(04-03-2023…MHA)

Kıbrıs Vakıflar İdaresi, Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği tarafından oluşturulan raporlar çerçevesinde uyarı levhaları asılan Laguna Apartmanı’nda sakinlerden raporlara itiraz geldi.

3fbpoj,fhb

Apartmanlarını tahliye etmek istemeyen Laguna Sakinleri, Ajansımıza ulaşarak açıklamalarda bulundular.

2sjtşytj

Sakinlerin yapmış olduğu açıklamalar kendi cümleleri ile şu şekildedir;

Semra Gani;

1974’ten beri Laguna’da oturuyorum. Bütün binamızın kapısını, penceresini ve her şeyini biz yaptık. Burada huzur içinde yaşıyorduk ve 2021 yılında bize çıkmamızı söyleyen bir evrak geldi. 2021’in ağustos ayında sözleşmem bitti fakat sözleşmemi yenilemediler. Gidecek yerimiz olmadığı için burada kaldık. Çıkmamız için devamlı bizi taciz ediyorlardı. Kiramızı ödememize rağmen bizden çıkmamızı istiyorlar. Ben 73 yaşında bir bayanım bu durumda nereye gidebilirim. Nerede ev bulabilirim. Kaç yıldır burada yaşıyorum fakat şimdi ne yapabilirim. Çok mağdurum devlet bize sahip çıkmadı. Burasının en erken zamanda tamir edilmesini istiyoruz.

Filiz Tayfun;

10 yıldır Laguna sakiniyim. Burada yaşamaktan çok mutluyum. Daireye çok masraf yapmama rağmen aslen Mağusalı olduğum ve küçüklüğüm burada geçtiği için ayrılmak istemiyorum. Süreklide düzgün şekilde kiramı, elektriğimi, su faturamı ve giderlerimi sağlıklı bir şekilde ödedim. Dört Kasım 2021’de vakıflar idaresin evimizin depreme dayanıklı olmadığından dolayı tahliye etmemizi istediği bir yazı deklare etti. Devamında bize 2021 Mayıs ayında yaptı bir rapordan bahsetti, bu raporda binanın gerçekten 50 yıllık zamanında aşınmalar olduğu hakikattir. Ancak tadilatı yapılabileceğinden de bahsediyor. Hal böyleyken ısrarla vakıflar idaresi yani Sayın Benter binayı terk etmemizi istiyor. Bu rapor mayıs ayında elinde olmasına rağmen geçen sürede kasım ayında bize deklare etti. Benimde dâhil olduğum birçok kiracıların sözleşmesini yeniledi. Eğer canımız bu kadar kıymetliyse ve bizden fazla canımızı düşünüyorlarsa, rapor eline geçtiği anda değil sözleşmemizi yeniledikten sonra bina boşaltma kararını deklare etti. Aradaki süreçte neden bunu yapmadı. Yoksa aradaki süreçte pazarlıklar mı vardı? Neticelenmesini mi bekledi? Bundan dolayı mı bu süreci uzattı? Eğer rapor gerçekten bu şekildeyse neden raporu aldığı gün bize deklare etmedi ve aradaki süreçte elinde rapor varken hepimizin sözleşmelerini yeniledi. Bir konudan daha bahsetmek istiyorum.

2018-2019 yıllarında yönetim kurulu başkanı bu binanın tadilatının yapılması için ihale başlattı. Dörtlü hükümet dönemiydi ve hükümet gider gitmez İbrahim Benter tarafından ihale geri çekildi. Neden acaba? Nedir maksadı? Vakıfların misyonu bu mudur? Vatandaşı, kiracısını ve sakinlerini koruması gerekirken benim canım bu kadar ucuz mu? Vakıflar idaresinin yetkisinde mi ki benim hayatımı harcasın ve tadilatını yapmasın. Şimdi Benter bizi tahliye etmek için sağdan soldan koşturuyor. Neden bu eforu yıllar önce tadilat için yapmadı neden? Herkes yıllardır kirasını ödüyor ve mal sahibi binayı güçlendirmeye mecbur değil mi? Burada yasal olarak 8 tane mal sahibi olan arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımız bu binanın tadil edildiği raporda yazdığından dolayı. Tadilat projesi başlatıp hep beraber binayı tamir etmeye çalışacak. Ancak bu konuda şu anda depremden yaşanan hassasiyet var. Elbette şu anda derhal bu binanın derhal eksizsiz olacak şekilde devlet desteği varsa devlet tarafından ve gerekirse bizde destekleriz. Binamızın can güvenliğini sağlamak için bir an önce tamir edilmesi gerekir. Şu anda bizim ülkemize yurt dışından depremzedeler geliyor devlet bunlara bile kucak açarken kendi vatandaşlarını bu şekilde sokağa mı atacak? Sorarım size vakıflar idaresinin misyonu bu mudur? Bu nasıl izah edilir anlayamadık. Her şekilde bu bina eğer yaşanmaz haldeyse usulen oturulur izah edilir. İnsanların mağduriyeti de giderilir. Dağ başında yaşarmışız gibi herkes kendine uyan maddeler ile çıkın elimde bu proje var veya elimde bu rapor var çıkın demekle hiçbir sonuca varamayacaklar. Biz burada dimdik duruyoruz ve ben yıllardır bu eve yaşlanır şekilde masrafımı da yaptım ve evime de sahip çıkıyorum. Gerekirse tadilat içinde ne gerekiyorsa yapacağım.

1sjgfj

Sezal Aydınlı (Palm House Sahibi ve İşletmecisi)

12 yıl önce vakıflar idaresinden burayı kiraladım ve buranın eski hali mezbeleydi. Görünmeyecek kadar atıl bir durumdaydı ve biz buraya bir can getirdik. Ben uzun yıllardır işletmeciydim ve bu ülkede Kıbrıs mutfağının yokluğunu hep hissettim. Bu nedenle diğer işletmemden vazgeçince burayı ihale usulü kiraladım. Ve bu Palm House restoranını ortaya çıkardık ve Kıbrıs kültürünü ön plana çıkararak burada bir marka yarattık. İnsanların sevdiği, huzur bulduğu ve rahat edeceği bir mekân yaptık. 12 yıldır burayı çalıştırıyorum ancak vakıflar idaresi 46 yıldır burayı herkese kiraladığı gibi ve parasını almasına rağmen hiçbir bakım yapmadan, buraya bir kuruş para harcamadı ve hiçbir bakım yapmadı. Buranın bakımını yapmadığı gibi birde 90 senesinde buraya bir bilirkişi raporu hazırlandı. Bakım yapılmadığı için alttan deniz suyu geliyordu ve bu sular atmak için aciz kaldılar, bu nedenle binanın kolonlarında erozyon oluştu ama tabii ki kolonların hepsinde değil sadece 3-5 kolonda oluştu. Ama bunu hiç dikkate almadılar ve bir düzeltmeye gitmediler. Doğu Akdeniz üniversitesinden tadilat rapor aldıkları halde bunu yapmaya kalkışmadılar. 12 sene önce bana burayı kiralarken halen daha sorunları vardı. Bana bunlar neden bildirilmedi? Kiramı ödedim, su faturamı ödedim, gereken her şeyi yaptım ve burada bir cennet yarattım. Birileri burada bir rant gördü ve birileri bizi buradan çıkartmak için bir şeyler düşündüler. Bunu nasıl yaparız diyerek bilirkişi raporu hazırladılar. Bu bilirkişi raporu öyle kapsamlı olmamakla birlikte A-Blokta belli bir erozyonların olduğunu ve bu erozyonların belli bir rakamla tekrar revize edileceğini ve sağlamlaştırılacağını belirtiyor. Ancak 2021 Mayıs’ta çıkan bu raporu bize 2021 Kasım’da bildirildi ve bize derhal çıkmamız emredildi. Yani yasal yoldan değil bizi buradan caydırıp korkutarak çıkartmak istediler. Bunun yanından belli zamanlarda bir buçuk yıldır bize böyle tebligatlarla bildiriler yayınladılar. Peki soruyorum 46 yıldır bu adamın aklı neredeydi? ve bunu daha önce neden düşünemedi. Demek ki burada bir rant var ve burayı birisine peşkeş çekerler. Eğer mahkemeye verirse çok uzun yıllar süreceğini düşündüğümden bizi korkutup, yıldırıp ve kaçırmakla korkutuyor. Biliyor ki hukuken kazanamayacak ve bizi yıldırarak kaçırmak istiyor. Ne yazık ki bu depremi yaşadık ve Mağusa olarak hepimiz çok acılıyız. Hepimiz çok acılı ve hassas olduğumuz için Sayın İbrahim Benter bunu koz olarak kullanarak depremin ertesi günü aşağıya projektörler ile erozyona uğraşım kolonları kırıp fotoğraflarını çekip medyaya servis ettiler. Çünkü ellerinden bu geliyor. Bizi buradan atmanın yollarını arıyorlar. Palm House marka adına çok zarar veriyorlar ve bizi buradan çıkartmanın yolu bu olmamalı. Kimse bizimle istişareye girmedi. Biz birçok defa görüşme talep edip bir orta yol bulmak istedik. Eğer tadilat yapılacaksa yardım edebileceğimiz belirttik bunu hukuki yolla da söyledik. Ama hiçbir şekilde orta yol sağlayamadık. Onun maksadı bizi buradan atmak ve bunun bir örneği de en son bugün yaptığı eylem. Geçen hafta belediyeye gelip işin artık belediyeye ait olduğunu ve topu belediyeye attı. Belediyede eğer bize burayı tadil ederseniz size süre verebilirim diye yazılar gönderdi ama Sayın İbrahim Benter’e buda yetmedi. Bugün 5-6 tane buraya girilmez tabelası yapıp buraya birkaç yere astılar. Sevgili vatandaşlar, sayın vatandaşlar, Sayın Mağusalılar ve Sayın Kıbrıslılar bu oyunlara gelmeyelim ve lütfen değerlerimize sahip çıkalım. Bu peşkeşlere artık bir dur diyelim. Lütfen sizde bizim yazınımızda olun bizimle beraber mücadele edin. Bu medyada yazılanlara inanmayın medyada gördükleriniz doğru değildir. Bugün bir bakın bakalım Mağusa’ya kaç tane kötü bina var. Okullarımız, devlet dairelerimiz ve Maraş’a gidin Maraş’ı açtılar orada ki insanları tehlikeye atıyorlar. 46 senedir o binadalar orası tehlike yaratmıyor da burası mı tehlike yaratıyor. Bizim 3-5 ne kadar sak 100 kişinin canı mı önemlidir onlara değildir. Burada bir rant var onlar için önemli olan bu bizim canımız değil. Resmen bize saldırıyor bu insanlar. Biz istiyoruz ki Mağusa insanı ile bir olalım bu insanlara bu peşkeş çektikleri yerleri yedirmeyelim. Bağışlamayalım. Sahip çıkalım. Çünkü çok emek var ben buradan bir mezbeleyi dünya kadar paralarla yaşım itibariyle de ben burayı 54 yaşımda var ettim. Para değildir her şey ben Kıbrıs kültürümü burada çok güzel tanıttığıma inanıyorum. Herkeste bunu söylüyor.

Fatoş Gülle

Yaklaşık 9 yıldır Laguna’da deniz apartmanlarında kalıyorum. Kaldığım süre boyunca da düzenli şekilde her sene kendi evimmiş gibi tadilatını yaptım. Vakıflar bu kadar yılda sadece bizden kiramızı aldı. Bunu dışında pek bir yatırım yapmadı. Günün sonunda dışarıya çıkmamızı söylediler terk etmemizi. Şu anda evsizim gidecek hiçbir yerim yok derhal terk etmemizi söylüyorlar. Çok mağduruz genel olarak hem iş yeri olanlar hem yaşayanlar.

Ufuk Umay (Dernek Başkanı ve Klinik Sahibi)

20 yıldır Laguna Deniz Yıldızı Apartmanlarında yaşıyorum hem evim hem de kliniğim burada. Adı Umay psikoterapi merkezi, iki yıldır da evim kendi kliniğimi burada çalıştırıyorum ondan önce de evim olarak burada yaşıyordum. 4 Kasım 2021’de bize bir kâğıt geliyor ve derhal burayı boşaltmamız gerektiğini söylüyorlar. Çok büyük bir travma yaşadık burada 110 aile yaşıyoruz. Ve biz dedik ki burada muhtemelen büyük bir rant var çünkü 1 gün önce yeni bir kontrol yapıldı. Biz baktın ne olabilir ve buranın bir marina projesi olduğunu öğrendik. Ama bunlar hep kulaktan doğma bilgiler ama vakıflarla yaşadığımız bu 1,5 yıllık süreçte gördüğümüz gerçekten burada bir rant olduğu ve vakıflar bizi karşısına alıp bir çözüm üretmedi. Görüşmeye gittiğimizde de bilimsel olarak raporlarla karşımıza gelin dendi biz sadece can güvenliğinizi düşünüyoruz dendi. Tamamda can güvenliğimizi düşünüyorsunuz ama bizim can güvenliğimiz sokakta yaşamak mı? 20 yıldır daireme bir daire alacak kadar masraf yaptım. 40 yıldır burada yaşan insanlar her masrafını kendileri yaptı. Bize size yer bulacağız veya tadilat yapacağız denmedi. Bizi insan yerine koymadılar. Vakıf misyonu yardım etmektir, insanları sokakta bırakmamaktır, insanların sırasında yer vermektir ve muhtaç olan insanlara yardımcı olmaktır. Biz bir şeye muhtaç değiliz ama bizi muhtaç durumuna düşürüyorlar. Böyle sosyal ekonomik şartların zor olduğu bir dönemde her şeyin pahalı olduğu bir dönemde biz burada iki bine yakın kişi başı 1,500-2,000 kira öderken 5,000-6,000 bin kiraları bize çıkın kiralayın diyor. Gerekirse 6 ay bir kısmını karşılarız deniyor. Bu akıl alır gibi bir şey değil bizi insan yerine koymuyorlar ve biz burada çok mağdur olduk. Bir dernek kurup hakkımızı aramaya karar verdik çünkü bu adil bir durum değil ve devlet bize sahip çıksın. Çünkü vakıflar burayı aldığından beri hiçbir şekilde bir yatırım yapmadı hep biz kendimiz tadilatı yaptık. Dışarıda belli başlı bir takın temizlikler yapılıyordu ki dışarıdan baktığınızda bile çok hijyenik durmuyorlar. Hep biz kendimiz derken kurduk ve ben dernek başkanıyım. Yaklaşık 2 yıldır da buranın yönetimini biz karşılamaya başladık ve bodrum katında çok su oluyordu yıllarca bunu doğru düzgü toparlayamadılar. Bakımsız olmasını istediler çünkü buradaki amaç ranttı. Biz burayı bakımlı hale getirdik ve 1 yıldır biz derken olarak topladığımız aidatlarla kiralarımızla biz bir sürü masrafları yerine getirdikçe gördük ki burada aslında bir hayat olabilir çok güzel bir yer olabilir. Vakıf bize sahip çıkmadı ve çıkmayı da düşünmüyor. Bizde çok üzgünüz Türkiye büyük bir yas yaşıyor bizde bu yası yaşıyoruz. Ne yazık ki hepimiz ailesinden birini kaybettik bizim içinde şu anda çok önemlidir kendi binamızın tadilatının yapılması. Biz çağrı yaptık belediyeye buranın tadilatının ön ayağı olmaları için. Vakıfların rant peşinde olduğu için tadilata girmediğinden çok eminiz girmeyeceğinizde söylüyoruz. Buranın mal sahipleri de var ve mal sahibi arkadaşlarımızla beraber biz buranın tadilatını yapmaya hazırlanıyoruz. Kendi can güvenliğimiz herkesin düşüncesinden öncelikli tabii ki biz daha çok düşünüyoruz. Elimizden geldiğince burayı toparlayacağız ama biz asla buranın peşkeş çekilmesine ve halkımızın yanımızda olacağına izin vermeyeceklerine eminiz. Elimizden geldiğince buna dur demek için savaşacağız. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. (MHA)