BP Milletvekili Hasan Taçoy, Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’ı Kıbrıs konusundaki politikaları konusunda eleştirdi. Taçoy, Erhürman’a yönelik açıklamasında halkın sorularının yanıtsız kaldığını belirterek, “Sürekli ‘halledeceyik’ diyorsunuz ama halkımız bilmek istiyor: ‘Haklarımıza nasıl sahip çıkacaksınız?’ ve ‘Rum tarafını kahve içerek mi ikna edeceksiniz?’” dedi.

Taçoy, Metehan’daki memur sayısının artırılmamasını örnek göstererek, “Yeni bir sınır kapısı açmayı bile başaramayan Rum tarafını çay, kahve veya kebap yiyerek nasıl ikna edeceksiniz? Kendinizi kandırabilirsiniz ama halkımıza cevap vermek zorundasınız” ifadelerini kullandı.

UBP’li Taçoy, Erhürman’ın açıklamalarının halkın kafasındaki soru işaretlerini azaltmak yerine artırdığını savunarak, “Kıbrıs konusunda politika üretemeyince çareyi başka alanlara kaçmakta buluyor ve açık konuşmaktan kaçıyor. Sadece ‘yapacağım ve edeceğim’ demekle politika yapılamayacağını daha önce de gördük” şeklinde konuştu.

Taçoy, Erhürman’a, siyasi yaşamının son evresinde halkın taleplerini doğru anlamaktan başka çare kalmadığını vurguladı.

Taçoy'un açıklaması şöyle:

"Sürekli “halledeceyik” diyorsunuz ama,

Halkımız bilmek istiyor:

“Haklarımıza nasıl sahip çıkacaksınız?”

“RUM TARAFINI ONLARLA KAHVE İÇEREK Mİ İKNA EDECEKSİNİZ..?”

CTP’nin sayın adayı halkımıza cevap vermelidir;

Bırakın yeni bir sınır kapısı açmayı Metehan’daki memur sayısını bile birden ikiye çıkarmayan Rum tarafını çay ve kahve içerek, kebap yiyerek nasıl ikna edeceksiniz?

Kendinizi kandırabilirsiniz o sizi ilgilendirir.

Ama halkımıza cevap vermek zorundasınız.

CTP’nin adayının her açıklaması halkımızın kafasındaki soru işaretlerini azaltmak şöyle dursun daha da artmasına neden oluyor.

İnsan verecek yanıtı yoksa soruları yanıtsız bırakır.

Acaba böyle bir durum mu söz konusu?

Kıbrıs konusunda politika üretemeyince çareyi başka alanlara kaçmakta bulan sayın CTP’nin sayın adayı bunu yaparken de açık ve net konuşmaktan kaçıyor.

Oysa ki sadece “yapacağım ve edeceğim” diyerek politika yapılamayacağını beş yıl önceki seçimde öğrenmiş olmalıydı. Belli ki öğrenmemiş.

Bütünlemeye kaldığı dersi bir kez daha tekrardan alma yolunda ilerliyor. Siyasi yaşamının son evresinde halkın dediğini bu sefer doğru anlamaktan başka çaresi yok."