Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) 6 Ekim Pazar günü gerçekleştirilecek 27’nci Olağan Kurultayı’nda Parti Meclisi’ne aday olan üyelerin tanıtım etkinlikleri dün akşam Mağusa’da devam etti. CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman yaptığı konuşmada, üç ayaklı yol haritasını paylaştı.

Erhürman, bir an önce masadaki formül olan federasyon temelinde kapsamlı çözüme ulaşmak; kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomik model yaratmak ve kısa vadede kapsamlı çözüme ulaşmanın mümkün olmadığının görüldüğü koşullarda ülkeyi adım adım çözüme yaklaştıracak Güven Yaratıcı Önlemleri hayata geçirmek olarak belirlenen yol haritasının ülkedeki her bir yurttaşa anlatılmasını istedi.

CTP’den yapılan açıklamaya göre Erhürman şunları söyledi:

KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURAN EKONOMİ

CTP kuruldu kurulalı hep politikalarının üçüncü temel ayağı bu ülkede kendine ait bir demokrasinin, özgür bir yaşamın ve bunların üstünde inşa edileceği kendi ayakları üzerinde duran bir ekonominin kurulmasıydı. Bunca hükümet tecrübesinin ardından hem görüyoruz, hem söylüyoruz, hem de halkımızla paylaşıyoruz. Bu ülkede kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratmalıyız ve bu ekonomi kendi ayakları üzerinde duran demokrasinin, özgürlüğün ve insan haklarının temel taşıyıcısı olmalı. Böyle bir modeli, ekonomik sektörlerimizle ve halkımızla birlikte yaratabilir ve Türkiye’den gelecek dış kaynakları yalnızca yatırımlara ayırmayı başarabiliriz.

HÜKÜMETİN AB ÇATISI ALTINDA İKİ DEVLET TEZİ HİÇBİR ŞEKİLDE GERÇEKÇİ DEĞİL

Biz bunu yaparken bir hükümet kuruldu 4 ay önce ve kendi hükümet programına bir cümlecik yerleştirdi: Federasyon artık geride kalmıştır, 50 yıldır federasyon görüşüyoruz bir sonuç alamadık, onun için daha fazla vakit kaybetmek yerine daha gerçekçi alternatifler ortaya koymamız lazım. Daha gerçekçi olan alternatif de AB çatısı altında olan 2 devlettir dediler ve bunu programa yazdılar. O günden beri CTP hiç aralık vermeden şunu söyledi: Ortaya attığınız “alternatif” hiçbir şekilde gerçekçi değildir. Gerek KKTC gerekse TC, Crans Montana’dan beri, hangi çözüm bulunacaksa BM şemsiyesi altında bulunacak ve müzakere edilerek bulunacak diyor. Demek ki hükümetin belirlediği bu alternatif AB çatısı altında 2 ayrı devlet üzerinde BM şemsiyesi altında gerçekleştirilecek müzakereler yoluyla anlaşmaya varılmasıdır. Hükümet ne bekliyor Anastasiadis’ten? Kendisi “ben siyasi eşitliği kendi halkıma anlatamam” derken BM çatısı altındaki müzakerelerde şunu kabul etmesi bekleniyor: Önce BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ikna olacak, KKTC’nin tanınmasının önündeki engelleri kaldıracak, sonra 28 AB üyesi ülke KKTC’yi tanıma konusunda ikna edilecek, bu da yetmeyecek, ardından da Anastasiadis siyasi eşitlik konusunda ikna edemediğini söylediği halkını KKTC’nin tanınması konusunda ikna edecek ve kendileri de artık “Kıbrıs Cumhuriyeti” adını kullanmayacak ve Rum devleti ve KKTC olarak AB çatısı altında iki devlet olacak. Bu hükümetin gerçekçi diye halkımıza anlattığı formül budur.