Sayın bakan, içinden çıkılmaz bir hal alan eğitimi özveriyle ayakta tutan bugün öğretmenlerimiz, okul idarecilerimizdir. Okullara yeterli bütçe ayırmıyorsunuz, okulları temizlik malzemelerini dahi kendi imkanlarıyla almak zorunda bırakıyorsunuz. Hademe sorununu aylarca çözmediniz, okullar hastalık riski taşırken siz izlediniz ama öğretmenler ve okul idareleri ordaydı ve sorunu çözmeye çalışıyordu.

Okul binalarımızdaki sıkıntılar, yıkılan, yağmurda akıtan tavanlar olduğu yerde durmaktadır. Depreme karşı hayati risk taşıyan okullarımızın depremin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen hala daha karot testlerini yaptırmadınız sayın bakan, bu okullarımızın akıbeti Eylül ayında ne olacaktır?

Çadıra mahkum ettiğiniz öğrencilerimizi apar topar tamamlattığınız yetersiz olan okul binasına yerleştirmeye çalıştınız sığmayan son sınıf öğrencilerimizi online eğitime aldınız. Çözüm diye sınavlarını erken yaptırıp çocuklarımızı örgün eğitim dışına aldınız.

·        Aynı anda hem çadırda hem de çıkıp arabasında telefonuyla online ders verirken öğretmen siz nerdeydiniz sayın bakan?

·        Yine Mağusa’da meslek lisemiz birbirinden uzak ve bağımsız üç ayrı yerde eğitim yapmaya çalışıyor. Başka bir okulumuz, okul binasından farklı yerde eğitim vermeye çalışıyor. Siz ne yapıyorsunuz sayın bakan?

·        Depreme karşı hayati risk taşıyan okullarımızın hala daha tespitlerini yapmamışken, 4 ay sonra bu okulları nasıl açacaksınız?

·        Okullarımızda sınıf sayıları 35-40’lara dayanmışken ve yaşanan ağır ekonomik kriz nedeniyle Eylül ayında bu okullara talebin artması beklenirken, siz ne yapıyorsunuz?

·        45 farklı ülkeden öğrencilerin devam ettiği okullarımızda yabancılara yönelik Türkçe öğretimi programına ve düzenlemelere ihtiyaç duymaktayken, sizin umurunuzda mı?

·        Yeterli kantin, kafeterya hazırlığı yapmadan öğlen okullarda kalmaya mecbur ettiğiniz öğrencilerimiz aç kalırken, öğretmenlerimiz, çocuklarımızın yanındaydı, siz nerdeydiniz sayın bakan? 

Siz önce topluma bunu açıklayın, bunun hesabını verin, izahını yapın, varsa çözümünüz ve planınız anlatın!

Yetersiz kalan, güncellenmesi gereken disiplin tüzüğü, sınıf geçme, sınav tüzüğü gibi tüzükler, özel okulların ücretlerinin artması, bu nedenle devlet okullarında artacak olan öğrenci sayısı ve kalabalık sınıflar, Türkçe bilmeyen yabancı öğrenciler, özel eğitime gereksinim duyan öğrencilerimiz için yetersiz altyapı, eksik kadrolar ve sistemden kaynaklanan daha birçok sorun varken neden öğretmenle, haklarıyla, kurumuyla, onuruyla uğraşıyorsunuz sayın bakan?

Sosyal Güven(siz)lik Yasasıyla, Göç Yasasıyla öğretmenler arasında eşitsizlik, adaletsizlik yarattınız, bununla ilgili hiçbir adım atmıyor, sadece popülizm yapmaktan ileriye gitmiyorsunuz sayın bakan.

Sayın bakan bilmelidir, öğretmenlerin ve toplumun böylesine suni bir gündemi yoktur, nitelikli kamusal eğitim beklentisi vardır. Dayatma protokollerle gündeme gelen, hiçbir pedagojik ve bilimsel zemini olmayan, kamusal eğitimi gözden çıkaran, sermayeye hizmet etmekten başka bir amaç gütmeyen Eğitim Bakanı’nın bu dayatmalarını reddediyoruz, kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz! 

Bugün sokaktayız, meclis önündeyiz. Bizlere, yasal haklarımıza saldıran, gasp etmek için ısrar eden, dayatmalarla öğretmeni planladığı ya da talimat aldığı kalıba sokacağını düşünen, okulları kaderine terk eden bu anlayışa karşı sonuna kadar direneceğiz, mücadele edeceğiz. Yaratılmak istenen kaosun sorumlusu olan bu anlayışa karşı bir kez daha sesleniyoruz, çekin ellerinizi öğretmenin üzerinden!