Eğitim bilimci, KEAB Başkanı Salih Sarpten, Kıbrıs Türk eğitim sisteminin çözemediği hatta her geçen yıl katmerlenerek artırdığı sorunlarının başında eğitimde fırsat eşitsizliğinin geldiğini belirterek, “Herkese adil ve eşit eğitim verilmesi hususu ihmal ediliyor” dedi.

Eğitimde fırsat eşitliğinin yüksek olduğu toplumlarda, başarılı olabilmek için hayata nereden başlanıldığının önemi olmadığına dikkat çeken Sarpten, “Eğitimde fırsat eşitliğinin düşük olduğu toplumlarda bunun aksine hayata başladığınız nokta büyük önem taşır” dedi.

“SON 2 YILDA YAŞANANLAR EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİNİ DAHA DA DERİNLEŞTİRMİŞTİR”
Sarpten, “Ülkemizde eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması şöyle dursun, son 2 yılda  yaşananlar sorunu daha da derinleştirmiştir” ifadelerini kullandı.

Eğitimde fırsat eşitsizliğinin, Kıbrıs Türk eğitim sisteminin çözemediği hatta her geçen yıl katmerlenerek artırdığı sorunlarının başında geldiğini belirten Sarpten, konuyla ilgili açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“İlkokullardaki kolej giriş sınavının varlığı, kademeler arasındaki geçişlerinin sadece sistemin sınav odaklı olması, okullara yapılan yatırımların adil olmaması, öğretmenlerin görev yaptıkları okullardaki deneyim farklılıkları, öğretmen istihdamından kaynaklanan sıkıntıların farklı bölge ve okul türlerine göre farklılık göstermesi gibi nedenlerle eğitimde fırsat eşitsizliği her geçen gün artmaktadır.”

Sarpten, ülkede yaşamdaki problemlere öznel çözüm önerileri üretme ve birden fazla yabancı dili etkin olarak konuşma noktasında sıkıntılar olduğunu belirtti.

“ÇOCUKLARIMIZ AYNI YAŞ GRUBUNDAKİ DİĞER ÜLKE ÇOCUKLARINDAN OLDUKÇA GERİDE”
KKTC’de eğitim gören çocukların, özgüven ve öz saygı bakımından, aynı yaş grubundaki diğer ülke çocuklarından oldukça geride olduğunu dile getiren Sarpten, “Bu sıkıntının sebeplerinden biri de fırsat eşitsizliğidir” diye konuştu.

Eğitim bilimci Salih Sarpten, kamu okulları ile özel okullar arasında öğretim kalitesi açısından anlamlı bir fark olduğunu düşünmediğini kaydederek, “Ancak hem okul ortamlarının daha nitelikli hem de eğitimde geçirilen sürenin daha uzun olması ciddi bir fark yarattı” açıklamasında bulundu.

Kamu okulları ve özel okulların arasındaki farkın, eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin temel göstergesi olduğuna vurgu yapan Sarpten, “Özel okuldaki öğrenci etkin bir yabancı dil eğitimi alabiliyorken, kamu okulunda öğrenci henüz ana dilde eğitimini bile hedeflenen düzeyde tamamlayamıyor” dedi.

Sarpten, kamu okullarının kendi arasında da ciddi farklar olduğunu söyleyerek, “Örneğin geçtiğimiz dönem yaşanan hademeler krizinde bazı kamu okullarında eğitim yapılamaz düzeyde sağlıksız hijyen koşulları varken, bazı kamu okullarında ise eğitim devam etti” ifadelerini kullandı.

“OKULLAŞMA VE OKUL YÖNETİMİ BAĞLAMINDA HERHANGİ BİR PLANLAMA YOK”

Okullaşma ve okul yönetimi bağlamında herhangi bir planlama olmadığını söyleyen Sarpten, “Bu durum kamu ya da özel olmasına bakmaksızın okullar arasında da ciddi farkları beraberinde getirmiştir” diye konuştu.

KEAB Başkanı Salih Sarpten, eğitimin 15 yaşına kadar zorunlu, 18 yaşına kadar da ücretsiz olmasının ‘Anayasal bir hüküm’ olduğunu hatırlatarak, “Eğitim hizmetinin verilmesinde bu hüküm temel zemin olmalıdır” açıklamasında bulundu.

Kaliteli eğitimin yanı sıra herkese adil ve eşit eğitim verilmesi hususunun ihmal edildiğine dikkat çeken Sarpten, “Kanımca eğitimi yönetenlerin pedagoji ilkelerine göre değil de siyasi kaygılara göre kararlar alması ücretsiz olması gereken eğitimin kaliteli olmasını ciddi anlamda erozyona uğratıyor” dedi.

Salih Sarpten, eğitimde fırsat eşitliğinin tam anlamıyla sağlanabilmesi noktasında devletin üzerine düşen yükümlülüklerle ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

“KOLEJ GİRİŞ SINAVLARI, EĞİTİM SİSTEMİMİZİN KANAYAN YARASIDIR”

Ülkedeki eğitim sisteminde fırsat eşitliğinin esasına aykırı olan en temel uygulamanın Kolej Giriş Sınavı’nın bugünkü hali olduğunu dile getiren Sarpten, “Kolej Giriş Sınavları, eğitim sistemimizin kanayan yarasıdır” ifadelerini kullandı.

Sarpten, “Ne gariptir ki akademisyenlerden eğitim bilimcilere, öğretmenlerden velilere kadar hemen herkes hatta eğitimi yöneten siyasi irade bile bu tespiti yapıyor olmasına karşın çözüm yönünde atılmıyor” diye konuştu.

Kolejlerin, genel ortaöğretim kademesindeki okullardan daha iyi eğitim veriyor algısı ile özellikle anne-babaların birincil tercihi durumuna geldiğini söyleyen Sarpten, konuyla ilgili açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Hatta denilebilir ki, kolejlere giriş öğrencilerin değil anne-babaların yarışı haline gelişmiştir. Bilindiği bu sınavlar sıralama sınavlarıdır. Yani kamu kolejlerine gidebilmek için sınavlardan yüksek not almak ve en başta sıralanan öğrenciler arasında bulunmak gerekiyor. Bu da daha fazla bilgi ezberlemek, daha fazla soru çözmek, çoktan seçmeli test çözme becerilerini geliştirmekten geçiyor. Bunu sağlayan yegane şey de özel ders ve dershanelerdir. Bu durum tam bir fırsat eşitsizliği yaratıyor.”

“İKAMET ETTİĞİ KÖYDE ÖZEL DERS İMKANLARI BULAMAYAN ÇOCUKLAR EŞİTSİZLİK YAŞIYOR”

Sarpten, ekonomik anlamda zorluk çeken ailelerin çocukları veya ikamet ettiği köyde dershane ve özel ders imkanları bulamayan çocukların tam bir eşitsizlik yaşadıklarını belirtti.

Bazı çocukların özel ders ve dershanelere gitme imkanı olmadığına değinen Sarpten, “Bu çocuklar özel ders ve dershaneden edineceği birçok kazanımı elde edemediklerinden dolayı başarısız öğrenci damgası yemeye mahkum olacaklardır. Bu eşitsizlik, çocuklarımızın psikolojileri bozmakta, onların gelecekteki hayatlarını ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir” açıklamasında bulundu.

Sarpten, Kolej Giriş Sınavı’nın bugünkü hali ile pedagojik açıdan sürdürülebilir olmadığının kabul edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.