanı görevden alamadığı için değil, hükümeti almak işine geliyordu onu yaptı…Yani bu kaosun esas sorumlusudur...

Peki bu kendi kararı mı, sanmıyorum ama rahat durduğunu da düşünmüyorum.

Bu elinde değil duramaz çünkü...

Şimdi olduğu gibi...

UBP içinde 24 vekilin 23’ü bakanlık beklerken, şimdi de 24 vekilin 22’sinin başbakanlık beklentisi içine girerse yine sorumlusu kendisi olacaktır...

Neticede anayasamıza göre de hepsinin yasal hakkı...

Kim başbakan olmak istemez ki, hem de terlemeden...

Ancak Tatar’ın bu kararsızlık ve belirsizliği, başbakanlık piyasasında ciddi bir rekabetin oluşmasını tetiklemiştir...

Başbakan adayları Çeşitli kabine modelleri oluşturmuş, ancak bu işi gurubun halletmesine bırakılması durumunda 8 bakanlığı 22 vekile dağıtabilen bu yarışın galibi olacaktır...

Tabi ki yerlerse...

Yerler, yerler sonrada bana söz verdin de yapmadın derler...

Adamı kasmışsın Gurvada, söz vermeyip de ne verecekti yani...

Neyse...

Gelmiş olduğumuz bu yanlış noktadan sonra verilebilecek her kararın da yanlış olacağı gerçeği ortadadır...

İki yanlışın da bir doğru olmayacağı da başka bir gerçek...

Bu yanlışların gerçeğinden hareketle Cumhurbaşkanı anayasanın kendine verdiği yetkiyi kullanmaktan korkması gerçekten düşündürücüdür...

Ne demiş Mevlana; Tut ki Ali’den miras kalmış sana zülfikâr, sende Ali’nin yüreği olmazsa zülfikâr neye yarar...

Senaryo belli olmasına rağmen Cumhurbaşkanı’nın bu kararsızlığı yüzünden bir de kabak gibi UBP bölünürse hiç şaşırmayın...

Bir yerde duramayan Tatar, Bur da duruyorsa, uzlaşıyı değil, sevabını kendine, günahı başkasının boynuna asabileceği başka bir yanlışın peşinde..."