Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (KAMU-SEN) Genel Başkanı Metin Atan, daha önce varoluşla ilgili grevler yaptıklarını hatırlatarak, şimdi de imzalanan İktisadi ve Mali İş Birliği Anlaşması ile yok oluşla karşı karşıya olduklarını iddia etti.

Atan, protokolde sadece sendikaları “susturmanın” yer almadığını, kabul edilmeyecek “kimliğimizi kaybettiren can alıcı” maddelerin de olduğunu belirtti.

İşbirliği Çerçeve Belgesi Eylem Planı’nda, Mayıs’ta tamamlanması istenen “Sendikal faaliyetler dışında sendikaların kuruluş amaçlarını aşan siyasi, ideolojik faaliyette bulunmamalarına ve sendikal ayrımcılığı önlemeye yönelik mevzuat düzenlemeleri de dahil gerekli tedbirler alınacak” maddesiyle sendikaların susturulmaya çalışıldığını anlatan Atan, bunun diğer adının “terbiye etmek” olduğunu vurguladı.

Atan, yapılması istenenlerin iş birliği çerçevesinde yer alan eylem planlarının demokratik yapıya sığmadığına dikkat çekti.

“Sendikalar demokrasiyi ayakta tutan direklerdir” diyen Atan, yasal değişikliklerle sendikaları susturmalarına izin vermeyeceklerini söyledi.   

Atan, Türkiye ile ilişkiler konusunda bir sorun olmadığını ifade ederek, “Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti’nin bir suçu yoktur, suçlu bizim hükümetimizdir. Kaldı ki mevcut hükümetin ömrünü de çok uzun görmüyorum” dedi.   

Ülkenin yangın yeri olduğunu, zamların önüne geçilemediğini, alım gücünün her gün düştüğünü belirten Atan, hükümetin bu sorunları çözmek yerine, halkın hakkını savunan sendikaları algı operasyonu ile susturmaya çalıştığını kaydetti.

Protokolün tamamen “dayatma” olduğunu savunan Atan, halktan, protokole karşı durmaları konusunda ciddi derecede baskı olduğunu vurguladı.

“Yok oluşa doğru gidiyoruz” diyen Atan, koltuk sevdası uğruna ülkenin dik duruşunu yitirdiğini ifade etti.   

Atan, yaşananlara sessiz kalmayacaklarını söyleyerek, “Yapılması gerekenlerin olduğu ortadadır. Ama her konuda sendikalara yüklenmek, her şeyi sendikalar üzerinden yürütmeye çalışmak kabul edilebilir değildir. Sendikalar yanlışa ses çıkardığı gibi, doğruya da destek veriyor. Öte yandan bu ülkeyi sömürene, kızını, yeğenini makamını kullanarak işe alana neden ses çıkarılmıyor?” diye sordu.