Sururi yaptığı yazılı açıklamada, “Gazimağusa’da sınıf yapılacak bina kalmamış gibi askeri çadırların içine sınıf kurdurup, öğrencileri çadırda eğitime zorlamanın, laik, demokratik ve bilimsel eğitimi benimsemiş Kıbrıslı Türk toplumuna yapılan bir aşağılama ve hakaret olduğunu” iddia etti.

“Milli Eğitim Bakanı Sayın Nazım Çavuşoğlu yaptığı ‘çadırda sınıf’ uygulamasıyla gurur duyuyor olabilir” diyen Sururi, bu utancın sorumlusunun, sistematik olarak artırılan nüfusun ihtiyacını karşılamak üzere yeni okul binaları yapılması taleplerine kulak tıkayanlar olduğunu ileri sürdü.

“Çadır sınıfların, Türkiye’deki iktidarın dayattığı yönetim anlayışının getirdiği bir sonuç olduğu” iddiasında bulunan Sururi, “kamusal eğitimde gelinen noktanın utanç verici olduğunu, sorumluluk sahipleri utanmasa da onların yerine kendilerinin utandığını” kaydetti.

“Mağusa şehri, bünyesinde Doğu Akdeniz Üniversitesi gibi bir değer barındırmaktadır. En azından bu üniversitenin olanaklarından yararlanılması düşünülebilirdi” diyen Ersen Sururi, Eğitim Bakanı’nı “çadırda sınıf” uygulamasına son verip, normal sınıflar oluşturulabilecek bina bulmaya çağırırken, hükümeti de "gereksiz saray yaptırma" yerine okul yaptırmaya davet etti.