Bir TV programına katılan Ürün Solyalı, bir an önce nüfus sayımının yapılması gerektiğine dikkat çekti.

CTP’den verilen bilgiye göre, nüfus sayısıyla ilgili  konuşan Solyalı, söz konusu tartışmaları, “Espri konusu olmaya başlayan çok ciddi bir konu” olarak niteledi.

Nüfusun “başbakana göre mahrem olduğunu" söyleyen Solyalı, “Burada Ersin Tatar başbakana bir gol atmış oldu. Sanırım kimse inanmadı. Giriş çıkışı durdursak 410 bin sayısı geride kalan bir sayı olur. Sadece 110 bin öğrenci var. 10 binlerce çalışma izinli çalışan var. Yatırım yapan yabancılar, ev alan yabancılar var. Bunları bile topladığımızda 300 binin üzerine çıkabiliriz” ifadelerini kullandı.

“Nüfus politikanız yoksa, ne sağlığı ne de eğitimi koordine edebilirsiniz. Bütün alanlarda eksik kalırsınız” diyen Solyalı, “Nüfusunu bilmeden belediyeler katkı paylarını nasıl alacak?” diye sordu.

Belediyelerin katkı paylarının 2010’daki sayılara göre ödendiğine işaret eden Solyalı, “Bugünkü aynı mı? Dört katı artan bir nüfus vardır belki de belediyelerde. İskele’de, Girne’de kat kat artış var. 15 sene önceki nüfus katkısıyla nasıl hizmet götürülecek? Nüfus verileri bu bağlamda da çok önemlidir” dedi.

Asgari ücretle ilgili de konuşan Solyalı, söz konusu durumun bir "zincir" olduğuna dikkat çekti ve şunları söyledi:

“Bu zincir bir şekilde diğer alanları da etkiler. Devlet yaptığı artışın bir kısmını belli bir süre paylaşmak zorunda. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin zorda hissetmemesi için. Hayat pahalılığının da önlenmesiyle ilgili somut öneriler yapıyoruz ama neden umursamıyorlar anlayamıyorum. Hayat bu kadar pahalı olmuşken ve döviz karşısında hiçbir politikanız yokken, özellikle temel tüketim maddelerinde kar marjını sınırlandıralım. Mal ve Hizmetler Yasasını kullanalım.”

Özel okul fiyatlarına da değinen Solyalı, fiyatların "aşırı derecede" arttığına işaret etti ve “Özel okullar zenginlerin gittiği yerler değildir. Özelde çalışan insanlar, tam gün eğitimden dolayı çocuklarını özel okullara vermek zorunda kalıyor. Çocuklarını okula gönderebilmek için kredi çekiyor insanlar. Birilerini batırmak derdinde değiliz ama 3-5 kişi çok zengin olacak diye, yüzde 90’ın müthiş fakirleştiği, yok olma pozisyonuna geldiği günü, devlet gözü kapalı geçiremez” dedi.