Ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Küçük, Türkiye kanallarından Haber 7’ye yaptığı açıklamada, “(İsrail yönetimi Güney Kıbrıs’a) hava savunma sistemi Demir Kubbe’yi (Iron Dome) inşa etmeye başladı. Ayrıca başta Markeva tankları olmak üzere füze rampaları Rumlara verilecek” dedi.

Küçük;

 "Rumların bu proje için bütçeden 900 milyon dolarlık gizli ödenek ayırdığını" da belirtti.

Kuzey’in çok boyutlu bir çembere alınmaya çalışıldığını savunan Küçük, “Topraklarımızı hileli yollarla ele geçirmek, Akdeniz’deki deniz yetki sahası ve hidrokarbon zenginliğimizi gaspetme adına denenen yöntemler, ekonomimize yönelen tehditler bu kuşatmanın diğer araçlarıdır” dedi.

Küçük ,bu tehlikenin erken zamanda görülmesi gerektiğini kaydetti.

Küçük;

“Türk Dışişleri Bakanlığının açıklaması ve hassasiyetini çok önemsiyoruz. Ancak o açıklamada belirtilen sıralama ile ilgili bazı hususları biraz daha netleştirmemiz gerekiyor. Öncelikle Yahudilerin Kıbrıs’la ilgili sinsi bir strateji izlediği bilinmeli.

KKTC’de toprak alan Yahudilerin tamamına yakını İsrail pasaportu taşımıyor.

 Bunlar genelde Rus, Alman, İngiliz, ABD, Türkiye ve hatta İran pasaportu taşıyan Yahudiler.

Bu açıdan bakıldığında toprak satın alma dağılımı çok daha farklı bir nitelik arz ediyor. Olayın kolonileşme boyutu yanında bir de ekonomimizi felç eden diğer yönü var.

Yahudi şirketler, ranta dayalı bir sistemle Kıbrıs ekonomisini çökertmeye çalışıyor. Sosyal yapımız da felç tehdidi ile karşı karşıya.” 

Siyasi etki üretme girişimlerinin de bulunduğunu, sosyal dokunun ciddi tehdit altında olduğunu kaydeden Küçük, “Çünkü Yahudiler bu topraklarda kolonileşiyorlar.

Rum tarafını silahlandırma ise kuşatmanın bir diğer halkası. İsrail’in öncelikli hedefi Kıbrıs’ı ekonomik gücü ele geçirip, topraklarını satın alarak soft power yöntemi ile teslim almak.

Bunu başaramazlarsa Gazze yöntemini uygulamakta tereddüt etmeyeceklerini biliyoruz.

Gazze işgal girişimi ve sergilenen vahşet Ada genelinde ciddi bir farkındalık oluşturdu” şeklinde konuştu.